| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 14 .11.2025 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli bürokratlar; sabah bir konuşma yaptık, dedik ki: "Bu cezasızlık maalesef katliamların, ölümlerin önünü açıyor." Bakın, dün yaşanan bir olay, Almanya'dan Türkiye'ye tatile gelen 4 kişilik bir aile önceki gün Ortaköy'de midye ve kumpir yiyor; anne, baba ve 2 çocuk; çocukları 3 yaşındaki Masal, 6 yaşındaki Kadir Muhammet öldü, anne de bugün kurtarılamadı, babanın da kurtarılıp kurtarılamayacağı belli değil. Yani tesadüfen yaşadığımız bir ülke, tesadüfen yaşıyoruz; kimin ne zaman öleceği belli değil. Hakikaten vicdanları sızlatacak bir şey; bu insanlar Almanya'da yaşıyorlar, tatile gelmişler İstanbul'a, maalesef bir denetim yok. Bakın, hiçbir şeyden ders almıyoruz, bir denetim yok. Bu, turizmi etkilemeyecek mi? Örneğin bunu duyan bir turist, Sayın Bakan, gelip daha güvenle yemek yiyebilir mi Allah aşkına? Bir denetim yok. İnsanlar kumpirden ölüyor ya, ne zaman? 2025 yılında kumpirden ölüyor.
Bir de Sayın Bakan, sizin en büyük sorumluluklarınızdan birisi, pek gündeme gelmiyor, bu sahte alkol meselesi var. Bakın, bu sahte alkol meselesi âdeta bir silahla vurmuşsun, ha, sahte alkolle vurmuş. Maalesef, bakanlıklar, Malatya'da, ne bileyim, Hatay'da, Çorum'da eski tip üretilen içkiler var, üzümden, incirden vesaire, onlara baskın yapıyorlar ama bunları gören yok. Yıllık 500 insan memleketimizde sahte alkolden ölüyor. Sanmayın ki bunların hepsi bir toplum kesiminden. Oy oranları ne ise, geçmişteki oy oranları neyse aynı; AK PARTİ'li de var, MHP'li de var, DEM'li de var. Maalesef bu sahte içki meselesi Türkiye'de gündemini korumaya devam ediyor.
Yağmur yağıyor, trafodan insanlar ölüyor ve bir büyük felaketle karşı karşıyayız. Şimdi, arkadaşlarımız yangından çok söz etti, hakikaten herkesin yüreğini burkan yani o yaşananları, tutanakları okuyunca insanların ağlamaması mümkün değil, üzülmemesi mümkün değil. Bunun hiç olmazsa bir başlangıç olması lazım. Bakın, ben sizin yerinizde olsaydım istifa ederdim, tarihe geçerdim; bir sorumluluk kültürü gelişir Türkiye'de. Ya, bir bakan -arkadaşlar, AK PARTİ'li vekillere söylüyorum- ya, memlekette her gün birileri ölüyor, her yıl bir Soma yaşanıyor, bir kimse istifa etmiyor. Geçen gün 6 -bakın, Çalışma Bakanlığında da konuştuk- genç insan cayır cayır yanarak ölüyor. O fakir fukara, 15-16 yaşındaki çocuklar mecburiyetten yanarak ölüyor. Bunla ilgili de bir şey yok, bir şey olacak mı? Vallahi olmayacak, vallahi olmayacak.
Yani, bakın, geçtiğimiz yıl yaşanan şeyler; yenidoğan çetesi arkadaşlar, Soma, Bartın, selden ölüyor insanlar, selden insanlar ölüyor ya. TOKİ'de, Samsun'da, Sayın Mehmet Muş'un seçim bölgesi, TOKİ'yi sel basıyor, insanlar evinin içinde ölüyor, minibüste ölüyor. Ya, böyle bir ülkede nasıl yaşanır, anlamak mümkün değil.
Değerli arkadaşlar, bakın, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere operasyon yapılıyor, partiye operasyon yapılıyor. Önce "Silkeleyelim." dediler, Türkiye'nin yüzde 65'ini Cumhuriyet Halk Partili belediyeler yönetiyor. Önce SGK borçları, daha önce Balıkesir'e dokunulmamış, Denizli'ye dokunulmamış; belediyeleri silkelemeye başladılar. Ardından "Bununla mı kalacak?" dedik; bizimle mücadele edemeyen siyaset, gençlik kollarından, kadın kollarından, örgütlerden vazgeçti, yeni bir kol kurdu, o kolun ismi ne? Yargı kolları. Yargı kollarıyla bizi terbiye etmeye çalışıyorlar. Bakın, hepiniz siyasetçisiniz ve bugünler gelip geçecek. O kadar eziyet var ki, o kadar işkence var ki; bakın, memlekette birisinin baldızı olmak suç, memlekete birsinin bacanağı olmak suç, memlekette birisinin özel kalemi olmak suç. Kadriye Kasapoğlu, kadının sorgulandığı şey "Sen niye Ekrem İmamoğlu'yla koordinasyonu sağladın?" Özel kalem müdürü ya, özel kalem müdürü. "Müdürlerle niye görüştün?" diye suçlanıyor ve bu insanlar, bakın, Boğaziçi mezunu, İstanbul Medya AŞ'nin Genel Müdürü var, Afyon'da, cezaevinde uyuşturucu vesaire vesaire suçlularla beraber kalıyor, peşinen cezalandırılma yapılıyor.
