KOMİSYON KONUŞMASI

VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, Orhan Bey alınmasın, Sayın Erdem, AK PARTİ'nin Plan ve Bütçe Komisyonunun en temiz 2 insanını en zor işe vermişsiniz, milletten haraç almak için 2 arkadaşa kanun teklifinin altına imza attırmışsınız. Öncelikle onlara da geçmiş olsun diyorum.

Tabii burada geçmişte görev yaptığımız sevgili hemşehrim Adıyaman Milletvekilimiz Ahmet Aydın'a da hoş geldiniz diyoruz. Diğer bürokratlarımıza da Sayın Bakan Yardımcılarına da hoş geldiniz diyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Milletvekili değil şu an, eski...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biliyorum, eski milletvekili. Adıyaman bizim kardeş memleketimiz Sayın Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Adıyaman, Malatya, Elâzığ birbirinizi çok seversiniz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ahmet Bey de bizim sevdiğimiz bir... Birlikte, Meclis Başkan Vekilliği, Grup Başkan Vekilliği yaptı, ona da teşekkür ediyoruz.

Şimdi, tabii sözlerimin başında söyleyeyim: Bu aslında bir haraç yasası; torba yasa değil, haraç yasası. Bakıldığında hakikaten çok ilginç şeyler var bunun içerisinde. Bu teklifte emekliler dışındaki kira gelirlerine uygulanan istisnayı kaldırıyorsunuz. Arkadaşlar, asgari ücretli var, işsiz var; bunlar ne yapacak? Bunları hiç düşünmemişsiniz, bakın işsizler de var.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Aynı gelire sahip.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, aynı gelire sahip, daha düşük gelire sahip yani bunlarda bu istisna yok. Bütün vergi uygulamalarında gider gösterilebilen faiz ödemelerini, konut kirasından gider göstermeyi kaldırıyorsunuz. Barınma krizi yaşayan, konut kiralarının uzaya çıktığı bir dönemde kiraları daha da artıracak işler yapıyorsunuz. Bakın, memleketteki en büyük problemlerden biri kira problemi. Özellikle depremden sonra hem deprem bölgelerinde hem diğer illerde artık bir asgari ücretlinin İstanbul'da ev tutması mümkün değil, Ankara'da ev tutması mümkün değil, Malatya'da bir asgari ücretlinin tek maaşıyla ev tutması mümkün değil. Daha üç yıl önce kaldırdığınız, dördüncü geçici vergi dönemini sırf damga vergisi alacağız diye yeniden getiriyorsunuz. Araçların satışına noter harcı getiriyorsunuz. Ayakta teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşlarında, ağız ve diş sağlığı kuruluşlarında, veteriner hekimlerde, daha başka işletmelerde haraç almayı planlıyorsunuz. Bireysel emeklilik katkı payını düşürebilmek için Cumhurbaşkanına yetki veriyorsunuz. Hazinenin borçlanma limitini artırmayı teklif ediyorsunuz. Bütçe açığından daha çok borçlanacağız, rezerv biriktireceğiz diyorsunuz. Değerli arkadaşlar, 2026 yılında enflasyonun yüzde 26, 2027 yılında yüzde 9, 2028 yılında yüzde 8'e düşeceğini, sonrada yüzde 5'lere düşeceğini iddia ediyorsunuz ancak bu ülkeyi, bu halkı on yıl vadeli olarak yüzde 40 faizle borçlandırıyorsunuz. Bu davranışın başka nitelemeleri var ama en hafifini söyleyeyim: Bu bir silahsız soygundur, vicdansızlıktır. Niçin? Dünyanın en yüksek faiziyle bütçe açığından fazla borçlanıp para biriktireceksiniz. Tek adam rejiminde siyasete, CHP'ye AKP'nin yargı kollarıyla yaptığı darbenin piyasalarda yaratacağı şokları azaltmak için borçlanıyorsunuz.

