SEYDİ GÜLSOY (Osmaniye) - Sayın Başkanım, ben de mali müşavirim, bunları yaşayan bir milletvekiliyim. Burada şöyle: Özellikle büyükşehirlerde vergi dairesi yoklama memuru işte, bir şirket veya bir mükellefin merkezine gidiyor, oraya bakıyor, kapalı yani hakikaten kapalı ama kapalı olduğunu resimle, GPRS'le ya da başka bir mükellef oraya gelmiş, o da olabiliyor yani; ondan sonra, bu da yetmiyor, bir de mahallenin muhtarını aramaya çıkıyor. İşte, muhtarı bulamıyor veya azayı bulamıyor, günlerce bu memur bir de muhtarın ya da azanın peşinde koşuyor, birçok yerde de muhtar oranın açık olduğunu veya olmadığını da bilmiyor zaten. Yani o da öyle bir şey yani o da ben bunu bilmiyorum burada böyle bir şey var mı, yok mu diyor. Memura diyor ki: "Ben bilmiyorum." Şimdi, memur ortada, evrak elinde, tablet elinde, dolanıp duruyor yani. Aslında biz burada biraz idarenin işini kolaylaştırmış oluyoruz yani muhtarı aranmasını, günlerce emek kaybını, zaman kaybını önlemek adına bir şey yapıyoruz. Burada da herhangi bir vatandaşın hak kaybı vesairesi yok zaten; eğer "Faaliyetime devam ediyorum." diyorsa mükellef, gelip tekrardan başvuru yapıyor Maliyeye, Maliye tekrardan gidiyor, yoklama yapıyor. Eğer orada çalışıyorsa, hakikaten öyle bir mükellefiyet varsa da devam deyip gidiyor yani burada bir hak kaybı falan yok bence Sayın Başkanım.