KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli bürokratlar, basın mensupları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri; hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Evet, bir kanun teklifini görüşüyoruz. Öncelikle, bu torba düzenlemeler konusuna ben de kısaca değineyim. Yani, sürekli her teklifte hem Komisyonda hem Genel Kurulda gündeme getirilen, bazen kırıcı tartışmalara kadar varan bir durum söz konusu. Aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olarak bizler kendi çalışma usul ve esaslarımızı belirlemediğimizden dolayı bu sıkıntı yaşanıyor. Eğer İç Tüzük'te gerekli düzenlemeleri yaparsak ve buna uyum sağlarsak zaten böyle bir düzenlemeye gerek kalmaz. Sıkıntı var ki torba geliyor yani 2 maddelik teklif gelse süreç çok uzun sürüyor, Genel Kurul aşaması, Komisyon aşaması. Bunu komisyon odaklı hâle getirecek, yasama faaliyetlerini komisyon odaklı hâle getirecek bir İç Tüzük düzenlemesini hep beraber yapmalıyız. Bunu her konuşmamızda da ifade ediyoruz. Bu, aslında Meclisin itibarı, Meclis üyelerinin itibarı açısından da önemli yani çok gereksiz tartışmalar oluyor, Genel Kurulda da oluyor, burada da oluyor. Bu da hiç iyi bir görüntü olmuyor.

Şimdi, kanun teklifine baktığımız zaman, ağırlıklı olarak vergi kanunlarıyla, vergi uygulamalarıyla ilgili düzenlemeler var. Bu kapsamda, öncelikle şunu da söyleyeyim: Yani, bu tür düzenlemeler Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmeyecekse hangi düzenleme gelecek? Elbette ki bu tür düzenlemelerin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gerekir. Ha, tali komisyonlar da çalışsın, amenna ona katılırız ama bu esas Plan ve Bütçe Komisyonunun görev alanına giren düzenlemeler.

Baktığımız zaman kayıt dışılıkla mücadele kapsamında maddeler var, indirim ve istisnaların sınırlandırılması hem de genişletilmesiyle ilgili maddeler var. Kısa, kısa bazı maddelerle ilgili görüşlerimizi ifade edeceğim.

İlk 3 madde, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'da yapılan düzenleme, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda biraz daha genişletilerek yapılan bir düzenleme. Şimdi, burada dikkatimi çeken kapsama kıymetli madenlerin rafinaji da alınıyor. Yine, yetkisiz faaliyetlere uygulanacak müeyyidelerle ilgili düzenlemeler var. Bir diğer husus da hazineden faaliyet izni alınması gereken konular tadat ediliyor.

Burada benim dikkatimi çeken şu: Bu anonim şirket olarak kuruluyor, mesela döviz büroları anonim şirket olarak kuruluyor; paylarının devrinde tekrar ücrete tabi tutuyoruz yani 25 milyon liraya varan bir ücrete tabi tutuyoruz. Bu diğer lisans uygulamalarında, diğer bakanlıklarımızın benzer uygulamalarında böyle bir uygulama var mı yani devirde de bundan ücret alınması konusunda? Şimdi, yetkisiz faaliyette bunun cezası çok daha düşük, onda 1'i bile değil. Böyle bir durum biraz yetkisiz büro açmayı da teşvik eder. Yani bu devir işini kolaylaştırmamız lazım. Yani bir ücret almamızın gerekçesini ben etki analizinde de göremedim, varsa bir gerekçe onu açıklarlarsa memnun olurum.

Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı personelinin fazla çalışma ücretinin hem gösterge rakamı artırılıyor hem de yararlanacak personel oranı artırılıyor. Çok önemli bir düzenleme, destek veriyoruz. Aslında, kamu çalışanlarından fazla çalışma yapan her kardeşimizin bu ücretten yararlanması doğru olacaktır. Yani yüzde 40'ı aşarsa Gelir İdaresi Başkanlığında fazla çalışma yapan... Böyle bir sınırlama koymak, bilmiyorum, ne derece doğru, fazlası da çalışıyorsa alsın.

