KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli milletvekilleri, sayın bakan yardımcılarım, bakanlıklarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, meslek kuruluşlarımızın ve basınımızın değerli temsilcileri; öncelikle hepinizi hürmetle selamlıyorum.

Evet, yine bir klasiğimiz torba düzenleme. Bu konu ve amaç bütünlüğü olmayan, birbiriyle konu itibarıyla farklı düzenlemelerin bir teklifte yer alması konusunu Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de öteden beri eleştiriyoruz ve bunun çözüm yolunun da İç Tüzük değişikliği olduğunu açıkça ifade ediyoruz yani Meclisteki tüm siyasi partiler bir araya gelip... Gerçekten bu da bir -Meclisin- yapısal sorunumuz. Bir reformla İç Tüzük'ü baştan sona yeniden düzenlememiz lazım çünkü bu tür düzenlemeler hem Meclisin hem de siyasetin itibarına da zarar veriyor.

Evet, yapısal reformlar diyoruz; bu tabii, yıllardır herkesin dile getirdiği konular. En son Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış konuşmasında da bu konuda vurgu yaptı, hatta 2026 yılının reform yılı olacağını ifade ettiler. Gerçekten, başta vergi alanında, sosyal güvenlik alanında, tarım, gıda alanında, çalışma hayatında, yatırım ortamının iyileştirilmesi, üretim ve verimlilik artışı konularında, teknolojik dönüşüm, işte dijitalleşme konularında yapısal sorunlarımız var. Bu anlamda da bu reformları gerçekleştirmemiz lazım. Ben bürokrasiye özellikle söylüyorum. Yani bu iş bu kadar gündemdeyken hiç hazırlığımız yok mu? Yine, geçen dönem Mecliste olan arkadaşlarımız da hatırlarlar, aslında bir vergiyle ilgili bir düzenleme gelmişti, alt komisyona da havale edilmişti ama öyle kaldı, görüşülmedi. Yok mu yani bir vergi anlamında bir yapısal düzenlemeyi içeren... Karmakarışık bir yapıya dönüştü, sürekli değişiklikler de gerçekten hem anlaşılabilirliği olumsuz etkiledi hem de vergi kanunları arasında gerçekten düzeltilmesi gereken konuları gündeme getirdi.

Şimdi, bu kanun teklifinin gerekçesine bakınca, işte vergi adaletinin güçlendirilmesi, vergi dışında kalan alanların kapsama alınması, kayıt dışılıkla mücadele edilmesi; gerçekten gerekçe güzel, gerekçe güzel ama maddeler bunu taşıyor mu? Bana göre taşımıyor çünkü yapılan düzenlemelere baktığımız zaman, prim oranlarında artış getiriyoruz, bazı vergilerde artış getiriyoruz yani o anlamda da bunu vergi adaletinin sağlandığı bir düzenleme olarak görmek gerçekten mümkün değil. Yine aynı şeyi söyleyeceğim yani vergi adaletini de sağlayacak, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği bir vergi sistemini oluşturmak mecburiyetindeyiz, bu konuda gerekli reformist adımları atmak zorundayız.

Başta Erhan Bey ve diğer arkadaşlarım da ifade ettiler, bu getirilen düzenlemelerin kayıt dışılıkla mücadele yerine kayıt dışılığa itebilecek bir hüviyeti de var. Yani bu anlamda bunun analizi yapıldı mı? Açıkçası, mesela kirada bu durum söz konusu. Yine, alınan harçlarda bu durum söz konusu yani o harcı ödememek için kayıt dışına gitmek durumunda kalır.

