| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2025 |
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcılar, bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkenin refahını ölçmenin en basit yolu emeklinin sofrasına, asgari ücretlinin cüzdanına bakmaktır. Bugün o sofraya baktığımızda et yok, meyve yok, huzur yok, o cüzdana baktığımızda ise refah değil, çaresizlik görüyoruz.
Sayın Bakan, sizi samimiyetle Anadolu'nun mütevazı şehri olan memleketim Amasya'ya davet ediyorum. Gelin, beraber bir ev kiralarına bakalım, bir market alışverişi yapalım, pazara, manava, kasaba uğrayalım, o boş sofraların neden boş kaldığını birlikte görelim. Ondan sonra tekrar 2026 yılı bütçesinde emeklinin, asgari ücretlinin, memurun alacağı ücretleri açık yüreklilikle konuşalım. Artık emeklinin, asgari ücretlinin, memurun maaşı TÜİK'ten gelen verilerle güncellenecek durumu çoktan geçti. Ortada bir insanlık dramı, açlık krizi, yoksulluk gerçeği var. Bu ücretlerin hakkaniyetli bir şekilde sil baştan ele alınması şart. Bugün Türkiye'de en zengin kesimin millî gelirden aldığı pay en yoksul kesimin tam 16 katına ulaşmıştır. Sabahın ilk ışıklarında kalkıp ekmeğinin peşine düşen milyonlarca yurttaşımız nüfusun yüzde 10'unun servetini büyütebilmek için gece gündüz çalışıyor. Sosyal adalet anlayışının bittiğini, eşitliğin yalnızca açlıkta, sefalette ve yoksullukta birleştiğini görüyoruz. Yıllarını bu ülkeye hizmetle geçiren, primlerini eksiksiz ödeyen 16 milyon emekli bugün sadakaya muhtaç bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor ama siz katıldığınız bir programda "Allah'a binlerce şükür, emeklilerimiz tarihi geldiğinde bankalara gidip aylıklarını alabiliyor." diye konuştunuz. Sizin bu şükür beklentinize halk ozanımız Âşık Meftuni'nin dizeleriyle cevap vermek istiyorum Sayın Bakan:
"Fakir ölse şaşan olmaz,
Evi yansa koşan olmaz,
Mezarını eşen olmaz,
Nolacak garibanın hâli?
Bağırıyom duyulmuyor,
Çağırıyom duyulmuyor,
Ekmek olmasa olmuyor,
Şükür karın doyurmuyor."
Emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin hayatının dramı işte bu dizelerle özetleniyor.
Evet, Sayın Bakan, garibanın sofrasında ekmek yok, şükür de emeklinin karnını doyurmaya maalesef yetmiyor. Her şeyin pahalı olduğu güzel ülkemizde AKP iktidarı sayesinde ucuz olan tek bir şey kaldı, o da insan hayatı.
Sayın Bakan, vatandaşlarımız özellikle kanser gibi ölümcül hastalıkların ilaçlarına ücretsiz ulaşamıyor. Yurttaşlarımız ölümle pençeleşen evlatlarının tedavi masraflarını karşılamak için her gün kampanyalar düzenliyor. Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sırada. Ekim ayında 169, yılın ilk on ayında ise 1.737 emekçi iş cinayetlerine kurban gitti.
Son olarak, geçen hafta Dilovası'nda 2'si çocuk 6 yurttaşımız hayatını kaybetti. Önlemler yetersiz, kamu spotu yayınlamaktan öte etkili tedbirler alınmıyor; denetimler ciddiyetsiz, kısacası bu ülkede insan yaşamı sayenizde çok değersiz.
Bakanlığınızın iktidarın havuzuna su taşıyan sarı sendikaları memnun etme ve büyütme makamı hâline dönüşmesiyle birlikte işçi hakkını koruyan değil, işçi hakkını öğüten bir düzen kuruldu. EYT'yle mağdur ettiğiniz kademeli emeklilik bekleyen kardeşlerimizi, 7200 gün prim sözünü verdiğiniz esnaflarımızı, kadro bekleyen 10 binlerce taşeron işçiyi, intibak yasası bekleyen 100 binleri, staj ve çıraklık mağduriyetlerinin giderilmesini isteyen yurttaşlarımızı, yardımcı hizmetler sınıfı personellerinin taleplerini ve daha pek çok mağdur grubu size tekrar tekrar hatırlatmak istiyorum. "Kaynak yok." söylemini artık milletimiz kabullenmiyor çünkü 2025'in ilk dokuz ayında Hükûmetiniz 11 trilyon lira harcamış. Bu harcamaların yüzde 15'i faize gitmiş, sosyal güvenliğe ise sadece yüzde 10 ayrılmış yani iktidar yine tercihini halktan yana değil, faizden yana kullanmış. Ortada kaynak sorunu yok, ortada iktidarın yurttaşların sorununu çözmek için irade koyamama sorunu var.
Genel olarak değerlendirildiğinde, bütçe politikasının toplumsal refahı artırma hedefinden çok, mali dengeleri koruma kaygısıyla şekillendiğini görüyoruz. Oysa bütçe gelir dağılımını, üretim yapısını ve toplumun yaşam kalitesini belirleyen temel politika aracıdır. Bu nedenle, kaynak tahsisinde sosyal politikaları, üretken yatırımları önceleyen bir yaklaşımın güncellenmesi gerekmektedir. Bu ülkenin ihtiyacı olan tek şey, bir an önce, 86 milyon vatandaşımıza insan onuruna yakışır bir yaşam sunacak bir iktidarın yönetimi ele almasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Bu iktidarın adı da Cumhuriyet Halk Partisidir.
Saygılarımla.