Komisyon Adı | : | (10/2608,2609,2610,2611,2612,2613) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak'ın, iklim değişikliğinin genel, küresel ve ülkemizdeki etkileri hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 25 .06.2025 |
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı olarak Tarım ve Orman Bakanlığıyla ne kadar sürede bir araya gelerek bu konuları değerlendiriyorsunuz? Örneğin, bu beş aylık süreçte kaç toplantı bu anlamda gerçekleşti? Orada da ayrı bir birim mi yürüyor yoksa sizin bu konudaki İklim Değişikliği Başkanlığı bünyesinde mi yürüyor?
Ayrıca, uyum tedbirleri arasında dayanıklı bitki ırklarının geliştirilmesi, yağmur suyu toplama, sulama altyapısı iyileştirme gibi adımların yer aldığını ifade ettiniz. Ben 2006'da, ilk milletvekili seçildiğimde bu yağmur sularıyla ilgili sarnıç modelini Mecliste anlattığımda o dönemin Çevre Bakanı bu konuyla ilgileneceğini ve yeni yapılan tüm apartmanlarda, özellikle çok katlı yapılarda çatı suyunun bir sarnıca alınıp gri suyla birlikte gündeme geleceğini söyledi ama bildiğim kadarıyla on yılda bu konuda yalnızca bir yönetmelikte ifade yer aldı ama uygulamaya geçmedi.
Şimdi, burada 2053 Yılı Uzun Dönemli İklim Stratejisi'ne de bakınca bugün bizim "Yarın ne olacak?" sorusunu sorduğumuz konular yer alıyor. Şimdi, 2053'e kadar bizim bu don olayları demek ki bu objektif bakış açısıyla sürecek. Ürün deseni planlaması niye 2053'e kalacak? Dayanıklı türlerin teşviki, altyapının güçlendirilmesi, sigorta sistemlerinin uyarlanması, erken uyarı ve dijital sistemler; bunların bugün için yapılabilirliği olası. Bunlarla ilgili sizin Bakanlığınızın dışındaki kurumlarda da farklı çalışmaların olduğunu ben biliyorum ama -niye- birlikte bir koordinasyon içinde bu işlerin yürüdüğünden de şüphe ediyorum çünkü bütçede sunum yapılıyor bize; Tarım ve Orman Bakanlığı KOP'u, GAP'ı başka anlatıyor, bununla ilgili Çevre Bakanlığı ya da diğer ilgili bakanlık farklı bilgi veriyor, rakamlar bile birbirini tutmuyor. Bu da bir koordinasyon eksikliğini getiriyor?
Ayrıca, biraz evvel de söyledim, biz şu an Mecliste iklim kanun teklifini görüşüyoruz; orada, bu, sizin belirttiklerinizin hiçbiri yer almadığı gibi, içinde iklim olmayan bir kanun, adı iklim kanunu. Burada, siz "iklim kanun taslağı" diye ifade yer alınca... Bir de biliyorsunuz, yeni sistemde -onu da bildiğinizi düşünüyorum- milletvekilleri kanun teklifini getirir, bakanlıkların bu konuda kanun yapma yetkisi kaldırıldı, Cumhurbaşkanı tek yetkili. Burada belirttiğiniz konuları da eğer taslak olarak hazırladıysanız bize de verebilirsiniz. Milletvekili olarak biz Meclise getirmeye hazırız çünkü bu, ülke için önemli bir konu.
Ben de teşekkür ediyorum sunumunuz için.
BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Evet Başkanım, teşekkür ederiz.
Buyurun.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI ORHAN SOLAK - Teşekkür ediyorum Sayın Vekilim.
Sondan başlayalım. Tabii, kanun yapıcı Meclis...
BAŞKAN ADEM KORKMAZ - İsterseniz hocam... Bunlar aciliyeti... Çok kısa söyleyecekseniz söyleyin. Şimdi konuşmaya geçeceğiz, süre de ilerliyor.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI ORHAN SOLAK - Olabildiğince kısa...