Yine, bir başka düzenleme -maddelerde daha ayrıntılı konuşuruz da- sosyal güvenlik primlerinin tahsilatında önemli bir iyileştirme sağlayan bir teşvik vardı; başta 5 puan düşürüyorduk, sonra yakın zamanda imalat sanayi hariç 4'e düşürdük, şimdi de 2'ye düşürüyoruz. Bunun hakikaten etki analizi yapıldı mı? Tahsilat oranına olumsuz bir etkisi olma ihtimalini ben görüyorum yani bu anlamda kaş yapacağım derken göz çıkarmayalım. Yani, bu uygulama aslında sağlıklı bir şekilde yürüyordu, neden buna ihtiyaç duyduk? Yani "Para lazım." dersek ya da "Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği bunu gerektiriyor." dersek o ayrı bir konu. Onunla ilgili, biraz önce ifade ettiğim, yine sosyal güvenlik alanında bir reform düzenlemesiyle mevcut sorunlarını masaya yatırıp gerekli tedbirleri alabiliriz.

Yine, yakın zamanda yaptığımız düzenlemelerden geri adımlar söz konusu. Şimdi, geçici dördüncü vergi beyannamesi ve vergi ödemesi meselesi, daha yakın zamanda bunu kaldırmıştık, hatta bunu kaldırdığımız konusunda da kamuoyuna olumlu açıklamalar yapmıştık. Yani, şimdi tekrar niye getiriyoruz? "Efendim, nakit sıkışıklığı..." O zaman bunu kaldırırken niye bu analizi yapmadık da şimdi tekrar geri getirmek zorunda kalıyoruz? Ben bu konuda eleştiririm yani ya kaldırmayacaktık bunu başka sorunlara yol açıyorsa ya da kaldırdık mı devam etmeli. Özellikle mali müşavirlerin gerçekten zaten iş yükü başından aşmış, tekrar mali müşavirlere önemli bir yük getiriyoruz. Yani, bu konuların etki analizinin iyi yapılması lazım. Bunları maddeler görüşülürken daha ayrıntılı gireriz, ben önden söyleyeyim ki arkadaşlar bu konuda hazırlığını yapsınlar.

Bir de şunu söyleyeceğim: Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu konuda, vergiyle ilgili, sigorta primiyle ilgili uygulamalarda toplumdan bize gelen taleplerde öncelikle vergi ve sigorta primi borçlarının yapılandırılmasını istiyorlar. Şöyle bir durum söz konusu, bu sıkılaşma politikalarının etkisiyle gerçekten mükellefler, işverenler, esnafımız, çiftçimiz yani finansman ve faiz yükü olması hasebiyle vergi ve prim borçlarını ödemekte zorlanıyorlar. Bu anlamda önemli bir de kaynak sağlık aslında hem SGK'ye hem Maliye Bakanlığımıza. Sadece borç yapılandırması yani matrah artırımı, stok affı falan filan değil, sadece borç yapılandırılması konusunda yoğun bir talep var. Bize gelen talepler bu şekilde, hem sahada karşılaştığımızda hem Mecliste olsun, partimizde olsun bize anlatılan konularda en başta gelen talep bu.

Bir diğer konu, bu enflasyon muhasebesinin ertelenmesi mevzusu, bu konuda da bize gelen yoğun talepler var. Zaten geçici dönemler de uygulamıyorduk ama yine de tabii, bu konu hassas bir konu. Şöyle, hani, enflasyon muhasebesi ile bilançodaki kayıtlı değerlerin gerçek değerine yükseltilmesi de söz konusu bu düzenlemede ama bir yandan da hem mali müşavirlere hem mükelleflere önemli bir yük getiriyor. Yani bu konu masaya yatırılabilir diye düşünüyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Mustafa Bey, orada talebiniz ertelensin mi yoksa, gelire etki etmesin mi?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Gelire etki etmesin. Tabii, mükelleflerin kaçındığı o.

HÜSEYİN ALTINSOY (Aksaray) - "Enflasyon düzeltmesi yapalım ama gelire etkisi olmasın." diyor.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Evet.

Aslında benim bildiğim, Hazine ve Maliye Bakanlığımız bu düzenlemeden önemli bir vergi artışı bekliyordu ama tam tersi oldu. Tahsilatı maalesef...

