Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 22 .10.2025 |
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları, kıymetli STK temsilcileri; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Bu teklif, kâğıt üzerinde vergi adaletini güçlendirme, kayıt dışılıkla mücadele yasası gibi sunuluyor ama gerçekten bu teklif, halkın sırtına yeni yükler bindiren, yerel yönetimleri boğarak merkeze biat ettiren, gençlerin istihdam umudunu yok eden bir düzenlemedir.
Birinci olarak, belediyelerin genel bütçeden aldığı paylar enerji giderleri bahanesiyle kesiliyor. "Genel aydınlatma giderleri" adı altında bu düzenlemeler belediyelerin gelirini 3 kata kadar azaltıyor ve aynı zamanda Cumhurbaşkanına bu konuda yine kesme yetkisi veriyor. Bunun adı mali denge değil, yerel yönetimlerin susturulmasıdır. Merkezî idare kaynakları Ankara'da tutuyor, belediyelere sadece yük, halka sadece fatura bırakıyor. Bu durum, Anayasa'mızın 120'nci maddesinde güvence altına alınmış yerinden yönetim ilkesine açık bir saldırıdır. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler hizmet ürettikçe bu iktidar o hizmetleri cezalandırıyor. Demokrasiye değil, rekabete değil, cezaya dayalı bir mali sistem yaratılıyor.
İkinci olarak, gençlere yönelik olarak istihdam teşvikleri kaldırılıyor, genç girişimci desteği sonlandırılıyor. İşsizlik yüzde 20'lere dayanmışken bu gençlerin değil umutsuzluğun bütçesi hâline getirilmiş oluyor. Aslında, biz gençleri düşünen bir bütçe istiyoruz. İş kurmak isteyen gencin önüne destek değil borç konuluyor. İstihdam yerine vergi, teşvik yerine ceza anlayışıyla ülke kalkınamaz. Sosyal devletin görevi, gençleri borçlandırmak değil, üretime kazandırmaktır ama bu yasa tam tersini yapıyor. Gençler, bu ülkede iş ararken iktidar kendi yandaşlarına ihale dağıtıyor.
Üçüncü olarak, prim oranları yükseltiliyor, emekli maaşları düşürülüyor. BAĞ-KUR borçlarının oranı yüzde 45'e çıkarılmış, kısacası, vatandaş daha çok ödeyecek ama aldığı hizmet yine aynı kalacak. Bu, sosyal güvenlik değil, sosyal güvensizlik sistemidir. Anayasa’nın 60'ıncı maddesi "Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir." der ama bu düzenlemeyle o hak, parası olanın hakkı hâline getiriliyor.
Dördüncü olarak, Çek Kanunu, vadeli çek uygulaması bir kez daha erteleniyor. Tam on üç yıldır hep "Bir kez... Bir kez... Bir kez..." deniliyor. Hukuk devleti borcu erteleyen değil güveni tesis eden devlettir. Ekonomideki bu belirsizlik yatırımcının da işçinin de geleceğini karartıyor.
Beşinci olarak, üniversitelerdeki ücretler TÜFE ve ÜFE'ye göre artış oranlarına bağlanıyor. Bu, eğitimdeki fırsat eşitliğini bitirecek bir maddedir. Anayasa’nın 42'nci maddesi "Kimse, eğitim hakkından yoksun bırakılamaz." derken bu düzenleme, parası olmayanın üniversiteye gidememesi anlamına gelir. Vakıf üniversitelerinin kazancı korunuyor, öğrencinin hakkı yok sayılıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa, ekonomiyi düzeltmek için değil iktidarın yükünü halka taşımak için hazırlanmıştır, halktan alınanı sermayeye, belediyeden alınanı da merkeze, gençten alınanı da borca dönüştürmektedir. Vergi adaletinden söz edip UEFA'ya, vakıflara, yabancı şirketlere vergi muafiyeti tanımak adalet değil, ayrıcalıktır, kayırmacılıktır, bir imtiyazdır. Bu aynı zamanda mali politikanın egemenlik ilkesine aykırılık da teşkil etmektedir. Yani biz burada âdeta kapitülasyonlar dönemine geri dönmüş durumdayız. Milyarlık futbolcular vesaireler gelip Türkiye'de maç yapacak, para kazanacak, benim öğrencimden, çiftçimden, ben bir bardak su içeceğim, vergi alınacak ama bu milyarları, paraları kazanan futbolculara, şirketlere vesaireye... Olmaz böyle bir şey. Sosyal devlet halktan değil, saraydan tasarruf eder. Bu yasa sosyal devleti değil, tek adam ekonomisini güçlendiriyor.
Son olarak şunları söylüyorum: Bu teklif, gençlerin değil çıkar çevrelerinin, belediyelerin değil merkezî vesayetin, halkın değil iktidarın refahını artıracak. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu teklifin karşısında olacağız. Bu teklif, bir, Anayasa’nın 2, 5, 10, 42, 160, 61, 65, 73, 125, 127, 138, 160, 13'üncü maddelerine aykırıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Anayasa'ya aykırılık nedeniyle bu iddiamızı da ileri sürüyoruz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ederiz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Selamlama için otuz saniye...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, açmayacağım. Buyurun, selamlayın halkı.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Peki, söz verdiğiniz için ben teşekkür ediyorum. Anayasa'ya aykırılık iddialarımızın da göz önünde bulundurulması... Kanun Kararlarla ilgili de yapılan inceleme raporunda Anayasa'ya aykırı mıdır, değil midir diye tek bir cümle yok.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Birazdan Komisyona soracağım onu.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Allah rızası için, Kanun Kararların varlık nedeni...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yani ben burada Anayasa'ya aykırılık maddelerini sayarken o Kanun Kararlar ne iş yapar?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Varlık nedeni ne?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, konuşmanızı yaptınız. Anayasa'ya aykırılıkla alakalı Cumhuriyet Halk Partisinin bir önergesi var, Komisyona sunacağım bunu.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Üstadım, bakın, yani bu, Kanun Kararların varlık nedeni, kaliteli kanun yapmanın varlık nedeni.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.
Sayın Tanal, teklif Komisyona geldi, birazdan değerlendirecekler. Dolayısıyla benim bundan sonra yapacak bir şeyim yok bu konuyla alakalı, lütfen.