| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyonun çalışma usul ve esaslarına ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 29 .03.2016 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi değerli arkadaşlar, aslında, güneş balçıkla sıvanmaya çalışılıyor. Gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda sıklıkla ifade ettiğimiz ve Genel Kurul ile Komisyon tutanaklarına geçmiş olan kavramlar, aklınca Sayın Başkan tarafından muhalefet şerhine alınmıyor veya bu, bizim muhalefet şerhinin bütçe yasa tasarısı kitapçığına eklenmesine engel bir neden teşkil ediyor. Şimdi, şunu söyleyeyim arkadaşlar: Tutanaklara geçen, istediğimiz zaman çıkarıp kullanabileceğimiz, Genel Kurulda tutanaklara geçen kavramlar neden muhalefet şerhinde olmasın? Benim düşüncelerim subjektif olarak size göre yanlış olabilir ama benim düşüncemi yine bir başka düşünceyle çürütmeye çalışın, yasakçı bir zihniyetle çürütmeye çalışmayın. Şu anda yaşanılan, size aykırı gelen ve demokrasinin, çok partili hayatın bir parçası olan farklı siyasi örgütlenmelerin farklı sosyal olay ve olgulara karşı farklı yaklaşım biçimine dair bir düşünceyi ifade etme biçimidir. Bana katılmanızı beklemiyorum, benim de size katılmamı, sizinle aynı olay ve olgulara karşı aynı cümleleri kullanmamı beklemeyin. Ve çıkıp sınırsız sürede benim söylediklerimi çürütebilme, bunların yanlış olduğunu ifade etme ve bu konuda söz söyleme hakkına sahipsiniz. Bunu yine sözle, düşünceyle çürütmeye çalışın, yasakçı bir anlayışla yapmayın bunu.
Bir diğer husus: Yirmi üç yıl devlete farklı kademelerde hizmet vermiş biriyim ben. Millî Eğitimde çalıştım iki yıl, yirmi yıl akademide çalıştım üniversitelerde, dört yıl üst düzey bürokraside çalıştım. Ben hiçbir zaman Anayasa'yı yasaları tanımıyorum demedim, ömrümün sonuna kadar da demeyeceğim. Yasaların, anayasaların çarpıklığını ancak mücadelem içerisinde değiştirme gerekçesi yapabilirim. Ben, zinhar, Cumhurbaşkanı gibi "Anayasa Mahkemesini tanımıyorum." Demeyeceğim; ben, zinhar, Cumhurbaşkanı gibi bir mahkeme heyetine "Bu Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayın." demeyeceğim.
Ama şunu biliniz ki Sayın Başkan, yasama faaliyeti sadece Genel Kuruldaki kürsü konuşmalarımızdan ibaret değildir. Yasama faaliyeti siyasetçinin siyaset yaptığı her alanı kapsar. Yasama faaliyeti Genel Kuruldur. Yasama faaliyeti bu komisyondur. Yasama faaliyeti bu Komisyonun çalışması, devamı niteliğinde olan muhalefet şerhinin hazırlanmasıdır. Anayasa 83, çok net bir biçimde bana yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı hakkını tanımıştır. Siz, benim yasama sorumsuzluk ve dokunulmazlığımı yani Anayasa'dan kaynaklı hakkımı lütfen engellemeye çalışmayın. Bununla Anayasa'yı çiğnediğinizin farkında değilsiniz. Benim muhalefet şerhini yazmam aynen şu anda burada konuştuğum gibi yasama faaliyetinin bir parçasıdır. Kimse yasama faaliyetini kürsülerle sınırlandırmasın. Benim milletvekili olmamdan kaynaklı yaptığım her iş yasama faaliyeti içerisinde mütalaa edilir, hukuk bunu böyle söyler. Kaldı ki bakın, Cumhurbaşkanının bir mahkeme heyetine "Anayasa Mahkemesi kararını tanımayın." demesi ve o mahkeme heyetinin bu istikamette hareket etmesi mümkün değildir çünkü mahkeme heyetinin yasama dokunulmazlığı yoktur ama benim vardır.
Veya bir başka hususu ifade edeyim. Bakın, fiilen sistem, fiilen rejim değişmiştir demedim. Biz, şu anda parlamenter sisteme sahip bir ülkenin, bir rejimin milletvekilleriyiz. Benim mücadele amacım, evet, faşist bir cuntanın ürünü olan bu Anayasa'yı değiştirmektir. Değişinceye kadar tanımıyorum demeyeceğim ama ben yasama dokunulmazlığından, yasama sorumsuzluğundan, Anayasa 83'ten kaynaklı hakkımı sonuna kadar kullanacağım. Sizin muhalefet şerhimize dönük yapmış olduğunuz iş ve işlemler, Anayasa 83'ü ihlal etmektir; Anayasa 83'ün 550 milletvekiline vermiş olduğu yetkiyi sınırlandırmak, gasbetmek, yasaklamaktır. Bunu çok iyi bilmenizi isterim Sayın Başkan. Ya hiç değilse, benim gibi düşünün, benim muhalefet şerhime inanın, orada yazdığım her şeyi doğru kabul edin gibi akıl dışı bir iddianın sahibi değilim ben. Şüphesiz öznel düşünceleriniz olacak, ben sizin gibi nesnel gerçeklik içerisinde bu işleri ele almıyorum. Siyasetimizi biz siyasi subjektif zeminde yapıyoruz. Subjektivizm her birimizin siyasi düşünceleri, her birimizin mensubu olduğu siyasi parti programı ve tüzükleridir. Bu nedenle de özellikle subjektif düşüncelerim beni, benim siyasi düşüncelerimi, partimin tüzüğünü, partimin disiplinini, partimin programını bağlar; ben ona aykırı hareket etmemeye çalışırım. Ya hiç değilse, bir başka partinin mensubunun hoşuna gidip gitmemesine, onun benim söylediklerimi doğru kabul edip etmemesine göre değerlendirmem. Böyle bir durum tam da sizin ifade etmiş olduğunuz nesnel gerçekliğe tekabül eder ki bu da siyasette olmayan bir şeydir.
Bu yönüyle yapmış olduğunuz yanlışı yeni bir yanlışla, işlemiş olduğunuz Anayasa ihlalini yeni bir ihlalle sürdürme ısrarınızdan vazgeçmenizi iyi niyetli bir temenni olarak ifade etmek isterim ben. Bu yönüyle de bu tutumunuzu tekrar gözden geçirmenizi, bunun yarın bir gün -emin olun- sizi zorda bırakacağını, zorda bırakmadan kastımın sadece yasal veya anayasal olarak bir müeyyideyle karşılaşmak olmadığını, bunu ifade etmek istemediğimi, geriye dönük baktığınızda yasama faaliyeti içerisinde üstlenmiş olduğunuz görevlerden mahcubiyet duymayacağınız yasakçı bir iş ve işleme imza atmamanız gerektiği yönündeki bir paylaşımdır.
Bütün bulunanları, milletvekillerini, basın emekçilerini, Meclis emekçilerini ve misafirleri tekrar saygıyla selamlıyorum.