KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Vallahi bunu anlamak mümkün değil. Şimdi, bu geçici madde arkadaşlar, bizim hiçbir kalıcı maddemizin bu kadar ömrü yok yani 2035 geldiğinde yirmi yedi yıllık bir geçici madde olacak bu madde o zaman tekrar uzatılmazsa eğer. Yani çok doğru bir şey olsaydı, bu zaten geçici madde yapılmaz, kalıcı bir madde olurdu. Dolayısıyla bu, belli bir süre için zamanında her ne nedenle konulduysa konulmuş ama bunu sürekli uzatmanın çok fazla bir anlamı yok.

Şimdi, dernek ve vakıfların yani şu: Bunların ciddi bir geliri var, o gelir belli bir eşiği geçiyor, artık ondan sonra bir ticari işletme sayılması lazım ama biz bu maddeyle onun ticari işletme sayılmasının önüne geçiyoruz. Ticari işletme sayılmasının tabii sonuçları olacak, vergi verecek, şu olacak, bu olacak, mükellefiyet olacak, o mükellefiyet olmasın diyoruz. Niye diyoruz bunu? Yani bunlar ne amaçla kurulmuş, nedir? Bunların kamu yararına olan dernek ve vakıf olmak zorunluluğu var mı, onu bilmiyorum, onu da arkadaşlar bize bir söylesinler. Bunları ben de şöyle notlarıma almıştım, isimlerini öğrenelim; bir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Artı iki; ne kadar gelirleri var toplamda? Totalde bizim konuştuğumuz hacim nedir? Bir de hep diyoruz; işte, Maliye Bakanımızın tavrı ortada, "İstisnaları azaltacağız." diyor. Biz istisnayı on yıl daha uzatıyoruz yani bir yıl, iki yıl falan da değil, bir on yıl daha uzatıyoruz. Bunun arkasında kim var, nedir ne değildir bize bir açıklasın arkadaşlar.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, Sayın Arabacı...

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanunun geçici ikinci maddesi, kanunun yürürlüğe girdiği 2006 yılından itibaren aslında bu hüküm geçerli bir hüküm ve burada dernek ve vakıflar derken herhangi bir dernek, vakıf ayırt etmiyor tüm dernek ve vakıfların Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'üncü maddesinin 5'inci bendi dediği konut ya da gayri menkul kiralamalarının gelirleri, geçici 67'nci maddesi dediğimiz de aslında menkul sermaye iratları. Bu tür kazançları dolayısıyla tüm dernek ve vakıfların herhangi bir iktisadi işletmesi, bir şeyi yoksa bundan kaynaklı olarak iktisadi işletme oluşmasın diyor.

ERHAN USTA (Samsun) - Belli bir limit değil mi? Mesela 1 milyar geliri olsa da oluşmayacak mı?

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Başka bir özelliği sebebiyle bir iktisadi işletmesi oluşmamışsa, sadece kira geliri nedeniyle yani bankadaki parası, menkul sermaye iradı sebebiyle iktisadi işletme oluşmaz diyor. Ama böyle çok büyük bir rakam olup da gözümüze batan dernek ya da vakıf yok bildiğimiz. Benim bahsettiğim kiralama gelirleri ve bahsettiğimiz akar gelirler yani menkul sermaye iradı gelirleri. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı tüm okullar -burada belli bir okulu ayrımı yok- özellikle mesleki ve teknik okullarda, atölyelerde birtakım el işçiliği şeyler yapılıp satılabiliyor. Bunlar döner sermayede gelir elde ediliyor. Bunların döner sermaye elde ettiği işlemler ticari piyasa kapsamında, aslında normalde ticari iş gibi değerlendirildiği için verginin kapsamına girmesi gerekiyor kanunen o tarihten bu zamana kadar "Bunlar için iktisadi işletme oluşmaz, bunları vergi mükellefiyeti yapmayalım." diye bir irade oluşmuş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - İlk çıkışı 2006-2008 arası, sonra 2 defa uzayarak bu tarihe kadar gelmiş, şimdi de yine bir on yıl daha uzatılması konusunda bir öneri var efendim.