BAŞKAN ADEM KORKMAZ - Daha teknik detay olan kısımları yazılı olarak alalım.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI ORHAN SOLAK - Kanun yapıcı Meclis; bunu zaten biliyoruz. Bu noktada biz Başkanlık olarak hani kanun sürecinde tabii, teknik anlamda destek istenildiği durumda veriyoruz ama kanun yapıcı Meclis.
"İklimle ilgili bir şey yer almıyor." konusundan belki biraz çok kısaca bahsedeyim Sayın Vekilim. Şimdi, İklim Kanunu biraz çerçeve bir kanun. 5'inci ve 6'ncı maddeleri var. Öncelikle 1'inci madde, 2'nci, 3'üncü ve 4'üncü maddeler; amaç, kapsam, tanımlar, genel ilke ve esaslar. Kanun kurgusunda aslında çok farklı versiyonlar tabii değerlendirildi süreç içerisinde ama planlama araçları var. Yani bu dediğimiz politika, strateji, eylem planları planlama aracı olarak tanımlandı. 5'inci maddede 2 tane temel uygulama var: Azaltım ve uyum. "Sera gazı emisyonlarının azaltımı" dediğimiz azaltımla ilgili 5'inci madde var. "İklim değişikliğinin etkilerine uyum" dediğimiz 6'ncı madde var. Genel çerçevede çok kısaca uzatmadan söyleyeyim: "Planlama aracı" dediğimiz politika, strateji ve eylem planları, bu dediğimiz planların hazırlığı. Uygulama araçları da finans, teknoloji ve kapasite geliştirme. Bununla ilgili genel çerçeveyi hiçbir sektör özeline girmeden... Çünkü iklim değişikliği konusu bir sektör değil, tüm sektörlerin üzerindeki bir politika diye söyleyebiliriz. "Azaltım" dediğimiz enerji, sanayi, ulaştırma, tarım, atık, bina ve yutak alan sektörleri. "İklim değişikliğine uyum" dediğimiz de su kaynakları yönetimi, tarım, gıda güvenliği, biyoçeşitlilik, ormancılık, afet risk azaltma, insan sağlığı bütün sektörler var. Dolayısıyla kanunun yazım dilinde tamamen çerçeve düzeyinde planlama araçları ve bunların uygulanması ve buna yönelik finans mekanizmalarının geliştirilmesi, bir de tabii ki karbon fiyatlandırma, emisyon ticaret sistemi var ama tabii bu düz metin olarak okunduğu zaman o planlama ve uygulama araçları genel çerçevede tanımlı olduğu için sanki bunlar kanunun içinde yokmuş gibi bir algı oluşuyor. Aslında öyle değil. Bu sadece biraz hani yazım dilindeki farklılaşmadan kaynaklı. Biraz planlama, uygulama araçları ve azaltım, uyum eylemleri veya faaliyetleri genel çerçevede yazıldı ama emisyon ticaret sistemindeki o adımların kanun dilinde tanımlanması gerektiği için orada biraz daha detaylı yazım dili kullanıldı. Dolayısıyla, sanki böyle bir algı da oluşuyor tabii, haklı olarak dışarıdan bakıldığında. Sanki sadece emisyon ticaret sistemi tanımlanmış, diğerleri genel geçilmiş gibi değil. Bunlar aslında ikincil mevzuata bırakıldı. Bunu söyleyebilirim.
Bir de biz İklim Değişikliği Başkanlığı olarak nasıl koordine ediyoruz? Aslında İklim Değişikliği Uyum Koordinasyon Kurulu var; Sayın Bakanımızın başkanlığında ilgili tüm bu sektörlerden sorumlu bakanlıkların bakan yardımcıları düzeyinde toplanan politika belirleyici, karar verici mekanizma o. Onun altında da 7 tane çalışma grubu var, bunların biri de iklim değişikliğine uyum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Farklı bakanlıklar var mı?