Bakın, değerli arkadaşlar, yanlış hesaplamadıysak bu işle 335 milyar civarında bir gelir elde etmeyi hedefliyorsunuz yani 8,5 milyar civarında bir gelir elde etmeyi hedefliyorsunuz. İstanbul'da yaptığınız o darbe, 19 Mart darbesi sonrasında kaybettiğimiz para 60 milyar dolar, 60 milyar dolar. Ayrıca, bakın, şu anda devam eden operasyonlara baktığımız zaman, geçtiğimiz günlerde Koç'un bir genel müdürü ifadeye çağrıldı, Koç'un hisseleri yüzde 4 düştü. Sonuçta bu, millî servet yine önemli iş adamları ifadeye çağırılıyor. Değerli arkadaşlar, yarın kimin başına, ne geleceğini kimse bilmiyor. Bakın, bu AK PARTİ milletvekilini ya da eski AK PARTİ milletvekilini de artık koruma kalkanı değil. AK PARTİ'li milletvekilini şimdi koruma kalkanı... Örneğin Hüseyin Kocabıyık'ın cezaevine atılması ya, sizin beraber sıralarda oturduğunuz arkadaşlar, olacak iş değil. Bakın, Hüseyin Kocabıyık ne demiş? Diyelim ki ağır eleştiri de bulunmuş, bakın, bu, ekonomiyi de etkiliyor değerli arkadaşlar. Bir diğer taraftan Sermaye Piyasası Kurulunun kız kardeşi, geçmiş dönemde beraber görev yaptığınız biriyle ilgili iddialar var, ona dokunulmuyor, onun koruma kalkanı var ama Türkiye'deki birçok iş adamının... Burada iş adamı örgütü de var. Değerli arkadaşlar, ekonominin en büyük düşmanı bu, hukukun olmadığı yerde ekonomi düzelir mi? Maalesef Türkiye'de hukuk askıya alınmış durumda.

Bakın, siz ilk iktidara geldiğinizde dünyada yolsuzluk endeksinde 50'nci sıradaydınız, şu an kaçıncı sıradasınız, biliyor musunuz? 115'inci sıradasınız; bu, niye? Bakın, bu garanti ödemeleri kapsamında sizin çok övündüğünüz projeleriniz var, çok övündüğünüz projeniz var. Değerli arkadaşlar, bu gelen kanun teklifiyle aslında milleti dolandırıcı olarak yaftalıyorsunuz. Ya, doktordan vergi alıyor musunuz? Alıyorsunuz. Diş hekiminden, veterinerden, kuyumcudan, ne bileyim işte, muhasebeciden, avukattan vergi alıyor musunuz? Alıyorsunuz. Şimdi "Bir daha peşin alalım." diyorsunuz. Niye? "Bunlar vergi ödemez." diyorsunuz. Kişi kendinden bilir işi yani siz kendinize benzetiyorsunuz. Millet dolandırıcılık yapmayacak belki yani kendinize benzetmeyin arkadaşlar milleti, millet dürüst hâlâ.

Bakın, değerli arkadaşlar, SGK'ye borçlanmak isteyen sigortalının prim oranını yüzde 45'e çıkarıyorsunuz. Vatandaşın zaten taşınmaz olan vergi yükünü daha da ağırlaştıracak, işverenin çalıştırdığı işçiyi kapı önüne koydurup istihdamı azaltacak. "Zamanında borcunu ödemiyorsa sigortalılık süresini durdurabilirsin." dendiği için devlete güvenerek sigortalılık süresini doldurmuş esnafın, sanatkârın doldurduğu bu sürenin prim oranını yüzde 45'e çıkararak engelliyorsunuz. Bu teklif her yönüyle AKP politikalarının, sözde ekonomi programımızın iflasının ve Türkiye ekonomisini ittiği uçurumun bir göstergesidir. Bu bir gösterge, bu gelen torba kanun bir gösterge, beceriksizliğinizin göstergesi. "Ekonomiyi yönetemiyoruz." diyorsunuz. Ayrıca, bu ara birbirinize de girmişsiniz kendi içinizde, Allah sonunuzu hayır etsin. Yeni Şafak her gün manşet atıyor, bugün de -Yeni Şafak sizin Pravda'nız biliyorsunuz, birkaç Pravda'nız var sizin, bunlardan biri de Yeni Şafak- yine manşet atmış Mehmet Şimşek hakkında, iş adamlarının görüşünü alıyor, bakalım, Allah sonunuzu hayretsin. Mehmet Şimşek giderse ne yapacaksınız? Biliyorsunuz, geçen dönem Mehmet Şimşek çok bozulmuştu bana, ben aslında onu övmek için söylemiştim "Denize düşen Mehmet Şimşek'e sarılır." diye. Yani hakikaten istikrarın olmadığı bir dönemi yaşıyoruz, ekonomide bir istikrar yok, ekonomi yönetiminde bir istikrar yok. Ben hep söylüyorum, hep yüzünüze vuruyorum: 2021'in Aralık ayında kur korumalı mevduat sistemi çıktı, burada elleriniz şişti alkışlamaktan; kaldırıldı, yine elleriniz şişti sanki getiren biz, kaldıran sizmiş gibi, böyle bir siyasetiniz de var.

