KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, tabii, içerikle ilgili bunlar geliyor ama Sayın Bakan da burada her seferinde, her torbada oluyor.

Sayın Bakanım, bu siyasi kısmı olduğu için özür dilerim -Sayın Müsteşar belki bilgi veriyordur ama- bu söylediklerimiz teknik değil, arkadaşlara her ne kadar "Niye getirdiniz?" diye, Suna Hanım'ın kabahati değil. Biz diyoruz ki: Siz Bakanlar Kurulunda ne iş yapıyorsunuz? Biz burada size söylediğimiz zaman elden gezdiriyorsunuz diye kızıyorsunuz. Yani, şu anda Fatma Hanım yok, Müsteşar Bey burada. İçinde sizin de maddeniz olan bir kanun var. Zaten 6306 var, elimizde bununla ilgili ne varsa niye getirmezsiniz de şimdi bizi burada uğraştırırsınız? Yani "Böyle kanun yapma olmaz." diye ondan diyoruz. Güzel söylüyor ilgili Genel Müdür Yardımcımız ama bu ihtiyaç bir ay önce de vardı, üç ay önce de vardı, bir sene önce de vardı. Yani, şimdi son anda geldiği zaman bu sefer bizim bütün sinirlerimiz geriliyor, bir de bakmadan... Sayın Başkan, istediği kadar "Ben göstermedim." desin yani burada hiçbir zaman bu tip önergeler zaten baştan gelmedi, son gün gelir, son saniyede gelir. Yani, bürokrasi o. Şimdi, sizin Bakanlar Kurulu olarak.. Diğer bakanlarımıza da söyledim, şimdi böyle olmaz. "Bakın, İçişleriyle ilgili bir sürü şey var, bunu niye alıp ayrıştırmadınız." dedim; yeniden geldi, yeniden geldi, kanunun adı dahi Şanlıurfa kanunu oldu Sayın Bakanım. Sizin getirdiğiniz 65 yaş muhtaçlık kanunu olmaktan çıktı. Yani, düştüğümüz komedi durumu anlatıyorum. Bizimle ilgisi olmayan şeyi biz tam üç gün burada tartıştık, yarısı olmasaydı şimdiye çoktan geçirmiş ve belki raporunu da yazmış olacaktık.

Şimdi, bunları böyle yapmayalım lütfen. Yani, bir de ondan sonra en çok siz kızıyorsunuz "Elden mi imzaladınız?" deyince. Ya, elden imzalamıyorsunuz ama niye bu diye şimdi sana soracağız Sayın Bakanım? Şimdi, burada eğer gördüyseniz, demin dediğiniz gibi o maddeler geldiyse... Ha, bunlar olur, acil bir şey çıkar... Şimdi arkadaşlar burada başka bir şey getirmiş, acil başka durum olabilir, o ayrı ama daha önceden birikmiş sorunların çözümüne ilişkin bu torbayı yapmayın, ne olur, bu torbadan kaynaklanıyor. Her bakanlık kendi ihtiyacını belirlesin, getirsin, bizimle ilgili olanı -bak, gerçekten burada söylüyorum, içinde bir şey, bir hinlik yoksa- biz çabucak geçiririz. Ya, içine 2 tane madde geliyor, bu sefer 30 tane maddeyle biz uğraşıp duruyoruz, hepsi birbirine giriyor.

Onun için, hani, "Ya, bu ihtiyaçtı." falan demeyin. "O anda götüremedik; unuttuk; Bakanlar Kurulu kabul etmedi, 'Acelemiz var." dedi, acil olanı verdik, şimdi fırsat çıkınca bunu da ekliyoruz." bunun özeti bu. Ama öyle olunca da olmuyor işte çünkü biz tartışamıyoruz, soramıyoruz. Biz bunu kanun tasarısında görseydik, ilgili arkadaşlara açardık, derdik ki: "Ya, bunlarla ilgili bir şey var mı?" Bakın, zaruri olduğunu düşündüğümüz şehit yakınları, gazilerle ilgili olanda bile dernek gelmiş bize rapor vermiş. Demin söyledim, diğer, müşavirlerle ilgili... Bak, şimdi ben söylüyorum, siz "Tamam, yapalım." diyorsunuz. E, benim bilgim var çünkü adamlar biliyor ki burada bir torba var, buna eklenebiliyor. Kurul üyeleri yoktu tasarıda, arkadaşlara söyledik, eklediler. Şimdi, bunları önceden bilirsek... E, müşavirlerin de şimdi çıkması lazım. Diyorum, bakın, hazirana kadar çıkmazsa dokuz aylık süre ekimde doluyor, onu söylüyor zaten. "Mayıs, haziran çıkarın." diyor. Şimdi, tasarıya bunları koymazsak bizim oradan görme şansımız olmaz. Böylece bir kanun yapma sürecindeki şeyden de kurtulamıyoruz arkadaşlar, derdimiz bu.

Sayın Bakan da burada, bizim meramımızı Bakanlar Kuruluna götürsün, "Hep ben fırça yiyorum." desin. Başka yapacak bir şey yok "Kavga ediyorum onlarla." diyeceksin Sayın Bakanım. Bizim sözlerimizi oraya götürün lütfen. Bütün bakanlar burada "he" diyor, nedense Bakanlar Kurulundan gene böyle çıkıyor, ben anlamıyorum yani. Bütçede de konuştuk, bir önceki torbada da konuştuk. Bu tutanakları alıp Bakanlar Kuruluna, hepsine mi göndersek, ne yapalım yani? Böyle yapalım mı Sayın Başkanım? Bu tutanakları diyorum...

BAŞKAN - Duydum, duydum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Alalım söylediklerimizi bu torba kanunla ilgili, Bakanlar Kuruluna bütün bakanlara mı gönderelim, nasıl yapalım, bilemedim.

BAŞKAN - Yapabiliriz efendim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, bir baskı grubu mu oluşturalım, ne yapalım? Ya da Plan ve Bütçe Komisyonunun yükünü bir hafifletin yani biz bütün başka komisyonların işini yapmaktan kendi işimizi yapamıyoruz vallahi.