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI ORHAN SOLAK - Tabii. Yani bütün ilgili bakanlıklar. Sadece bakanlıklar da değil TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, TÜİK, YÖK hepsi var. Yani iklim değişikliği konusuyla ilgili olmayan herhangi bir sektör veya kurum söyleyemeyiz. Dolayısıyla, hepsinin içinde olduğu genel bir koordinasyon söz konusu.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şimdi bunu söyleyince bir konuyu burada konuşmamızda fayda var.
Ben Sayın Bakana, daha önceki Bakana gittim, dedim ki: Niğde ilinde Bahçeli bölgesinde yabancılara ait elma bahçelerinin olduğu yerde dolu yağacağı zaman bir "dolusavar" dedikleri; atış yapılmasıyla dolunun yağmura dönüştürüldüğü ve bu alana yağdığı, bu nedenle de bu kuraklığın ortaya çıktığını söylüyor çiftçiler dedim. Sayın Bakan, benim yanımda ilgili arkadaşı aradı; ilgili arkadaş, bunun Türkiye'de kullanımının Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yasak olduğunu, böyle bir uygulamanın olamayacağını söyledi. Döndü, Tarım ve Orman Bakanlığını aradı, o Bakan Bey de bu konuda böyle bir çalışmanın yapılamayacağını ifade etti. İlgili Genel Müdürü aradı, Genel Müdür arkadaşımız da bu konuda böyle bir çalışmanın olamayacağını ifade etti. Yola çıktım, yolda bizi Niğde Tarım İl Müdürlüğünden bir kişi aradı, dedi ki: "Bunlar Bakanlıktan izin alınarak yapılan uygulamadır. Şu anda dolusavar kullanılmaktadır bize verilen talimat doğrultusunda." Şimdi, benim anlamak istediğim şu: Bu benim bire bir yaşadığım, içinde olduğum ve tanık olduğum bir olay. Dolusavarın iklim değişikliğine etkisi dışında kullanılması başka bölgede yağmurun önünü mü kesiyor? Gerçekten bu dolusavar, doluyu buluttayken yok edip yağmura mı dönüştürüyor öğrenmek istedim ama bakanların "Yok." dediği, genel müdürlerin "Yok." dediği ama bizim orada uygulanan bir olayla karşılaştım. Şimdi, bunun için şunu söylemeye çalışıyorum; koordinasyon dediğim olay şu: Tarım ve Orman Bakanlığının İklim Değişikliği Bakanlığıyla sürdürdüğü uyumlu oluşumlara karşı müdahil olacak bir çalışma varsa bu doğru, faydalı bir çalışma ama ayrı ayrı çalışmalar yürüyor da koordinasyonda bir problem varsa bu da ayrı bir... Çünkü bu zirai don olayında yaklaşık yetmiş gün geçti, biraz evvel de söyledik ya daha TARSİM ödemesini yapamadı ki ÇKS'si olmayan çiftçiye destek verilsin. Orada da Maliye Bakanlığından para gelecek, onun üzerine ödeme olacak, öyle bir sistem yürüyor ama bu iklim değişikliği ciddi bir olay ve bu ciddi olayın da herkes tarafından bilinmesi, kaderci yaklaşımdan vazgeçilmesi gerekir. Şöyle bir anlayış var: "Ya, olacaksa Allah'tan geliyor." Tamam, Allah'tan geldi ama Allah akıl vermiş, diyor ki: "Aklını doğru kullan." Bununla ilgili öngörülebilir... Sizin yaptığınız çalışmada yer alan 2053'e kadar uzanan süreçte o zamana kadar ağaç falan kalmaz, çiftçi de kalmaz, bahçe de kalmaz eğer bu olay sık sık tekrarlamaya devam ederse. Onun için bu tür olayları biz örneklemeleriyle yaşadığımızdan koordinasyonun önemli olduğunu düşünüyorum. Planlama, öngörü, koordinasyon sağlanırsa kısmen bazı olayların düşebileceğini varsayıyoruz, belki de yanılıyoruz ama planlamanın olduğu yerde sonuçların daha doğru alındığını düşünen birisi olarak bunu ifade etmek istiyorum.