Şimdi, SGK dedik, yargı kolları dedik, bir de Kültür Bakanlığı çıktı başımıza, Kültür Bakanlığı çıktı. Değerli arkadaşlar, bakın, 1970'lerden bu yana Efes Alt Kapı Otoparkı, Meryem Ana Evi Otoparkı'nın işletme hakkı fiilen Efes Selçuk Belediyesinde. Bu alanlar belediye gelirlerinin yaklaşık yüzde 65'ini oluşturuyor ancak 2024 yılı itibarıyla Tarım ve Orman Bakanlığı Meryem Ana Evi Otoparkı gelirine el koydu. Ardından Kültür Bakanlığı buradan örnek alarak Efes Alt Kapı Otoparkı için benzer süreç işletildi. Belediyeye alanı boşaltılması için tebligat yapıldı. Belediye açıp davayı kazanmasına rağmen çeşitli yargı kararıyla bu ellerinden alınmaya çalışılıyor. Bakın, 1970'lerden -Yaşar Bey, senin seçim bölgen- bu yana Efes Alt Kapı Otoparkı'nı kapsayan alana gelen ziyaretçiler için sağlanan temizlik, WC hizmetleri belediye tarafından yapılmakta, turistin geldiği yol, kullandığı altyapı, çöpü, kanalizasyonu, güvenliği belediye bütçesinden; bilet geliri, otopark geliri, Deneyim Müzesi bileti kârlarıyla Bakanlık ve Bakanlık şirketlerine yönlendiriliyor. Hakikaten ayıp bir şey, ayıp bir şey! Bakın, hepimizin millî değeri; bunu hiç etmek istiyorsunuz, yakışıyor mu ya size! Küçücük bir belediye olan Selçuk Belediyesinin gelirlerine koca Kültür Bakanlığı el koymaya çalışıyor; ayıp vallahi! Ayrıca, bundan sadece belediye değil esnaf da etkilenecek, esnaf da süreç dışı kalmakta, alışveriş alanları doğrudan doğruya büyük şirketlere ait yerlerde faaliyet göstermekte; bu hakikaten korkunç bir şey!
Bakın, Genel Başkanımız diyor ki: "Galata Kulesini Cenevizlilere vermemiz lazım bu kanunla, Cenevizlilere vermemiz lazım." Galata Kulesini Cenevizliler yapmış, 1453 yılında Osmanlı'ya geçmiş. Şimdi, Galata Kulesine -hakikaten hiç yüzünüz kızarmadan- el koymaya çalışıyorsunuz ya! Yargı bozuyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesine veriyor, şimdi kanun çıkarıyorsunuz; Allah gözünüzü doyursun! Ya, her şeyi konuşuyorsunuz ya bunu da konuşun: Galata Kulesine niye el koyuyorsunuz? AK PARTİ yıllarca yönetmiş, Cumhuriyet Halk Partisine geçince 2019'dan sonra, ne yapacağınızı şaşırdınız!
Bakın, değerli arkadaşlar, Yerebatan Sarnıcı ne hâldeydi ne hâle geldi. Yerebatan Sarnıcı ne hâle geldi arkadaşlar, bakın, ziyaretçi patlaması oldu. Maalesef, bu konu çok önemli bir konu, bunu da vicdanlarınıza havale ediyorum, varsa kaldıysa biraz vicdan. Sayın Bakan, Allah aşkına buna ihtiyacınız mı var ya!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Otopark kazılacak.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Neyi?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Otopark kazılacak.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hangi otopark?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Efes Otoparkı kazılacak.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Peki, bizim belediyeden niye alıyorsunuz?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - "Kazılacak." diyorum, kazılacak.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Peki, gelirini bize verecek misiniz geri?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Ya, kazılacak, arkeolojik sit alanı...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kazı yapılıyor, pardon ben de yeni otopark yapacaksınız... "Kazılacak." deyince ne bileyim, kazmayı seviyorsunuz ya siz. Peki, otoparkı ne yapacaksınız, otopark ne olacak?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Otoparkı diyorum işte.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam kazı alanına çevirdiniz, peki otopark olmayacak mı orada?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Çok daha ileriye gidiyor, yeni bir yerleşim merkezi yapılıyor oradaki dükkânlar da kayıyor, hepsi.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Belediyeye verin otoparkı geri.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Belediye diye bir şey yok anlamıyorsun, orası komple kazılı...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kazı alanı yapacaksınız yani.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Evet.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Müze, müze.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hayır, müze demiyor, "Kazı yapacağız." diyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Tamam, yapacak, belki bir şey çıkarsa müze...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Anladın mı, "Kazı yapacağız." diyor.
