KOMİSYON KONUŞMASI

NEJLA DEMİR (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Görüşmekte olduğumuz bu madde, ilk bakışta tabii kulağa olumlu geliyor: "Doğa koruma alanlarında kaçak yapılaşmayı önleyeceğiz." deniyor, elbette kaçak yapılaşmayla mücadele hepimizin ortak sorumluluğudur. Ancak bu madde, mevcut hâliyle bu mücadeleyi hukuki bir çerçeveye değil tamamen idarenin takdirine bırakmaktadır. Yani kararların nasıl, hangi ölçülerle alınacağı, kim tarafından denetleneceği belirsizdir. Biz şunu söylüyoruz: Doğa koruma alanlarında alınacak her karar mutlaka hukuki denetime tabi olmalıdır çünkü bu tür alanlar kişisel inisiyatifle değil, bilimsel ve yargısal süreçlerle korunabilir. Aksi hâlde, iyi niyetle başlayan bir düzenleme ileride keyfî uygulamalara dönüşebilir. Kamu yönetimi, özellikle bu tür hassas alanlarda kişisel kararların, siyasi yönelimlerin ya da ekonomik çıkarların etkisine açık hâle geldiğinde doğa koruma değil doğa tahribatı ortaya çıkar. Biz geçmişte bunun çok örneğini gördük tabii. Önce kamu yararı denildi, sonra zeytinlikler, ormanlar, meralar birer birer imara açıldı. Bu yüzden diyoruz ki: Düşük bir ihtimal bile olsa kişisel ihtiraslara, keyfî kararlara mahal verilmemelidir, her türlü karar yargı denetiminden geçmelidir. Eğer gerçekten doğayı korumak istiyorsak bunu ancak hukukla, denetimle ve şeffaflıkla yapabiliriz. Bu madde, doğa koruma amacını güçlendirmek yerine uygulamada keyfiyeti artırma riskini taşıyor.

Bu nedenle, söz konusu maddenin tasarı metninden çıkarılmasını ve doğa koruma alanlarına ilişkin tüm kararların hukuki denetim altına alınmasını talep ediyoruz.