Bir diğer konu, Erhan Bey de eleştirdi, ben de eleştireceğim. Bu serbest bölgelerde bölge içi ve bölgeler arası satışlardan elde edilen kazanca gelir vergisi ve kurumlar vergisi istisnası getiriliyor. Yani geçen yıl bu düzenlemeyi yaptık, daha önce yurt içine satışlarında da muafiyet vardı, istisna vardı. Geçen yıl niye getirmedik, şimdi getiriyoruz, niye getiriyoruz bunu? Yani buna nereden böyle bir ihtiyaç doğdu? Serbest bölgelerde bölge içi ve bölgeler arası satışlardan elde edilen kazanç niye istisna tutuluyor? Bunu madde gelince de konuşuruz. Arkadaşlarımız bu konuda daha ayrıntılı bilgi verirlerse memnun olurum.

Bir diğer konu, kamu görevlilerine koruyucu giyim ve donanım malzemesi yardımı yapan tabiri caizse sorumluların sorumsuz kılınması maddesi. Yani personele yardım yapmış ama yetkisi olmadığı hâlde yapmış, işte, toplu sözleşme kapsamında olmayan bir yardım. Şimdi, burada şu soru akla geliyor: Yardım alamayan diğer çalışanlar, yardım yapılmayanlar mağdur duruma düşmüyor mu? Herhâlde Sayıştayın tespitleriyle böyle bir düzenlemeye gidilmiş. Bu konunun bir disipline edilmesi lazım. Yani yapacaksa bütün kurumlar yapsın, yapılmayacaksa da her kurum yetkilisi buna uysun yani bu konuda bir disipline ihtiyaç var.

Bir diğer konu AR-GE, teknoloji geliştirme bölgeleri ve araştırma altyapılarında AR-GE tasarım ve belirli oranda destek personel ücretindeki gelir vergisi ve damga vergisi istisnasında sınır getiriyoruz, 40 kat sınırı. Yani bugünkü rakamla, etki analizinden aldığım rakam 1 milyon 40 bin 220 lira. Doğru bir düzenleme, benim dikkatimi çekti, elimizde bilgi varsa paylaşırsanız memnun olurum yani 40 katı aşan kaç personel tespitimiz var yani bundan yararlanan? Gerçekten çok yüksek rakam. Gerekli mi, o da izah edilirse memnun olurum. 40 kat bile bana fazla geldi bilmiyorum yani bu anlamda ihtiyaç ne ölçüde? Elbette AR-GE, tasarım faaliyetleri çok çok önemli, bu konuda keseyi açmamız lazım ama bunun tam gerekçesini bir ortaya koyabilirsek memnun olurum.

Bir de burada teşvik verilen -AR-GE tasarım ve destek için- toplam personel sayısı kaç? Bunların içinde 40 katını aşan kaç kişi var? Bu detay da verilirse memnun olurum.

ÖTV'lerle ilgili, taşıt ÖTV'leriyle ilgili düzenlemeler var. Binek otomobiller, motor silindir hacmi, menzilleri ve batarya kapasitesine göre bunlara farklı ÖTV oranı belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkili kılınıyor. Bir diğer maddede de kamyonet cinsi araçlardan arazi taşıt alımları vergi oranı artırılıyor. Gelir İdaresi Başkanlığının gelir beklentisi de 14 milyar lira. Yani bir anda bu araçlara rağbet mi oldu? Yani birden oranı yüzde 4'ten yüzde 50'ye çıkarıyoruz, ÖTV oranını. Daha önce geç mi kaldık böyle bir düzenleme yapmaya, birden bu kadar yüksek oranda artışa neden ihtiyaç duyduk, bu konuda da bilgi almak istiyorum.

