Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 15 .10.2025 |
AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, kıymetli hazırun; herkesi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Komisyonumuza gelen teklif, farklı kanunlara dağılmış düzenlemeleri güncelleme iddiasında; konuşmama bu ihtiyacın var olduğuna katıldığımı beyan ederek başlamak istiyorum ancak metnin genel mimarisinde dikkatimi çeken üç kaygıyı da özellikle vurgulamak istiyorum: Birincisi, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği alanların kanunla yeniden yürürlüğe sokulması. İkincisi, mülkiyet ve yerel yönetim yetkililerini merkezileştiren hükümler ve üçüncüsü, şeffaflıkla ihale süreçlerini zayıflatan düzenlemeler. Genel gerekçede dahi "Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarıyla doğan boşlukların doldurulması" ifadesinin açıkça yer alması ise tam bir "Yazar burada neyi ifade etmeye çalışıyor?" sorunsalı doğuruyor karşımızda.
Şimdi, izninizle teklifte benim dikkatimi çeken bazı gerçek boşlukları da sizlerle paylaşmak istiyorum: İlki, afet bölgesi illerindeki seyahat acenteleri meselesi. Teklif, 2025 yılı aidatını sadece Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya için kaldırıyor, bu illerde geçmiş borçları da siliyor, oysa 2023'te daha geniş bir il listesi için muafiyet getirilmişti. Bu daraltma adil değil ve bu nedenle kapsamın tüm afet illerini kapsayacak biçimde genişletilmesi gerekir.
İkinci husus, Kimlik Bildirme Kanunu'yla ilgili olan husus. Marina, liman ve kıyı tesislerinin yanı sıra gemi ve yat kiralayanlara da kimlik bildirme yükümlülüğü getiriliyor, anlık veri akışına bağlanmayanlara kademeli para cezaları öngörülüyor ve ruhsat iptali 4'üncü ihlale öteleniyor. Güvenlik hassas bir konu, katılıyorum ancak veri yükümlülükleri orantılı, denetlenebilir ve kişisel veriler bakımından güvenceli olmalı. Aksi hâlde, iyi niyetli işletmeler için bürokratik yük, vatandaş açısından da mahremiyet riski doğurabilir.
Üçüncüsü: Belgesiz konaklama işletmelerine internetten ilan yasağı ve 25 bin lira ceza, ayrıca içerik çıkarma, erişim engeli yetkisi getirilmesi yer alıyor. Kayıt dışılıkla mücadele kimsenin itiraz etmeyeceği bir amaç ancak buradaki amacın başka olduğunu da düşünüyorum ben. Biz turizm çeşitlensin, ülkemiz yükselen turizm alanlarında rekabetçilik kazansın istiyoruz ama yerli ve yabancı tüm turistlerin sadece otellere gitmesini isteyen bir Kültür ve Turizm Bakanımız var. Kendisi otelci olan birisini Bakan atarsanız da olacağı bu. Sizlerden ricam, bu ve benzeri düzenlemeler değerlendirilirken ülkemizin turizm sektörünün bu Bakandan büyük olduğunu unutmamanızı istiyorum.
Dördüncüsü: Millî Saraylar ve Uludağ meselesi. Anayasa Mahkemesinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyeceği gerekçesiyle iptal ettiği yetkiler bu teklifte kanun yoluyla geri getirilmeye çalışılıyor. Millî Saraylara kazı ve sondaj yetkisi, Uludağ alanındaki tabiat varlıkları üzerindeki karar yetkisi gibi düzenlemeler mülkiyet hakkına doğrudan etki edebilir. Bu nedenle, bu konuda açık kriterler, bilimsel kurullar ve kuvvetli yargısal denetimin şart olduğunu düşünüyorum.
Beşincisi: Turizm tahsisleri. Kamu taşınmazlarında kırk yıllık tahsislerinin süre uzatımı için yeni bir kapı daha açılıyor; bu, rekabeti ve kamu yararını zedeleyebilecek bir öneri. Süre uzatımı yerine şeffaf ihaleye dönüş esasına dönmeliyiz diye düşünüyorum artık.
Altıncısı: Kira süresini üçten beş yıla çıkaran, noterde sözleşme şartını kaldıran, teminat tutarını idarenin takdirine bırakan ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yönetim payını yüzde 20'den yüzde 40'a yükselten hükümler. Bu hükümler denetimi zayıflatıp keyfîliğe açık bir alan yaratıyor; dahası, belediyeler, il özel idareleri ve diğer kamu tüzel kişiliklerinin uhdesindeki vakıf kültür varlıklarının mazbut vakfa devrini genişleten düzenleme yerel yönetimlerin gelir ve hizmet kapasitesini kırabilir.
Geçiş maddesiyle de ihtilafçı kiracılara altı ay içinde başvurup davalardan feragat etmeleri ve yeni koşulları kabul etmeleri hâlinde beş yıla kadar sözleşme imkânı veriliyor. Başvurmayan işgalciler için tahliye öngörülüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü verilerine göre, 64.146 taşınmazın 9.121'i işgal, 1.377'si ise nizalı. Bu büyüklükteki tasarrufun kurallarının milimetrik ve eşitlikçi yazılması gerektiği kanaatindeyim.
Bir de Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı'na değinmem gerekiyor. Sınırların teknik olarak netleştirilmesi yerinde ancak koruma komisyonun oluşumu ve yetkileri kanunda açık tanımlanmadıkça mülkiyet ve planlama hukukunda yeni uyuşmazlıklar doğabilir. Uygulamanın imar etkilerini de önceden görmemizi sağlayacak bir araştırmaya ihtiyaç var bence.
Sonuç olarak, güvenlik, turizm ve kültürel miras hedeflerini paylaşırken mülkiyet hakkını, yerel özerkliği, rekabeti ve şeffaflığı zedeleyen maddeler yenilenmedikçe teklifin bütünüyle kabulü çok zor. Komisyonumuzun görevi, kamu yararı ile hukuk devletini birlikte teminat altına almaktır. Bu doğrultuda, kapsamı genişleten, güvenceleri netleştiren, denetimi güçlendiren ve yerelin hakkını koruyan değişiklik önergelerini destekleyeceğimizi beyan eder, herkesi saygıyla selamlarım.