KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve temsilcilerimizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Şimdi, başta söyledim, 700 sayfa, 700 sayfa, ne yaptı? 1.400 sayfa. 1.400 sayfayı nasıl değerlendireceğiz? Saatlerce değerlendirmemiz lazım aslında.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Komisyonlarda görüştük ya!

ALİ BOZAN (Mersin) - Ama başlarken de hep iktidarı eleştiriyoruz ya, ben bu defa muhalefeti eleştireceğim, İbrahim Bey'i eleştireceğim. Yani bazen diyor ki: "Yiğidi öldür, hakkını yeme." Hep eleştiri, hep eleştiri olmaz.

HARUN MERTOĞLU (Rize) - Bir şeyde de iktidar eleştirilmesin.

ALİ BOZAN (Mersin) - Şimdi, iktidarın istikrarlı olduğu bazı konular var. Şimdi, az önce siz söylediniz, dediniz ki: "2023 raporu, 2024 yıllık raporu kopyalayapıştır yapılmış."

MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Ali Bey, dikkatle dinliyorum sizi.

ALİ BOZAN (Mersin) - Evet, kopyalayapıştır yapılmış ama bu bir istikrarın göstergesidir.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Geliyor size.

ALİ BOZAN (Mersin) - İstikrarın göstergesi nedir? 2023 yılında bir rapor hazırlanmış...

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Ali Bey, sizin muhalefeti eleştirmenize izin vermeyiz.

ALİ BOZAN (Mersin) - ...biz 2023 yılında bu rapora bir muhalefet şerhi yazmışız. 2024 yılı raporuna baktık, alt komisyonu raporuna baktık, muhalefet şerhimizi hiç değiştirmeye gerek yok. O yüzden, özellikle insan hakları ihlalleri söz konusu olduğunda mevcut iktidar gerçekten istikrarlı gidiyor.

MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Muhalefet de istikrarlı gidiyor.

ALİ BOZAN (Mersin) - Bu nedenle ben kendilerini gerçekten kutlamak istiyorum, tebrik ediyorum. Niye? Bakın, muhalefet şerhimizde biz demişiz ki: "Hasta mahpuslar -bir sene önce- meselesi -bizden önce farklı siyasi partilerden arkadaşlar söz aldılar- hâlen olduğu gibi maalesef devam ediyor." Biz demişiz; Y tipi, S tipi yüksek güvenlikli hapishaneler meselesi olduğu gibi devam ediyor ve bu arada ben rapordan bir değerlendirmeyle bu konuya değineceğim. Şimdi, alt komisyon raporunun 84'üncü sayfasında "tekli odada tutma" diyor ve diyor ki: "İnfaz şekli olarak düzenlememekle birlikte kısa süreliğine de olsa tekli odada tutma." Ya, infaz şekli değil ama S tipi, Y tipi yüksek güvenlikli cezaevlerinde şu anda infaz şekli hâline gelmiş. Yani o yüzden ben bu raporu okurken bazı konuların yanına not almışım, bunun yanına "hikâye" diye not almışım; hikâye bu, hikâye, hikâye! Yani mevcut mevzuata göre cezaevindeki bir tutuklu ya da hükümlü en fazla yirmi gün süreyle hücrede tutulabilir. Ya, şu anda kişi tutuklu, daha mahkemeye çıkmamış, belki beraat edecek ya da süreli hapis cezası almış, tek kişilik hücrede tutuluyor. Yani şu anda S tipi, Y tipi yüksek güvenlikli cezaevleriyle tutukluların almadıkları cezaları infaz ediliyorken kalkıp buraya tekli odada tutmayla ilgili bir değerlendirme yazmak... O yüzden yanına not almışım "hikâye" diye. Şimdi, yine raporumuzda ne demişiz? "Ağız içi arama" demişiz. Ağız içi arama maalesef hâlen devam ediyor ve biz alt komisyon çalışmaları esnasında rakamları baz alarak Adalet Bakanlığına plaket verdik. Ya, memlekette en fazla şikâyet, en fazla sıkıntı Adalet Bakanlığından. Evet, rakamlara göre Adalet Bakanlığı plaketi hak etti.

HARUN MERTOĞLU (Rize) - Fotoğraf karesinde...

ALİ BOZAN (Mersin) - Evet, varım, varım, ben de bulundum, sıkıntı yok, orada da söyledim. Bakın, rakamlara göre Adalet Bakanlığı plaketi hak etti. Biz bir sene önce hazırladığımız raporda demişiz ki: "Ağız içi arama nedeniyle insanlar tedavi olamıyor." Somut, net söyleyeyim yani Antalya ve Adana Cezaevlerinde hâlen ağız içi arama devam ediyor. Biliyoruz, ben toplantıya girmeden önce yeniden teyidini aldım. O yüzden diyoruz yani istikrarlısınız, maşallahınız var o konuda.

