| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2025 |
ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli hazırun; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, bakın, "Bakanlığın temel görevi ne?" diye bir baktık. Türkiye Cumhuriyeti'nde çalışan sağlığını, güvenliğini, refahını korumak, çalışma barışını tesis etmek, sosyal güvenlik sistemini güçlendirmek, vatandaşın hakkını korumak. Bunlardan hangisini yapıyorsunuz? Gerçekten rakamlara da baktığımızda, sahaya da çıktığımızda bunların hiçbirini yapmıyorsunuz. Herkes Dilovası'nı konuştu. Ben bir hekim olarak şunu soruyorum: Bir ameliyat yaptım, hasta öldü; hemşireyi mi işten kovacağım, oradaki personeli mi kovacağım? Arkadaşlar, hiç mi sorumluluğunuz yok? Soruyorum size: Bir bakanın bu ülkede istifa etmesi için ne gerekiyor, kaç insanın ölmesi gerekiyor? Yani tabii, siz de istifa kavramı da kalmadığı için en azından affını talep etme hangi koşullarda gerçekleşiyor? Bunu somut olarak sizden öğrenmek istiyorum.
Herkes dile getirdi, staj ve çıraklık mağdurları. Sayın Bakanım, bu iş çözülecek mi, çözülmeyecek mi? Her gün binlerce mail alıyoruz yani insanlara sigorta numarası veriyorsunuz ama gününden saymıyorsunuz. Bu, staj ve çıraklık mağdurlarının sorununun bir an önce çözülmesini biz talep ediyoruz. Yapılmayacaksa da bunu dile getirin, insanlarımız bilsin. Bakın, aynı işi yapan Avrupa'daki emekçi emeklilik hakkına sahipken bizim vatandaşlarımızın hakkı hâlâ yok sayılıyor. Bu insanlar devletten lütuf değil, haklarını istiyorlar. Bu haksızlığı gidermek için sizden mutlaka bir somut adım bekliyoruz.
Diğer bir adaletsizlik; evet, bir günle on yedi yıl yani kademeli emeklilik. Şansınıza bakın, bir gün sonra işe başladınız ve on yedi yıl sonra emekli oluyorsunuz. Bununla ilgili herhangi bir planlamanız var mı? İnsanlar 60 yaşında hâlâ vardiyada, hâlâ maden ocağında, hâlâ tezgâh başında, geçinebilmek için, evine ekmek götürebilmek için, torununa harçlık verebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Bakanlığın en asli görevi, başta da söylediklerimden bir tanesi, refahını sağlamak.
Yine, Sayın Bakanım, ülkemizde sağlık sisteminin en kritik halkası aile sağlığı merkezleri. Bu merkezlerdeki sağlık emekçileri hâlâ güvencesiz, Türkiye genelinde sayıları yaklaşık 20 bin kişi ama bunların statüleri belli değil. Ebesinden hemşiresine, temizlik personelinden tıbbi sekreterine kadar on binlerce emekçi "Biz de sağlıkçıyız." diyor. Covid olunca başına yemin içilen ama kadro vermeye gelince, eşit işe eşit ücret vermeyi talep ettiklerinde yok sayılan bu grupların bir an önce görülmesini talep ediyoruz.
Sağlıkçılarımızın ASM'ler dışındaki atamaları da çok büyük bir sorun durumunda. Her yıl binlerce genç sağlıkçı 85'in üzerinde puan alıyor ama atama bekliyor. Yapılıyor mu? Hayır. Diyetisyenlerden fizyoterapistlere, sağlık teknikerlerinden hemşirelere kadar herkes atanamayan sağlıkçı kimliğiyle toplumda gezmek zorunda kalıyor ve garsonluk yapmak zorunda kalıyor. Bakın, sosyal güvenlik ön lisans mezunları sürekli bize mail atıyor. Bunların atamaları neden yapılmıyor? Bununla ilgili de bir açıklama mutlaka sizden bekliyoruz.
Yine, engelli ve eski hükümlü vatandaşların istihdamı artık kâğıt üzerinde kalıyor. Yüzde 3 kotanın mutlaka yüzde 6'ya çıkarılması, tüm kurumların yüzde 3 kotasına uymasının denetlenmesi ve bunun sağlanması için elinizden geleni yapmak zorundasınız. Bakın, Cumhurbaşkanının 2022'de verdiği bir söz var, "12 bin engelli memurun ataması yapılacak." dedi ama yine sözde kaldı, atamalar yapılmadı; 6 Şubat depreminden sonra, depremle birlikte engelli vatandaşlarımızın sayısı da arttı.
Özel sektörde çalışanlar banka promosyonu alamıyor, neden? Bunlar çalışan değil mi? Bunların maaşları da yine bankaya yatmıyor mu? Bununla ilgili de mutlaka bir değerlendirme yapmanız gerekiyor.
Kamu kurumlarında taşeronlar bir an önce kadro bekliyor. Kamu kurumlarında kiralık aracı gece gündüz kullanan araç şoförlerinin; makam şoförlerinin; 112 acil, evde sağlık hizmetleri ve hasta nakil ambulansı kullanan şoförlerimizin; PTT çalışanlarımızın; taşeronların hepsi bir an önce kadro bekliyor. Taşerona ihtiyacınız varsa bunları da bir an önce kadroya alın.
Küçük esnafımızın prim borcunu söylediler. 7200 günle ilgili mutlaka sözlerinizi yerine getirin.
Bakın, doğurganlık oranı 1,7'ye düştü; "aile yılı" ilan ettiniz, perişan oldu. Artık 2 çocuk yerine tek çocuk yapmaya başladılar. Bir an önce doğum borçlanmasını gerçekleştirin. Doğumdan sonra doğum izinlerini yüzde 75 maaş almak kaydıyla iki yıl süreye uzatın ve insanların sadece yasalarla değil, teşviklerle de bu işe ön ayak olmasını sağlayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ KARAOBA (Uşak) - Sürem bitti.
Teşekkür ediyorum.