Değerli arkadaşlar, bakın, burada zenginden alınan bir şey yok. Paraya ihtiyacınız varsa -kur korumalı mevduatı geçtik, dünyanın zararı var- garanti ödemeleri var. Bakın, garanti ödemeleri var arkadaşlar. Garanti ödemeleriyle ilgili niye bir şey düşünmüyorsunuz? Bir düşünün, bir araştırın ya bu garanti ödemelerini, her gün konuşuyoruz biz, doğru mu değil mi bir bakın arkadaşlar. Bakın "Zengini vergilendiriyoruz." diyoruz ama gerçekte düzenlemede dar gelirli küçük mal sahibini hedef yapıyorsunuz. Evini kiraya verip geçimini sağlayan vatandaşa "Sen de zenginsin." muamelesi yapıyorsunuz. Diyelim ki başka bir semtte oturuyor, evi başka yerde ya da Ankara'da evi var, tayini çıkmış Malatya'ya; ne yapacak bu adam? Etki analizine göre 2024 yılında 1 milyon 985 bin mükellef bu istisnadan yararlanmış, bu düzenlemeyle yaklaşık bu sayının 500 binin altına düşmesi bekleniyor. Buradan yaklaşık 22 milyar gelir beklentiniz var, 2 milyona yakın insan 47 bin TL altında kira geliri alıyor. Ücretleri artırmadığınız için, çoğu aile için bu 47 bin ya da daha az kira geliri bir geçim parası; mutfak masrafı, hastane parası, okuyan torunun harçlığı arkadaşlar. Vatandaşın son kuruşu alınırken 1,2 trilyon vergi borcu silinen yandaş şirketlere tek kelime yok, maalesef bu bütçede de -yarın görüşeceğiz- bir şey yok. Örneğin bir araç değerlenmiş, enflasyondan dolayı değerlenmiş, "O değerlenen araçtan da payımı alayım." diyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Kimin vergi borcu silinmiş?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yandaş firmaların.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şu 1,2 trilyonu anlatsana.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Anlatacağım, birazdan anlatacağım Orhan Bey. Bütçede var vergisi silinecekler.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, anlat işte.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Merak etme anlatacağım, sizi bilgilendireceğim, aydınlatacağım hiç merak etmeyin.

Ayrıca, bakın, değerli arkadaşlar, sıfır aracın yüzde 60'ı vergi zaten, hatta biliyorsunuz, yeni aracın yüzde 80'i vergi, sıfır araçların da çoğu vergi.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Vergi araç parasını geçti.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Evet.

Şimdi, üçüncü olarak, ruhsatla çalışan meslek gruplarına yıllık harç getiriyoruz. Avukat, mühendis, mali müşavir, hekim, galerici, kuyumcu, emlakçı; devlet çok kazanan çok, az kazanandan az almakla yükümlüdür. Bakın, dolaylı vergi yüzde 68 yani fabrikayı işleten fabrikatörle bekçi aynı vergiyi veriyor, yüzde 68 dolaylı vergimiz var ama hep siz fakir fukaradan vergi almaya çalışıyorsunuz. Toplam bir anlayışla harç uygulamak, arkadaşlar, kolaycılıktır, adaletsizliktir. Yani hiç iş yapmayan avukatı da... Bakın, avukatların durumunu bir baro keşke gelse anlatsa. Muhasebecilerin durumu -arkadaşlar burada- o kadar emek veriyorlar, en yoğun çalışan meslek grubu, ne kadar kazandıklarına bir bakın. Artık bir muhasebecinin...

