Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 4 |
Tarih | : | 22 .10.2025 |
ERHAN USTA (Samsun) - Evet, teşekkür ederim.
Şimdi, tabii, bu tekstil, konfeksiyon, mobilya, deri başta olmak üzere, aslında, bütün imalat sanayide ciddi problem var. Yani rakam yeni, güncel belki çıkmıştır ama ben aklımdakini söyleyeyim, geçen yılın aralık ayı ile çeyreklik bazdaki veriler üzerinden söylüyorum, haziran sonunda 217 bin kişi imalat sanayisinde istihdam azalışı var. Yani bu işin hani çözümü elbette bir defa makroekonomik çerçevenin düzgün bir şekilde gelmesi, getirilmesi, o olmazsa bütün sektörlerde sıkıntıları zaten görüyoruz, daha da fazla göreceğiz. Ha, şu anlama gelmiyor bu söylediğim: Evet, tekstil başta olmak üzere, tekstil ve konfeksiyon başta olmak üzere, buralarda çok ciddi problem var. Bu, bugünün problemi de değil -Sadullah Bey de ifade etti- on, on beş yıl önce, ta Dokuzuncu Kalkınma Planı tartışmalarında çok yanlış ifadeler oldu, "Tekstil sektöründen Türkiye'nin çıkması lazım." falan türü ifadeler devleti yönetenler tarafından ta o zaman kullanıldı. Bu ne oldu? Tamam, tekstil sektöründen çıkılabilir ama yerine bir şey koyman lazım, yerine bir şey koymadan tekstil sektörünü böyle küçümseyen tavırlarla bu iş geldiğimiz noktada içinden çıkılmaz bir hâle geldi. Burada yapılan üretim önemli, ihracat önemli. Aslında, katma değerli bir sektör, teknolojik değil ama yani içeriden, yurt içerisinden katma değeri de yüksek olan bir sektör. Bölgesel istihdama, bölgesel dağılımına çok katkı veren bir sektörü şimdi biz elimizde öldürdük, bu noktaya geldik, bir destek verilmesi gerekiyor. Ne kadar sürdürülebilirse, en azından bir kısım firmalar belki biraz daha hani nitelikli üretim yapan veya kendi markasını iyi kötü oturtmuş, ufak tefek de oturtmuş olsa bazı firmaların ayakta kalması için bir destek ihtiyacı var.
Şimdi, doğru şekil bu mu ondan emin değilim. Yani mesela, bizim son zamanda gündeme getirdiğimiz şu döviz dönüşüm desteği var, yüzde 3 yani ihracattan elde ettiğin dövizi Merkez Bankasına götürdüğünüz zaman Merkez Bankası size onu yüzde 3 fazla bir kur, size farklı bir kur uyguluyor. Mesela, bunu yüzde 8'e çıkarmak tekstil sektörü için. Ben, tekstilcilerle konuştum "Bu bizi biraz rahatlatır." diyorlardı, böyle bir şey olması bundan daha faydalı bir çözüm olabilir. Ya, ben mutlak budur demiyorum bakın ama bu tartışılsın. Yani şimdi tartışılıp da bu sonuca ulaşırsınız bir şey demem. Devlet tartışmış, bürokrasisi oturmuş, üzerinde çalışmış ama hani hiç tartışmadan böyle getiriliyorsa sadece bence o zaman yanlış olur, bir bakmak lazım. Bunu, az önceki söylediğim o oranı sektörler itibarıyla farklılaştırabilirsiniz. Ha, kaynak Hazineden kullanmak istemiyorsanız zaten onun kaynağı da Merkez Bankası yani bütçe dengelerini de bozmaz, Merkez Bankası diğer şeyleri nasıl finanse ettiyse onu da o şekilde finanse edebilir, bence bunu dikkate almakta fayda var. Eğer ama "Buradan yapılacak, biz bunu çok iyi çalıştık..." Az önce SGK Başkanı "Etki analizlerini yaptık, bütün analizleri biz yapıyoruz." falan dedi, güzel, devletin kapasitesi artmış, sevindim. Yani bu analizleri yapıp da bu sonuca ulaştıysanız o zaman bunun kaynağı işsizlik sigortası fonu olmaz. Yani nihayetinde devletin parası, İşsizlik Sigortası Fonu da genel devlet hesapları içerisine giren bir hesap yani oradaki kaynak azaldığı zaman da sizin kamu açığı hesabınız da bozuluyor. Yani İşsizlik Sigortası Fonu bu amaçla kurulmadı, İşsizlik Sigortası Fonu işini kaybedenlere işte, belli şartları taşıması durumunda... Yoksa, istihdamı korumak amacı yok, istihdamı koruma amacı devletin bir görevidir. İşsizlik Sigortası Fonu işini kaybedenlere yapılan ödemeler için. Burada, paranın fazla olduğu sizi aldatmasın, bunlar tıpkı Emekli Sandığı gibi biraz, uzun dönemde çok ihtiyacımız olacak paralar, bu paraların "Burada para fazla, buranın bir kısmını bütçeden yapmamız gereken harcamaları buradan yapalım." şeklinde kullanmasının da doğru olduğunu düşünmüyorum.
Teşekkür ederim.