ERHAN USTA (Samsun) - Büyükler kendisini kurtardı.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Evet, büyükler kurtardı yani o gözle de bu uygulamayı bir değerlendirmek gerekiyor.

Bir başka konu, Erhan Bey'de bahsetti; bu, KURGAN konusu. Gerçekten artık klasikleşmiş. İşte, ne oldu? "KURGAN'a takıldım." Yani mükelleflerden bize gelen şikâyet bu. Tabii ki kayıt dışılıkla mücadeleyi destekliyoruz, bu konuda gerek konuşmalarımızda gerekse programımızda, beyannamemizde bunu ifade ediyoruz ama ya, zaten kayıtlı olanın insanının üzerine çok fazla gitmemek lazım. Esas, hani burada gerekçede diyoruz ya, "Vergi dışında kalan alanları kapsama alınması." esas önemli olan o.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Hem vergi adaletini sağlama hem de vergi dışında kalan alanlardan vergi alınması konusunda biz bunu sonuna kadar destekliyoruz; ki Maliye Bakanımız bazı meslek gruplarının aylık gelir beyannamelerinden örnekler verdi, bu, basında yer aldı -bir televizyondaydı zannedersem- bu anlamda "Teknolojiyi devreye aldık, daha da üzerine gideceğiz; kayıt dışılıkla mücadelede dozu daha da artıracağız." diyor. Tamam, biz bunu destekleriz, dozu artıralım yani kayıt dışında kimse kalmasın, hiçbir mükellef kalmasın. Çünkü en büyük sorunlarımızdan biri: Kayıt dışı ekonomi. Hem maliyemiz açısından hem de kayıtlı mükelleflere karşı haksız rekabet oluşturduğundan dolayı bu alanı -kayıt dışı ekonomiyi- mümkün olduğunca küçültmemiz gerekiyor ama buradaki düzenlemelerde yani maddelerde çok ahım şahım bir şey göremiyorum ben. Yani Sayın Bakanımızın yaptığı açıklamalara uyacak böyle köklü bir kayıt dışılıkla mücadeleyi öngören bir düzenleme göremiyorum.

Bir diğer konu, kayıt dışılıkla mücadeleyi ben kiminle yapıyorum? Maliye açısından vergi müfettişlerimle, gelir uzmanlarımla. Değil mi? Ama bunların özlük hakları yetersiz, bu öteden beri söylediğimiz konu. Bir türlü bu konuda bir düzenleme yapılmadı. Yine, harcırahları; çok komik! Yani mevcut konaklama ücretine baktığımız zaman, verdiğimiz gerçekten harcırahlar çok düşük. Bu anlamda da bir düzenleme yapılabilir.

Yine bir konu vardı, İlhan Bey hatırlayacak. Mali müşavirler bir pay ödüyorlar. "Onu kaldıralım." dedik. Zaten Maliyenin elindeki bütün verilerin kaynağı mali müşavirler.

ERHAN USTA (Samsun) - Mutlaka kaldırılmalı sorgu ücreti.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Evet, sorgu ücreti yani bunu kaldıralım. Yani hep alalım tamam da biraz da insanımızı düşünelim, mali müşavirleri de bu anlamda düşünelim.

Evet, geneli üzerinde benim ifade edeceklerim bunlar, maddelerde ayrıca daha detaylı görüşlerimizi ifade ederiz.

Bir de yine şeyden tepki var, hani bürokrasi bilsin diye söylüyorum: Bu, 30 büyükşehire yaygınlaştırdık ve basit usul meselesini. Yani o konuda bayağı bir tepki var. Özellikle işte, dolmuşçular, taksiciler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Tabii kazanıyorsa girsin yani bunun limitleri zaten kanunda, uygulamamızda var. Gerçek bir süre geçmesi gerekiyorsa geçsin ama bu uygulamaya tepki var, bunu bilin.

Teşekkür ediyorum.