HÜSEYİN ALTINSOY (Aksaray) - Avukatları mı diyorsun?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Avukatlar da öyle.

HÜSEYİN ALTINSOY (Aksaray) - Avukatlar bu kanunda yok da onun için...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Avukatlara harç yok mu?

HÜSEYİN ALTINSOY (Aksaray) - Yok bu kanunda. Yok, mali müşavirler.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Mali müşavirler. Peki, affedersiniz. O zaman mali müşavirleri söyleyeyim. Mali müşavir içinizde var mı bilmiyorum, sizin mali müşavirler de zengin yani...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Geçen sene silinen vergi 3 milyar diyordun, şimdi 1,2'ye düşmüşsün.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Unutmuşlar bak. Nasıl unutmuşlar?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakın, arkadaşlar bu mali müşavirlerin çalışarak ev alması mümkün değil. Yani kiminin az defteri var, kiminin çok defteri var. Bunlara da haraç alıyorsunuz.

Konut kredisiyle alınan evlerin faiz gideri artık gider olarak gösterilmeyecek, üstelik bu düzenleme 1 Ocak 2025'ten itibaren geriye dönük uygulanacak. Kanun mantığında asla olmayan bir şey.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - O zaman bu mali müşavirler teklif vermiş, onları meslekten ihraç etmek lazım.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bunlar zengin ya. Mahmut ağabey, bunlar zengin mali müşavir. Oraya bakma ağabey.

Tapu harçlarında yüzde 25 oranında uygulanan vergi ziyaı cezası yüzde 100'e çıkarılıyor.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de en büyük problem, barınma problemi...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Mali müşavirler de yokmuş yalnız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Nasıl unuttunuz peki onları?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Avukatlar da yokmuş.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Onları nasıl unuttunuz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Mali müşavir yok mu burada?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bir saniye...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Onlar bir dahaki torbaya. Yaz, önerge ver, önerge. Onları unutmuşuz diye önerge verin. Mali müşavirleri, avukatları unutmuşuz diye önerge verin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Doktor da mı yok? Kuyumcu, galerici?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Gerçi bunlar sanayiciyi de batırdı, yarısı konkordato ilan etti.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, "Bu vergi adaletinin güçlendirilmesi." diyorsunuz, hakikaten gittikçe gelir dağılımındaki adaletsizliği de görüyorsunuz. Türkiye'nin bir kısmı, bir grubu sizin gibi yaşıyor, yüzde 5'lik kısmı, yüzde 90'lık kısmı da...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Senin gibi yaşıyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - ...Bangladeş'teki, Afganistan'daki insanlar gibi yaşıyor. Bu gelir dağılımında büyük adaletsizlik var. Bu da her geçen gün artmaya devam ediyor. Artık eskiden beyaz yakalı dediğimiz insanlar bile dar gelirli gurubuna girdi. Burada çok saygın bürokratlar var, onlara da isterseniz sorun, özel görüştüğünüzde geçinebiliyorlar mı onlara da sorun. Eskiden bir doktor bir maaşıyla ev alabiliyordu, araba alabiliyordu...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 1 maaşıyla mı?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - 1 maaşıyla? 1 maaşıyla?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İsmail Bey doktor ya!

NİLGÜN ÖK (Denizli) - 1 maaşıyla nasıl alabiliyor?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Alamıyor muydu eskiden?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ya 1 maaşıyla mı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - 1 aylık maaşıyla değil, bir maaşıyla, alamıyor muydun?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 1 aylık maaşıyla mı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya 1 aylık maaşı olur mu? Bir maaşıyla diyorum, bir maaşıyla.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bin maaşı mı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah Allah!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Hayır, anlaşılmadı.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Maaşıyla, bir doktor tek maaşla... Anladınız mı? Tek maaşla ev alabiyordu, araba alabiliyordu. Allah aşkına şimdi...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Alamıyordu, öyle bir şey yok. Maaşıyla alamıyordu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya git işine! Ya git işine!