Yine, disiplin cezaları, infaz yakmalar... Ya, dilimizde tüy bitti. "İdare ve gözlem kurulu" diye bir şey uyduruldu 2021 yılında. İdare ve gözlem kurulu... Arkadaşlar, bununla ilgili bir şey yapmak gerekiyor. Eğer bu idare ve gözlem kurulları bugün bu şekilde devam ederse, ya Allah göstermesin, vallahi yarın öbür gün sizin de başınıza bela olacak, olacak yani bu şeyin göstergesi.

Şimdi, biz, o zaman "kayyum tahribatları" diye muhalefet şerhimize bir şeyler yazmışız ve demişiz ki "31 Mart 2024 seçimlerine doğru..." diye başlayan bir paragrafımız var. Sonrasında ne olmuş? Kayyuma devam. Ha, Ombudsmanlık kurumu şunu diyebilir: Ya, bu konuda hani bizim yetkilerimiz sınırlı. Evet ama o konuda tam bir noktaya değineceğim. Şimdi, "İnsan Hakları" başlığında Gazze'yle ilgili bir değerlendirmesi var. Şimdi iki yönden bir eleştiri yapmak gerekiyor. "Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesinden dünyanın en büyük çocuk mezarlığına." Ombudsmanlık kurumumuzun Gazze'de yaşananlara dair bir rapor düzenlemesi, bir çalışma yapması oldukça kıymetlidir, oldukça yerindedir, anlamlı buluyoruz ama Gazze'yle ilgili değerlendirme yapılırken, Gazze'yle ilgili çalışma yapılırken bizzat Türkiye üzerinden İsrail'e gönderilen akaryakıttan da bahsetmek gerekiyor. Ben Mersin Milletvekiliyim, Mersin ve İskenderun Limanları üzerinden İsrail'e gönderilen çelikten de bahsetmek gerekiyor. Ha, bu da olursa biz o zaman Gazze'yle ilgili değerlendirmelerin tamamının altına imza atarız. Şimdi, Gazze'yle ilgili değerlendirmeler yapılıyor ama bu ülkede kayyum meselesi... Bakın, kayyum meselesi herkesin eleştirdiği bir konu. Bu konuya dair Ombudsmanlık kurumumuz şu raporda bunu eleştiren iki söz kurmalıydı, kurabilmeli. Ben bu cesareti gösterebilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, cezaevleriyle ilgili yine birkaç konuya değineceğim. Şimdi, ceza infaz kurumlarındaki aşırı kalabalık sorunu hakkında yapılan şikâyetler. Biliyoruz, ya 115 bin kişi kapasite fazlası var şu an cezaevlerinde, tam 115 bin kişi. Şimdi, bu da yapılırken bazen şunu söylüyorum: Ya memleketi Ankara'dan yönetmemek gerekiyor. Örneğini vereceğim, Adıyaman Milletvekili Mustafa Bey buradayken bir de not alırsa, çözerse sevinirim. Geçtiğimiz hafta Adıyaman Cezaevini ziyaret ettim. Adıyaman Cezaevinin kapasitesi 2 bin civarında. Sordum, 304 kişi kalıyor. Cezaevi ne zaman açıldı? Sordum, üç ay olmuş sanırım. Ya, üç aydır 80 ilde kalan ve Adıyaman'da mahkemesi devam eden ya da ailesi Adıyaman'da bulunan tutuklu, hükümlü yok mu? Ne bekliyorsunuz? Ya, bu kadar bürokrasiye gerek yok. Orada 1.500 kişilik boş yer varken insanlar atıyorum Adıyaman'dan kalkıyor, Tekirdağ'a, Edirne'ye ya da Adana'ya, Mersin'e yakınını görmeye gidiyor. Bunun için niye bekleniyor? Mesele bazen memleketi Ankara'dan yönetmek meselesi diye düşünüyorum.