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Hayır, o bölgeye otopark yapmayacak mısınız?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY - Hayır.
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Hiç otopark olmayacak, arabalar ne olacak, gelen araçlar?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Nereden bileyim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Neyse, peki Galatanın orada mı kazı yapacaksınız Sayın Bakan?
(Uğultular)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, başka bir şey, vakıf diyoruz, değerli arkadaşlar, ne kadar yandaş vakıf varsa destekliyorsunuz; bakın, bunun acısını yaşarsınız. Geçmişte bu arkadaşlar, karşıda oturan arkadaşlar, belki isimleri farklıydı ama bu FETÖ vakıflarına bunlar destek verirdi, onlar büyüttü; hepsini bunlar yaptı. Çalışma Bakanlığının gelirleri, bir sürü...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İftira atma!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne iftirası ya! FETÖ'nün ortağı değil misiniz? FETÖ'yü besleyip büyüten sizsiniz.
Bakın, değerli arkadaşlar, Yunus Emre Vakfı diye bir vakıf var. Yunus Emre Vakfı diye bir vakıf var.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Gizli ortağı da sizsiniz!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak, bir şey söyleyeyim mi, FETÖ'yle el sıkışanın evi yıkılsın sen de söylesene.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben de söylerim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hepinizin resmi var, albüm yaparız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - FETÖ'yle benim resmim yok.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak, FETÖ konusunda en son konuşacağın konu...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yok, yok, yok!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gidememişsindir, yetişememişsindir.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, kaç sefer teklif edildi, geri çekildim, gitmedim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Gidememişsindir kardeş. Zaman Gazetesi cebinizde geziyordu, abone olmamak suçtu. Bizimle en son konuşacağınız konu FETÖ meselesi, en son konuşacağınız. Diyordunuz ya, "Aynı kıbleye namaz kılıyoruz." Ne yaptılar size aynı kıbleye namaz kıldıklarınız; Meclisi bombaladılar.
Bu vakıflarla...
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - "Allah affetsin." dediniz ya!
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Terörist olduğu anlaşılınca siz sahip çıktınız!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne sahipleneceğiz, sahiplenenin Allah belasını versin!
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - "Allah affetsin." demediniz mi ya, neden söylediniz "Allah affetsin." diye o zaman!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, arkadaşlar, bu Yunus Emre Vakfı var, Yunus Emre Vakfı...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - FETÖ'ye operasyon yapıldığında onları mahkemede savunan sizdiniz! Sizdiniz!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Git işine, en son konuşacağın o!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 17-24 Aralık operasyonlarında...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bunları general kim yaptı? Bu Meclisi bombalayanları general kim yaptı?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Savunan sizdiniz, sizdiniz!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bizden bir tane FETÖ'cü çıktı mı? Bizde bir tane FETÖ'cü milletvekili çıktı mı? Bir tane FETÖ'cü belediye başkanı çıktı mı?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Savunan sizdiniz, sizdiniz!
VELİ AĞBABA (Malatya) - Belediye başkanlarını niye görevden aldınız? Melih Gökçek'i niye görevden aldın? Bursa'yı niye görevden aldın? Balıkesir'i niye görevden aldın? Elini tutmadığınız...
(Gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hiç konuşma! Elini tutmadığınız, eteğini öpmediğiniz kimse var mı ya! Eteğini öptünüz, eteğini öptünüz. Zaman Gazetesini de şey gibi okuyordunuz, hayret bir şey!
(Gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya) - En son konuşacağın konu o. En son konuşacağın konu o. FETÖ'yü besleyen, büyüten, devleti teslim eden sizsiniz! Askerî casusluk, Balyoz, Ergenekon davalarında FETÖ'yle işbirliği yapıp memleketin...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, Sayın Ağbaba...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - STV spor programcısı kimdi ya?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Nerenin?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Spor programlarına kim çıkıyordu?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sizin programlara kim çıkıyordu? Resimleri var bakanların. MİT Başkanı İbrahim Kalın nerede yazıyordu? Hangi gazetede köşe yazısı yazıyordu beyler?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - "Dön, gel." diyordunuz "Dön, gel."
