Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 22 .10.2025 |
TALAT DİNÇER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Evet, yine bir vergi paketi geldi. Dilerdik ki tabii bu vergi paketinde insanlar rahatlasın, bugüne kadar hep söylediğimiz adil bir vergi sisteminin kurulması yönünde bir adım atılsın. Konuşuyoruz, konuşuyoruz ama maalesef buradaki getirilen her bir madde esnafın, işçinin, memurun üzerine bir yük olarak geri dönüyor.
Şimdi, değerli milletvekilleri, öyle bir ortam içerisinde yaşıyoruz ki insanlar büyük sıkıntı içerisinde. Şu getirdiğiniz torbanın tamamında harçların artırılması ve yeni vergilerin ihdas edilmesiyle beraber 250-300 milyar, hadi olmadı, 500 milyarlık bir gelir tahmininde bulunuyorsunuz, onun için bunu hazırlamışsınız. Ama böyle bir ortamda, insanlar ayakta duramazken ülke genelinde yaklaşık 2,5 milyon küçük esnaf var. Bununla beraber, orta ölçekli işletmelerle beraber hesap ettiğimizde 3,5 milyonun üzerinde bir işletme var. İşsizlik rakamlarının 13 milyona dayandığı bir dönemde yani böyle bir yükü bunların üzerine koymak ne derece mantıklı?
Şimdi, tabii, burada, teşviklerin daraltılmasıyla 97 milyarlık bir gelir elde edeceğinizi söylüyorsunuz, işveren priminin yükseltilmesiyle beraber bütçeye önemli bir katkı sağlamayı hesap ediyorsunuz ama ülkenin de bir gerçeği var. İnsanlar bu vergi yükünün altında inim inim inliyor ve dolayısıyla insanlar bu yükü kaldıramaz bir durumda. Böyle bir ortamda siz tutuyorsunuz, bu insanları teşvik etmek, bunların biraz daha ticari faaliyetlerini sürdürmek adına kolaylık sağlamanız gerekirken bunların neredeyse çalışmasının önüne bir engel koyuyorsunuz.
Şimdi, eski bir tabir var: Yahudi tüccar böyle parasız kaldı mı eski hesapların kuruşlarını karıştırırmış. Maliye Bakanımız Mehmet şimşek de tabii böyle bir dönemde, getirdiği bütün yükümlülükler insanların üstüne hep bir ek yük ilave eder pozisyonda. Şimdi, geçen gün yine bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıktı. 2021'de, seçim öncesi, tuttunuz "Ülke genelindeki 850 bin basit usul vergi mükellefini vergi dışı bırakalım. Bundan önceki toplam vergiler içindeki payı çok düşük." dediniz. Ama şimdi, 2026'dan itibaren bu basit usulü kaldırdınız, bunları da gerçek usul vergi sisteminin içerisine koydunuz. Ya, bunun ne anlama geldiğini hesap edebiliyor musunuz? Yani köyde, kırsalda, nüfusu 30 binin üzerinde olan yerlerdeki basit tüm vergi mükellefine siz aylık hiç para kazanmasa 100-150 bin lira bir yük yüklediniz, bunun farkında mısınız, bilmiyorum. Yani son derece yanlış bir uygulama. Biz esnaf ayakta kalsın diyoruz, insanlar ticari faaliyetlerine devam etsin diyoruz, kepenkleri inmesin diyoruz, bir insan daha çalıştırırsa bu ülke ekonomisine bir katkı diyoruz ama sizin getirdiğiniz bu yükümlülüklerle maalesef piyasada esnaf kalmayacak.
Bakın, 31/12'ye dikkat edin. Bu basit usulü gerçek usule çevirdiniz, 31/12'deki iş bırakma oranlarına bir bakın, bunu hep beraber göreceğiz. Zaten, şu an, eylül ayına kadar 83-84 bin esnaf kepenk kapattı, bu sıkıntılara dayanamadı. Şimdi, öyle düşünün ki esnaf hem kendi primini ödüyor hem yanında çalıştırdığı insanın primini ödüyor. Böyle bir durumda ticari faaliyetini sürdürüyor ama gelin görün ki getirdiğiniz yeni kanun maddesiyle beraber ihya borçlanmasını yüzde 45'e çıkarıyorsunuz. Ya, bu insanlar o kadar büyük krizler yaşadı ki -bu pandemi dönemi olsun, daha önceki dönemlerde, kriz döneminde- primlerini ödeyemedi, sağlıkla ilgili BAĞ-KUR primlerini ödeyemedi bu insanlar. Şimdi, biz "Bunlara siz bir hak verin." dedik, EYT'de bir imkân tanıyın dedik, EYT'de imkân tanınmadı. Şimdi de dedik ki: "Bunlara yine en azından bir eşitlik olsun, ihya borçlanmalarını yaptıralım." dedik. Bu sefer de tutuyorsunuz borçlanmalarını yükseltiyorsunuz. Bunu hangi esnaf ödeyebilir? Hiçbir esnaf bu yükün altından kalkamaz. Zaten en düşük emekli maaşını alan BAĞ-KUR'lular, biz bunların emekli maaşı yükseltilsin diye uğraşırken, biz bunların en azından diğer emeklilerle bir intibak yasası çıkarılsın diye uğraşırken, prim gün sayıları 7200'e düşürülsün diye uğraşırken şimdi siz ihya borçlanmalarını yüzde 45'e çıkarıyorsunuz. Yani bu insanların bitmesi anlamına gelir, bu insanların tükenmesi anlamına gelir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TALAT DİNÇER (Mersin) - Selamlasak Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Beş dakikalık...
TALAT DİNÇER (Mersin) - Dolayısıyla değerli bürokratlar, Değerli Bakan Yardımcım yani bu konunun bir elden geçirilmesi gerekiyor. Yani bu küçük esnafı düşünerek bu yükler biraz azaltılsın.
Bir de sağlıkla ilgili, sağlık yönüyle ilgili bu ihya borçlanmasını lütfen bir gözden geçirin, bunu düşünme yönünde bir gayret sarf edin.
Teşekkür ediyorum.