Bir diğer konu, indirimli kurumlar vergisi 10 hesap dönemiyle sınırlandırılıyor. İndirim oranı yüzde 60 olarak belirleniyor. Burada şu konuya takıldım ben: Sanayi Bakanlığımız da burada, malum 30 Mayısta yeni yatırım teşvik sistemi yayınlandı, bizim de çok önem verdiğimiz bir konu. Türkiye Yüzyılı hamlesi adı altında programlar, onlarla, uygulamayla ilgili gerekli bilgiler Cumhurbaşkanlığı kararında yer aldı. Şimdi, benim takıldığım konu şu: Sektörel ve bölgesel teşviklerde biliyorsunuz ilçe bazına geçtik, Sanayi Bakanlığımız işte 2022 SEGE'yi açıkladı; belirli ilçeler bir alt bölgeden, OSB'si varsa iki alt bölgeden yararlanabiliyor idi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun Sayın Kalaycı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yeni yayınlanan listede sanki bu kaldırılmış gibi. Yani o ilçeler OSB'sinde olursa iki alt bölgeden yararlanabilecek mi? Yani yazımdan ben öyle bir farklılaşma anladım.

Bir de şunu önereceğim ben: Şimdi, bildiğim kadarıyla her il için dört sektör belirlenecek herhâlde destek anlamında. Bunu ilçe bazına indirmemiz lazım. Ben bir rakam vereyim: Bakın, şimdi hazır SEGE'miz var, ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik sıralamalarını çıkarmışız, kademeler var orada biliyorsunuz. Şimdi, Konya'nın 31 ilçesi var, 1 ilçemiz birinci kademe, 3 ilçemiz ikinci kademe, 7 ilçemiz üçüncü kademe, 2 ilçemiz dördüncü kademe, esas yoğunluk beşincide 16 ilçemiz var, altıncı kademede de 2 ilçemiz var. Yani bunların yararlanacağı teşviki... Tabii, her alanda değil, yine seçici olmak kaydıyla, belirli o potansiyeli hangi sektördeyse o sektörde karşılığı olan yani bölgesel teşvik sisteminde karşılığı olan bölgenin teşvikinden yararlandırılması düşünülmüyor mu? Yani beşinci kademede yer alan ilçelerin bölgesel teşvikte de beşinci bölgenin teşvikinden yararlanması daha doğru olmaz mı? Değilse bu şehre olan göçü durduramayız yani ilçeleri daha öne çıkaran teşvik sistemini geliştirmemiz lazım olduğu kanaatindeyiz. Yani her ilçe için bir hedef sektör belirlenir, o sektörde o ilçeye yatırımlar gerekli desteklerle gerçekleştirilir, ilçelerin kan kaybetmesi -beldeler, köyler de boşaldı zaten de- ilçelerimizin bu anlamda da kan kaybetmesi önlenir diyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Maddelerde yine görüşlerimizi ifade ederiz.

Teşekkür ediyorum.

Hayırlı olsun.

Seydi Bey'e de teşekkür ediyoruz; güzel bir çalışma gelmiş.

Ya, bir konuyu da... Karşımda TÜRMOB'cu arkadaşlarım da var. Biliyorsunuz, Vergi Usul Kanunu'nda bilgi paylaşımından dolayı katılma payı ödeniyor, orada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına farklı uygulama var yani mali müşavirlere de öyle bir uygulama almamamız lazım; zaten beyannameyi, bildirimi düzenlemek için o bilgileri paylaşıyor, bir de onlardan... 25 kuruş mu şimdi her katılım için? Yani bir madde ilavesi yapalım, bunu kaldıralım.

Bir de yine TÜRMOB'un da ilettiği, bize sahadan da gelen bilgi; staj yapan mali müşavirlerin primlerinin hazinece karşılanması... Bunun benzeri uygulamaları var, bundan mali müşavirlerin de yararlandırılmasının doğru olacağını düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.