KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum öncelikle.

Kıymetli hazırunu da saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizin ekonomik büyüme ve denetim mekanizmalarını güçlendirmeyi amaçlayan bu kanun teklifinin bazı düzenlemelerini desteklerken teklifin önemli bölümlerinin yürütmeye geniş yetki devri, denetim boşlukları ve yatırımcı öngörülebilirliğini zedeleyecek unsurlar barındırdığını da üzülerek görüyoruz. Meclisimizin asli görevi yasama ile yürütme arasındaki dengeyi korumak ve kamu kaynaklarının tasarrufla kullanılmasını gözetmektir. Bu sorumlulukla teklifin bazı maddelerinde yapılması gereken düzeltmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum:

Madde 8'deki serbest bölge muafiyetinin kapsam genişletilmesi, bölge içi ve bölgeler arası satışları da vergi dışı bırakacak şekilde tasarlanmış. Bu, ihracatı teşvik etme hedefinin ötesine geçerek vergi tabanını gereksiz yere daraltmakta, hem serbest bölge dışındaki ihracatçılara haksız rekabet avantajı veriyor hem de devlete yılda 100 milyonlarca lira gelir kaybı yaşatacak. Çözüm olarak muafiyetin yalnızca ihracata yönelik ilk satışlarla sınırlandırılmasını, iç bölgeden bölgeye transferlerin ise performansa veya istihdama dayalı ek kriterlere bağlanmasını öneriyorum.

Madde 10 da Sayıştayın kesinleşmiş denetim kararlarını ve devam eden soruşturmaları tek kalemde geçici af niteliğinde ortadan kaldırmaktadır. Bir denetim mekanizmasının ancak nitelikli çoğunlukla değiştirilebilecek ölçüde hassas olduğu Anayasa hükmüne aykırı bir şekilde salt çoğunlukla işlevsiz hâle getirilmesi mali hesap verebilirliği çökertir. Sayıştayımızın vatandaş adına sordukları sorulara ve tespit ettikleri usulsüzlüklere müdahale imkânı tanımak yerine, mevcut kararları yürürlükten kaldırmak hibrit bir muafiyet değil, doğrudan denetim yetkisinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu geçici maddenin kaldırılmasını ve denetim süreçlerinin korunmasını talep ediyoruz.

Madde 12'de Endüstri Bölgeleri Kanunu'nda Türkiye Büyük Millet Meclisi onayı aranmaksızın Bakanlığa sınırsız saha ekleme ve çıkarma yetkisi tanınmaktadır. Bu yetki yatırımcıların, bölge halkının ve yerel yönetimlerin hak arama mekanizmalarını ve mülkiyet güvencelerini zayıflatacak, keyfî karar riskini arttıracaktır. Yeni alan tespiti ya da mevcut alan daraltılması kararı mutlaka Meclis gözetiminde ve şeffaf kriterler temelinde alınmalıdır. Teknik raporların, çevresel etki analizlerinin ve itiraz süreçlerinin yasal zeminde tanımlanmasını istiyoruz.

Madde 14, taşıtların silindir hacmi, menzil ve batarya kapasitesine göre uygulanacak ÖTV oranlarını tamamen Cumhurbaşkanlığı kararnamesine havale ediyor. Yasamanın belirlediği matrah eşikleri ve oran tabloları kararnamelerle belirsiz bir takvimde değiştirilebilecek. Bu da hem otomotiv sanayimizin hem de vatandaşımızın vergi planlamasını imkânsız kılar. Ayrıca yeşil dönüşüm hedeflerinizle çelişme riski de taşır. Oran değişikliklerinin Meclis denetimine tabi, sınırlı ve öngörülebilir sürelerle yapılmasını talep ediyoruz.

Madde 16'da LPG dağıtıcılarının birbirine satış yasağı, arz güvenliği endişesi doğuruyor. Küçük bölgesel dağıtıcılar stok fazlasını nakde çeviremeyecek, acil durumlarda tedarik zinciri kilitlenecek. Burada önerimiz, genel yasağı korurken kriz durumları için EPDK onaylı geçici izin mekanizmaları getirilmesi, böylece sektörde hem kayıt dışı ticaretin önüne geçilir hem de operasyonel esneklik sağlanır.

Madde 17'de yatırım teşviklerinin süresi on dönemle sınırlandırılmakta, "carry forward" hakkı kaldırılmakta ve Cumhurbaşkanına yüzde 50'ye kadar esneklik yetkisi verilmektedir. Büyük projelerin finansal fizibilitesini bozacak bu düzenleme, yatırımcıların uzun vadeli plan yapmasını imkânsız hâle getirir. Uzatma kararlarının hangi ölçütlerle verileceği, Türkiye Büyük Millet Meclisine nasıl raporlanacağı ve eşitlik kriterlerinin ne olacağı açıklığa kavuşturulmalıdır.

Son olarak, bütün bu maddelerde ortak bir tema görüyoruz: Şeffaflık ve öngörülebilirlik. Yasama organı olarak hangi kriterlerle karar verilebileceğini, hangi raporlama ve denetim mekanizmalarının işletileceğini net biçimde belirlemeli, geçiş sürelerini tanımlamalı ve yatırımcı ile vatandaşın plan yapma hakkını korumalıyız.

Teklifin olumlu yönleriyle çatışmadan, denge, denetim, yatırım güveni ve hukuk devleti ilkelerini güçlendirecek bu revizyonları acilen gündeme almaya davet ediyor, teşekkür ediyorum.