Şimdi, cezaevi nakil talebiyle ilgili yapılan başvurular, aile birliği nedenine bağlı nakil talepleri, eğitim nedeniyle, sağlık nedeniyle nakil talepleri, hepsinin yanına özür dileyerek "hikâye" diye not almışım, şundan kaynaklı: Hani ne anlatayım? Şimdi, Dilekçe Komisyonumuza en fazla başvuru nakillerle ilgili. Evet, Ombudsmanlık kurumuna yapılan başvurularla ilgili sorun çözülüyor ama aynı zamanda şunun da yapılması gerekiyor. Sayın Mehmet Salih Dal, Bakan Yardımcılarının tamamı geldi, dinledik ama aynı zamanda benim oradan beklentim, en azından bundan sonrası için beklentim şudur: Bir konuda Ombudsmanlık kurumu bir karar vermişse daha sonra aynı konuda ilgili Bakanlığa bir başvuru geldiğinde en azından derhâl gereğini yerine getirmesi. Bakın, 2023 raporundan 2024 raporuna değişen bir şey yok. Önümüzdeki günler için peşinen bir şey söylemek istemiyorum, peşinen bir şey söylersem haksızlık etmiş olurum. Umarım ve dilerim, 2025 yılı raporunu biz değerlendirirken deriz ki: Falan, falan, falan bakanlıklarımız, kurumun bir kararını beklemeden, kurumun daha önce verdiği bir kararı emsal kabul edip gereğini yapmış; dileğim, temennim budur çünkü o kadar Bakan Yardımcısı geldi, kendilerini dinledik, zamanlarını aldık.

Şimdi, son olarak, yine raporda pasaport meselesi. Yani özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hakkında herhangi bir mahkeme kararı olmadan...

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Evet...

ALİ BOZAN (Mersin) - Sen böyle yaptıkça ben devam ederim.

Şöyle toparlayacağım: Şimdi, herhangi bir mahkeme kararı olmadan yurt dışı yasağı konulan yurttaşlar meselesi. Bence bu konuda da yani bunları söylerken, eleştirirken aynı zamanda kuruma verdiğimiz değerden kaynaklı eleştiriyoruz. Burada bir mahkeme kararı olmadan yurt dışı çıkış yasağı konulan kişiler, bir de farklı bir boyutu var. On beş senedir yargılanıyor ya vatandaş, on beş senedir mahkemesi devam ediyor, yurt dışı çıkış yasağı var. Ya cezaysa ceza, beraatse beraat ama bu yurt dışı çıkış yasağı bir türlü kalkmıyor. Buna dair de bence raporda mutlak surette bir değerlendirmenin olması gerekiyordu.

Yine, son olarak, cezaevlerinde iaşe bedellerine dair. Şimdi, iaşe bedelleri konuşuluyor, eleştiriliyor. İşte, sene başında bir iaşe bedeli belirleniyor cezaevleri için ama sene içinde her şeye zam geliyor, o iaşe bedeli olduğu gibi yerinde kalıyor. Tesadüftür ki Komisyon toplantısına girmeden önce Adana Suluca Cezaevinde kalan bir mahpusun yakınının bana gönderdiği sesli bir mesaj var, toplantı bitiminde o sesli mesajı Kürtçe bilen vekillerimize dinleteceğim yani orada yaşanan sıkıntıyı bir baba hangi duygularla anlatıyor. Şimdi, orada mesele sadece bir cezaevi meselesi değil çünkü her yere aynı iaşe bedeli gidiyor. Orada bu sıkıntı yaşanıyorsa 81 ildeki bütün cezaevlerinde de aynı sıkıntı yaşanıyordur diyorum ve son olarak böyle...

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Bu üçüncü "son olarak" oldu.

ALİ BOZAN (Mersin) - Üçüncü... Cezaevleri diyoruz ya, Adalet Bakanlığına hani plaket verdik.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Beraber verdik.

ALİ BOZAN (Mersin) - "Verdik" diyorum zaten, "verdiniz" demiyorum, rakamlar öyleydi çoğu konuda.

Adana Yüksek Güvenlikli Cezaevinde Mehmet Emin Töre'nin yazmış olduğu Kürtçe şiir kitabı dışarıya baskı için gönderildi, aynı kitap tekrar içeri alınmadı. Baskı için gönderilirken yani zaten cezaevinin onayından geçerek dışarı gitti, baskıya verildi, kitap hâline geldi ve kitap tekrar cezaevine alınmadı. Notta diyor ki: "Bana bizzat gönderdiği vasisi ve görüşçüsüyüm." Bana gelen notu olduğu gibi sizlerle paylaştım arkadaşlar.

Şimdi, bu meseleler sadece 1 kişinin, 2 kişinin yaşadığı meseleler, sıkıntılar değil. Bu anlamda, ben Ombudsmanlık kurumunun bundan sonra alacağı kararlarda, kimi zaman tıpkı Gazze'yle ilgili olduğu gibi, kimi konularda mutlak surette açıklamalar yapması, mutlak surette değerlendirmeler yapması ve bu cesareti gösterebilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Hepinize şimdiye kadar gösterdiğiniz çaba ve emeklerden dolayı tekrar teşekkür ediyorum.