ERHAN USTA (Samsun) - Başkanım, şimdi, hakikaten yirmi yedi yıl olacak diyorduk, yirmi dokuza çıktı Sayın Arabacı'nın ikazından sonra, 2006'da başlamış oluyor, dolayısıyla tam otuz yıl sürecek bir istisna -ne derseniz- ve muafiyet. Şimdi, bunun bir mantığı yok. Bakın, bütün dünyada biliyoruz ki belli işler vakıflar, dernekler üzerinden gidiyor. Düşünün şimdi, vakfın mütevellisinde her şeyinde ben varım, zaten ben yönetiyorum vakfı. Bir milyar lira nakit, keş param var, bunu kendim nemalandırırsan bir sürü vergi ödeyeceğim devlete ama vakfa onu bağışlıyorsunuz ama vakıf üzerinden yine ben kullanıyorum. Tabii, vakıfın parasını kullanmanın elbette bir usulü var ama vakıf üzerinden siz bunu yönetebilirsiniz. Yurt dışında da birçok böyle vakfın kurulmasında bir kısmının temel amacı bu. Burada bütün muafiyetleri, o vergi avantajları, "Hiçbir vergi almayacağım." Böyle anlıyorum, değil mi?

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Ticari işletme gibi olanlar, iktisadi işletme başka sebeplerle oluşanlar zaten onların içerisinde hepsi vergiye tabi olur. Bu iki unsur nedeniyle...

ERHAN USTA (Samsun) - Yok, yok, oluşmaması... Bundan stopaj da almayacak mıyız mesela?

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Yok stopajı alıyorum. Eğer ki iş yeri kiralamasıysa karşı taraf stopaj yapıyorsa onu almış oluyorum.

ERHAN USTA (Samsun) - Mevduata yatırdı parasını...

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Onda da geçici 67'nci kapsamında stopaj alıyorum, ona engel değil.

ERHAN USTA (Samsun) - Peki, ticari işletme sayıldığı zaman nasıl ek bir yükümlülük doğuyor?

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Şöyle, bir işletme iktisadi işletme oluşacak şekilde, başka faaliyetleri sebebiyle bunlar değil de başka faaliyetleri sebebiyle, diyelim ki başka normal bir ticari faaliyette bulunuyor, onun yanında gayri menkul de kiralamış ya da menkul sermaye iradı var, onlar zaten iktisadi işletmeye dâhil olur, bu madde kapsamına girmez. Bu maddede sadece bunlardan oluşan bir gelir varsa...

ERHAN USTA (Samsun) - İşte ben onu diyorum, sadece bunlardan oluşan bir gelir var.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - O zaman stopajı yapılır, bu nihai vergileme sayılır. İktisadi işletmede oluşmuş sayılmaz.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, burada olunca böyle yani bu madde olmasın, şimdi bunu uzatmamış olsun, banka mevduatı olan bir vakıf veya dernek yüksek miktarda bir mevduatı var, ne tür bir yükümlülüğe ilave, şu andakine ilave nasıl bir yükümlülüğe tabi olacağı...

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Bu kiralamaları sebebiyle, özellikle kiralamalar sebebiyle iktisadi işletme oluştuğu, birden fazla olduğu zaman "Oluştu" anlamında bir yorum çıkıp beyanname vermesi gerekebilirdi kurumlar vergisi, gelir vergisi anlamında.

ERHAN USTA (Samsun) - İlave vergi verir.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET ARABACI - Evet.

ERHAN USTA (Samsun) - Niye yapmıyoruz bunu.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Kamu yararı.

ERHAN USTA (Samsun) - Kamu yararı olduğunu da bilmiyoruz ki! Bak, hepsi, hani diyelim ki "kamu yararına olan dernekler için" denilse -onu sordum o yüzden- yani dersin ki zaten bunun kamu yararına bir dernek olduğu yani o da ayrı bir hikâye olur o zaman da onu anlarım ama ben vakfı, derneği kuruyorum, parayı da oraya veriyorum, ondan sonra buraya ciddi bir avantaj sağlıyor. Ya, bunun hakikaten bir mantığı yok. Yani daha doğrusu bu kadar uzatmanın bir şeyi yok. Zaten öyle olmuş olsaydı bunu zamanında sürekli madde yaparlardı. Yani "Onu geçici olarak yapalım." denilmiş ama biz bunu şimdi uzatıyoruz ve bunu hangi dönemde uzatıyoruz? "Ya, istisnaları azaltalım, muafiyetleri azaltalım, vergi tabanımızı biraz daha genişletelim." dediğimiz bir dönemde yani nedenini, gerekçesini çok açıklayamadığımız bir şeyi uzatıyoruz. Bence çok anlamlı değil yani çok anlamlı değil, yanlış bir şey yapıyoruz gibi geliyor bana.