KOMİSYON KONUŞMASI

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben genel 10, 11, 12, 13'üncü maddeler üzerinde de atıflarda bulunarak bu maddeyi tartışmaya açmak istiyorum.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığında özel bütçeli bağlı kuruluşlar olarak yer alıyor. Bünyesinde Türk Medeni Kanunu'nda önce kurulan ve Türk Medeni Kanunu'na göre kurulanlar olarak ayırabileceğimiz ancak alt açılımında mahiyetleri, mülkiyetleri, idareleri kullanım şekilleri bakımından da ayırabileceğimiz çok çeşitli ve çok sayıda vakıf var. Vakıflar Genel Müdürlüğü Türkiye Cumhuriyeti döneminde faaliyeti devam eden 41.500 Osmanlı vakfından kurucu ve mütevellisi ölen vakıfları yöneterek özel bir rol üstlenmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, bahsedilen vakıflara ait 18.500 tarihî bina ve 67.000 emlakın restorasyonunu, bakımını ve mülkiyet yönetimini de üstlenmiştir.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün bir diğer önemli işlevi ise yönettiği vakıfların gelirleriyle binlerce fakir ve ihtiyaç sahibi kişiye sağladığı sosyal hizmetlerdir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonra kurulan yaklaşık 4.500 vakfın faaliyetlerini de denetlemektedir. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıf Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğüne yönetilen vakıflara da mazbut vakıf denmektedir. Sayıştay raporuna baktığımızda ise idare, taşınmazların ecrimisil karşılığında kullandırılması, kira süresi biten taşınmazların ihale yapılmaksızın süre uzatımı yoluyla aynı kişiye verilmesi, bazı taşınmazların cins tahsisi yapılmaması, iş, avans ve kredi tutarlarının sürekli olarak ihtiyacın çok üzerinde belirlenmesi gibi bulguların yer aldığını görüyoruz. Hâl böyleyken teklifin içinde yer alan maddelere 10, 11, 12, 13'üncü maddelerinde Vakıflar Kanunu'nda yapılan değişikliklerle vakıflar taşınmazların doğrudan kiraya verilmesinin önü açılmakta, noter onayı zorunluluğunun kaldırılmasıyla işlemler kayıt dışı hâle gelebilmektedir. Bu, vakıf mallarının kamu denetimi dışında kullanımına neden olabilecek, toplumun ortak tarihsel mirasını riske atabilecek bir düzenlemedir. Vakıflar Genel Müdürlüğünün temsil olarak yönettiği, vakıflardan aldığı yönetim masrafının ise yüzde 20'den yüzde 40'a çıkarılması, özellikle küçük ve bağımsız vakıflar üzerinde baskı oluşturacaktır, onları mali açıdan zorlayarak sistem dışına itecektir. Bu durum yalnızca belirli vakıfların güçlenmesini, diğerlerinin de tasfiyesine neden olacaktır ve eşitsizlik yaratacaktır. Ayrıca vakıf gelirlerinin önemli bir kısmının da idareye aktarılması sonucunda doğacak vakıf amaçlarının gerçekleştirilmesini zora sokacaktır. Kamu kaynaklarının ve idari ayrıcalıkların adil olması şeklinde dağıtılmasına yol açacaktır.

Bir diğer husus, mazbut vakıf taşınmazlarını işgal eden kişilere beş yıla kadar kira sözleşmesi yapma hakkı tanınmasıdır. Bu düzenleme açıkça hukuksuz işgalleri meşrulaştırmakta, mülkiyet hakkına ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. İşgalli taşınmazlarda kiracılık ilişkisi kurulmasına imkân tanınması, kamuya ait mülkleri işgal edenlere meşrutiyet kazandırmakta, hukuka aykırı fiillerin ödüllendirilmesi gibi sakıncalı bir uygulamayı yasallaştırmaktadır. Teklifin 11'inci maddesinde Hazine, belediye, il özel idareleri ve köy tüzel kişiliklerine ait vakıf kültür varlıklarının mazbut vakıf statüsüne geçirilmesine ilişkin mevcut düzenleme genişletilmektedir. Bu kapsam, diğer kamu tüzel kişilikleri ile bunlara bağlı müessese iktisadi işletme ve ortaklıkların mülkiyetinde bulunan vakıf kültür varlıklarını da kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Söz konusu varlıkların mazbut vakıflara devriyle birlikte yönetim yetkisi Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmekte, bu da özellikle belediyelerin taşınmazlar üzerindeki tasarruf yetkisini ve bu taşınmazlardan elde ettikleri gelirleri ortadan kaldırarak ciddi bir gelir kaybına yol açacaktır, kaynak daralmasına yol açacaktır. Bu durum yerel yönetimlerin mali özerkliğini zayıflatacaktır. Anayasa’nın 127'nci maddesinde güven altına alınan yerinden yönetim ilkesine ve kamu kaynaklarının yerel hizmetleri için kullanılması anlayışına aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca, kamu iktisadi teşebbüslerinin uhdesinde bulunan vakıf kültür varlıklarının da mazbut vakıflar kapsamına alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmesi de bu tasarıyla gündemdedir. Bu bağlamda, hangi KİT'lerin mülkiyetinde vakıf kökenli kültür varlıkları bulunduğu, bu taşınmazların sayısı, kullanım şekilleri, ekonomik değerleri, mevcut gelir getirici fonksiyonlarının tespiti önemlidir.

Teşekkür ederim.