Bakın, en...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Öyle bir şey yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bir doktor tek maaşıyla araba, ev alabilir mi?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Alır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya da bir bürokrat, bak bir mühendis...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Arabası olmayan doktor var mı?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir mühendisin ortalama maaşı ne devlet kurumlarında? Hadi 100 bin lira olsun. 100 bin lirayla arkadaşlar alabilir mi ya?

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Arabası olmayan doktor var mı sence?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya şu an alabilir mi?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya sizin tuzunuz kuru! Sen İsmail Güneş'e bakarak doktorları değerlendiriyorsun?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Veli Ağbaba, Veli Ağbaba...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam mı? Sen ona bakıyorsun! Uşak'ta zengin olmuş, ona bakıyorsun. Git, sokağa çık bakalım.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Ağbaba...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Git, sokağa çık bakalım, kimse memnun mu arkadaşlar? Bakın, bu benim gerçeğim değil. Bir avukat, Ankara Hukuk Fakültesine 2 bininci olarak girmiş; geçen, ne iş yapıyorsun kızım dedim, "Bir büroda çalışıyorum." Ne kadar maaşın? "Asgari ücret." dedi. Bu, Türkiye'nin gerçeği. Bir mühendis...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Garsonluk yapıyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir mühendisin, kamu kurumunda çalışan ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bitiriyorum hemen.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, uzatmıştım süreyi, bir daha uzatıyorum, toparlayın.

Arkadaşlar, bir saniye...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Son kez...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Veli Ağbaba, bilmeden konuşuyorsun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Arkadaşlar, bakın, bu Türkiye'nin gerçeği; bunun neyini savunuyorsun sen yani? Bunun neyini savunuyorsun, konuş bakalım. Bir mühendis... Burada bürokratlar var, çıkarken konuşun, hangi bürokrat rahat geçinebiliyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Veli Ağbaba...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya eskiden Maliye Bakanlığında bir bürokrat ya da SGK'de bir bürokrat yani insan oraya girmek için uğraşıyordu, şimdi ne yapıyor biliyor musunuz, ne yapıyor? Kolay yoldan para kazanmak için uğraşıyor. Milleti kumarbaz yaptınız arkadaşlar? Türkiye'de son günlerde yaşadıklarımıza bakın. Ya, yeni nesil çete diyoruz, yeni nesil çete. Ya bunu biz mi ürettik? Bakın, bu toplumun gerçeği değerli arkadaşlar. Bu toplumun gerçeği maalesef. Maalesef insanlar iyi okulda okuyup, iyi eğitim alıp bürokrat olmak istemiyor, bürokrasiye girmek istemiyor. Yani eskiden devlet garanti falan diyorduk ya şimdi insanların da bir garantisi yok.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bizim...

VELİ AĞBABA (Malatya) - İsmail Bey, itiraz ediyorsunuz da bir arada sorun, arada sorun, deyin ki "Geçinebiliyor musunuz?" Örneğin Çevre ve Şehircilik Bakanlığında çalışan genç arkadaşlara sorun, "Geçinebiliyor musunuz?" deyin. Ya arkadaşlar, bakın, Türkiye'nin gerçeği. Bakın, eskiden bir memur emekli olduğunda ev alabiliyor muydu? Alıyordu ikramiyesiyle. Çocuğuna çeyiz parası ayırıyor muydu? Ayırıyordu. Şimdi ayırabiliyor mu bunları? Bakın, Türkiye'de bir taraftan bir kesim zengin olurken diğer kesim, toplumun geniş kesimleri yoksullaşmaya devam ediyor. Bunun sebepleri var. Bakın, bu sebeplerden birisini biraz önce söyledim, siz iktidara geldiğinizde Türkiye yolsuzluk endeksinde dünyada 50'nci sıradayken şu anda 115'inci sırada. Bu gerçekler canınızı acıtsa da Türkiye'nin gerçeği arkadaşlar. Bakın, yolsuzluk Türkiye'nin gerçeği, efendime söyleyeyim, bu uyuşturucu Türkiye'nin gerçeği, çeteler Türkiye'nin gerçeği. Ya, en son, Merkez Bankasında arkadaşlar, kasayı teslim ettiğiniz adam bankayı soymuş.

Teşekkür ederim Başkanım.