KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Bu şey konusu önemli -şimdi Sadullah Bey de söyledi, başka arkadaşlar da söyledi belki- yani imkânı olan herkes bir para dağıtmanın peşine düşüyor bu ülkede, bu yanlış bir şey. Yani şu anda biz saymaya başlasak kalkınma ajanslarından, KOSGEB'inden, hatta Ekonomi Bakanlığının şeyi olan o fondan, şuradan buradan falan, herkes her yerde... Kırsal kalkınma programları filan... Olmaz bu kadar çok para dağıtma işi. Tabii kurumlara çok cazip geliyor, oradaki bürokratları bayağı bir tesirli hâle getiriyor filan ama bunların da bir bakılması, bir toplulaştırılması lazım. Kimisi burada becerikli oluyor, birçok yerden alabiliyor yerine göre, kimisi de bunları çok fazla bilemediği için belki alamıyor, yeteri kadar kaynakları etkin kullanamıyor. Bu birinci husus. İkincisi, bakın, bu teşvik sistemi yani teşvik edelim, edelim filan da yani 90'lı yıllardan da önce hatta 88'lerde filan başladı, kaynak kullanımını destekleme primi vardı biliyorsunuz, hibe şeklinde teşvikler de veriliyordu. O zaman da aslında çok fazla yatırım yapılmadı özellikle Doğu, Güneydoğu Bölgelerinde. Direkt hibe aldılar parayı, adam makinayı, tesisi uzman gittiğinde oraya yapıyordu, tekerleği vardı, ondan sonra gidiyordu, öbür tarafta gösteriyordu "Tesis yaptım." şeklinde veya "Bilmem ne yaptım." şeklinde filan. Yani bu teşvikler iyi olmuştur falan filan değil, bilmiyoruz bir defa ya, şu anda yaptığımız teşvikler nedeniyle bunun bize ekonomik maliyeti nedir, bunu bana söyleyecek bir kişi var mı? Bütçemize maliyeti nedir? Yok, söyleyemezsiniz. Doğrudan verdiğin parayı elbette biliyorsun ama almadığın, vazgeçtiğin vergi nedeniyle olan şeylerimizin bizi bu vergi harcamaları... Arkadaşlar, bakın, biz vergi harcamalarını ileriye projeksiyon olarak veriyoruz ama geçmişin total anlamda... Bazı kalemler -muhasebeleştirme imkânı olanlar- biliniyor ama birçoğu bilinmiyor, şu anda bizim elimizde toplu olarak "Ben ne kadar para verdim de bu ne kadar istihdam yarattı, ne kadar büyüme yarattı, ne kadar üretime katkısı oldu?" gibi bir şey yok elimizde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - Dolayısıyla teşvik bozucu bir şey, bence piyasa mekanizmasını da bozuyor. Bunu hakikaten çok sade ve çok düzgün kullanmak lazım yani çok kritik alanlarda kullanmak lazım yoksa kimi zaman verdiğiniz teşvik, teşvik verdiğiniz yeri... Çünkü sadece para değil mesele, az önce söylendi, işte, oradaki sosyal alanlar... Yani para verdiğiniz zaman sadece oraya gitmiyor ama teşvikini düşük tuttuğunuz yerde de yatırımdan vazgeçiriyor insanları. Bu olumsuz etkilerini filan da, hepsini birlikte değerlendirmemiz lazım ama tabii, bölgesel... Sizin konuşmalarınızı şimdi incelemedik, onu inceleyeceğiz veya siz anlattığınızda göreceğiz yani bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması yeni sistemde biraz daha sanki göz ardı edilmiş gibi anladım ben çünkü oranlarda da yüzde 90'lık oranlara gittiler, o yüzden değindim bir konuşmamda bundan, şu anda oylayacağımız maddeden en fazla beşinci ve altıncı bölgeler olumsuz yönde etkilenecek. Bu da ne kadar doğru olur, onu da değerlendirmek gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Son olarak da bu denetleyemeyeceğimiz şeyler üzerinden...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Burada 8 tane önerge var, 5'ini çekiyorsunuz Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) - Denetleyemeyeceğimiz şeyler üzerinden politika geliştirmememiz lazım. Bakın, geçmişte -5084'tü yanlış hatırlamıyorsam- 36 ille başladı, sonra 49 ile çıkan o sistemde mesela o teşvikten -çünkü onlara çok güçlü teşvik verilmişti o zaman- taşımaya verilmeyecek diye mevzuat yapıldı, herkes taşıdı ve teşviki aldı, yıl 2006. Bakın devletin kayıtlarına, tamam mı? Osman Arıoğlu -ismini de vereyim- "Taşımaya vermeyeceğiz." filan dedi, o kadar itiraz edildi, engelleyecek mekanizma yoktu çünkü, adam "Kapattım." diyor, alıyor firmasını, öbür tarafta "Yeni kurdum." diyor, o teşviklerden faydalandı. Türkiye bir şey kazanamadı ama çok ciddi maliyetlere katlandık. Dolayısıyla, denetleyemeyeceğimiz unsurlar üzerinden sisteme bir teşvik mekanizması da enjekte etmememiz lazım arkadaşlar yani yeteri kadar ders almış olmamız lazım. Her defasında aynı dersi bir daha bir daha almayalım.

Sayın Başkan biraz acele ediyor, o yüzden burada keselim.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yok, ben acele etmiyorum, yeteri kadar önemli bir konu, kendi adıma da bayağı notlar alıyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Önemli arkadaşlar, başka türlü sesimizi duyuramıyoruz, ancak burada...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Önemli tartışmalar.

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, espri olsun diye söylüyorum, iktidar partisinin -iktidar partisi de yok da- 1'inci partinin milletvekillerinin kanun teklifi hazırlarken bürokrasiyle olduğu temasları kadar bizim de bir temasımız, imkânımız olmuş olsa onları kendilerine anlatırız ama böyle bir imkânımız olmuyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben şuna eminim: Bürokrasiyle sizin daha çok ilişkiniz vardır bizim milletvekillerine göre.

ERHAN USTA (Samsun) - Yok yok, hiç öyle bir şey yok. Ulaştırma Bakan Yardımcısını aradım, telefonuma dönmedi, o buraya gelecek, ona bakacağız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sizin tanıdıklarınız her hâlükârda daha fazladır.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, ben formel ilişkiden bahsediyorum, dostluk olarak ilişkimiz olabilir, o değil ama hakikaten bu önemli. Şimdi, biz arkadaşları aramaktan da çekiniyoruz ama -bunu en fazla Sayın Kalaycı ve Sayın Aksu söyleyecektir herhâlde- sistem gereği -değil mi- buradaki bütün milletvekillerinin aynı ölçüde bürokrasiyle bir temasının olabilmesi lazım ki kafamızdaki etki analizini yaptırabilelim veya uygulamaya ilişkin aksaklıkları onlardan öğrenelim. Bir kanun teklifini getirebilmek için bu imkânımızın olması lazım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hele şu kanunu bir bitirelim de Sayın Usta.

Değerli milletvekilleri, bu iş sisteme doğru gidiyor, bu sistemi biz kurtaramayız yani biz şu işi, şu kanunu bitirelim de ondan sonra... Yani, genel başkan seviyesinde bu sistemi tartışsınlar.

ERHAN USTA (Samsun) - Mekanizmaları oluşturabiliriz, genel başkanlar nereden bilecek?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi herkes kendi genel başkanına raporlayacak bunu, ona göre çalışsınlar.

ERHAN USTA (Samsun) - Ara verecek miyiz Sayın Başkan?