ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, burada şimdi Seydi Bey, sorun çözülmüyor benim bildiğim. Şimdi, şu değil mi: Kamu Görevlileri Hakem Kurulu bir karar veriyor, diyor ki "İşte, giyim yardımı yapılacak." Bu giyim yardımının da ayni olarak verilmesi beklenirken 3-4 tane bakanlık veya 2 bakanlık, 3 tane kuruluş bunun nakdi olarak ödemiş. Aslında bana göre doğru bir şey yapmış belki de ama bir sınır koymadıysa çünkü adam kendi alacağını, kendi kıyafetini kendisi belirlesin diyebiliriz. Ama yalnız şöyle bir şey var tabii: Açık bir hüküm var orada bunun kurum tarafından yapılmasına ilişkin. Şimdi, burada getirdiğiniz şey bir af; af getiriyoruz, kişiye özel af. Yani bu kaç kişiyi ilgilendiriyor? Burada bir rakam vardı, etki analizinde 100 küsur kişi mi? Ha, 189 kişiye kanunun açık hükmünü ihlal etmesine rağmen bir af getiriyoruz; tartışılabilir yani bana göre doğru değil. Şimdi, bir şey söylediniz ama sorun duruyor yani sorun duruyor. Hele hele af da getirdiğiniz zaman... Şimdi, af getirmemiş olsak burada insanlar bir ceza almış olsa yarın bununla ilgili başka problem yaşamayız çünkü "Bak, buradan ceza alıyor, devlet hassas bu konuda." deyip o şeydeki mevzuat ne öngörüyorsa, Hakem Kurulu bilmem ne falan, oradaki mevzuat veya toplu sözleşme ne öngörüyorsa fiilen ona uyar. Şimdi, geriye doğru af getirdiğiniz zaman uygulamadaki sorun artarak devam edecek yani "Uygulamadaki sorunu çözüyoruz." dediniz ya, ben mi yanlış anlıyorum yoksa?

SEYDİ GÜLSOY (Osmaniye) - Sayın Başkanım...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

SEYDİ GÜLSOY (Osmaniye) - Sayın Vekilim, buradaki konuyu biz sendikaların sözleşmeleriyle alakalı bağlantı... Bir de orada bir tarih koyduk yani tarih var, o tarihten öncesiyle kapsıyor, ondan sonrasını kapsamıyor yapacağımız düzenleme.

ERHAN USTA (Samsun) - Tamam, işte o yüzden çözmüyorsunuz, kapsıyor olsa belki de yine problem yok.

SEYDİ GÜLSOY (Osmaniye) - Yani işte geçmişteki problemi çözüyoruz, gelecekte problem doğmasının önüne geçmiş oluyoruz burada.

ERHAN USTA (Samsun) - Seydi Bey, "Bir sarahat kazandırıyoruz, uygulamada bir farklılık oldu." diyorsunuz. Yani uygulamada falan bir şey çözmüyoruz biz. Yanlış uygulama yapana, aslında açık hükme aykırı uygulamayı yapana başka işlerde af getirdiğimiz gibi o 189 kişiye burada bir af getirmişiz. Şimdi, şunu söylemeye çalışıyorum ben: Bu kadar açık bir hüküm varken bu uygulamada aykırı uygulama yapılıyor ve bunlar bugün affediliyorsa, yarın bunun daha fazlasının yapılabileceğini öngörmemiz lazım. Hani, mesele çözülmüyor; mesele, mevzuatın anlaşılamamasından, oradaki ifadelerin yanlış anlaşılmadan kaynaklanan falan bir şey değil. Bazı bakanlıklar niyeyse farklı bir uygulama yapmış, kendine göre daha mantıklı olduğunu düşünmüş belki. Ama burada da açık bir hüküm var; bir defa yani bizim burada bununla ilgili önergemiz olacak, bunun çıkartılmasına yönelik. Yani ben affın her türlüsüne karşıyım arkadaş. O zaman yükümlülüğünü yerine getiren kişi olabilir, kurum olabilir, firma olabilir, her neyse; o, yapacak, e, diğeri yapmayacak, ondan sonra af çıkacak, birileri kurtulacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Ama dediğim gibi sorun da çözülmüyor. Yani hani sorun çözülmüş olsa... Bu kişilerin sorununu demiyorum yani bir muğlaklık varsa o muğlaklığı ortadan kaldıracak bir hüküm yok burada.