(Gürültüler)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri, bir saniye...
Yani hakikaten Sayın Ağbaba, istirham ediyorum, tansiyonu düşürelim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ben ne yapayım Sayın Başkanım, laf atıyorlar, siz de müdahale etmiyorsunuz.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş, siz de konuşacaksınız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Konuşacağım Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Az önce mikrofonsuz söylediklerinizin daha detaylandırılmışını siz de söyleyin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Söyleyeceğim Başkanım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tansiyonu bir düşürelim. Sırayla dolaşıyorum. Zaten sabaha kadar buradayız, problem yok.
Sayın Ağbaba, süreniz iki dakika.
Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, "Yunus Emre Vakfı" diye bir vakıf var. Basına da yansıdı, yaklaşık 400 milyon civarında bir soygun var, vakıf başkanı cezavinde sanırım. Bakın, bizim belediyede, herhangi bir Cumhuriyet Halk Partili belediyede böyle bir şey olsaydı yedi sülalemizi almıştınız, yedi sülalemiz şimdi cezaevindeydi. Bakın, bir milletvekili çocuğu var, bir bakanın eşi var, bununla ilgili hiçbir işlem yapıldı mı Allah aşkına? Ne yaptılar? İstifa ettiler. Ya, attığın imzanın bir sorumluluğu olur, attığın imzanın bir sorumluluğu olur. Yunus Emre Vakfı; maalesef orada kirlendi, kirlenmeyen bir o kalmış, orası da kirlendi.
Şimdi, biraz da Malatya'yla ilgili konuşayım müsaade ederseniz, seçim bölgem. Şimdi, siz sağ olun, kültür yolu festivali yapıyorsunuz. Ben bu festivali desteklediğimi ifade etmek istiyorum. Yani maalesef yerel yönetimler artık bu şeyleri yapmıyor, siyasetten dolayı yapmıyorlar. Memlekette gençler de bu konserleri çok istiyorlar, yapılmasını istiyorlar, önemli bir şey ama bunun bütçesiyle ilgili lütfen Komisyonumuza bilgi verin, bunun bütçesi nedir, ne değildir, lütfen bilgi verir. Ayrıca, bakın, çeşitli illerin, çeşitli ilçelerin çok önemli özelliği var. Örneğin, Malatya'nın Arguvan ilçesi deyince akla türkü gelir. Hakikaten türkülerin gözdesidir Arguvan. Arguvan'da her yıl festival yapılıyor, Kültür Bakanlığından 1 lira destek göremiyoruz. İnşallah, gelecek yıl Arguvan Türkü Festivali'ne destek verirsiniz. Bir gelin, görün. Arguvan'a çok önemli sanatçılar da geliyor; Fazıl Say geldi, konser yaptı, çok önemli sanatçılar ve bilabedel geliyorlar. Belediyemizin de nüfusu 7 bin ama Arguvan türküleri dünya markası, dinlemenizi tavsiye ederim, mutlaka dinlemişsinizdir Arguvan türkülerini; bir o.
Bir de biraz önce Alevi Kültür Cemevi Başkanıyla da görüştüm. Bizim Onar köyümüz var -daha önce de söylemiştim- Onar köyündeki cemevi dünyanın en eski cemevi. Maalesef özel bir mülkiyette, çevre düzenlemelerinin yapılması lazım, oranın korunması lazım yani böyle bir marka yok Sayın Bakan, dünyada böyle bir cemevi yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, iki dakika daha veriyorum, sonra bitti.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Buranın da hem tanıtılması lazım hem tanıtım konusunda Kültür Bakanlığının bir şey yapması lazım hem de buranın Kültür Bakanlığı mülkiyetine alınması lazım. Yani şöyle: Özel mülkiyette gözüküyor, biz uğraştık ama bir mesafe katedemedik. Bu konuda da sizin dikkatinizi çekmek istiyorum.
Yine, Malatya'da biliyorsunuz, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden Arslantepe Höyüğümüz var. Burası devletin ilk kurulduğu, devlet mekanizmasının ilk çalıştığı, ilk seküler yapının olduğu bir yer. Oraya bir karşılama mekânı yapıldı, yapmışsınız, teşekkür ederiz ama buranın da tanıtımı konusunda biraz zayıfız Arslantepe'yle ilgili. Bu konuda desteklerinizi bekliyoruz.
Malatya sadece kayısıyla ünlü değil, Malatya'nın çok önemli değerleri var. Malatya'nın sadece siyasetçileri meşhur değil, sadece iyi siyasetçi çıkmıyor Yaşar Bey, anladın mı? Sadece iyi siyasetçi çıkmıyor. Tabii ki rahmetli Özal hemşehrimiz, gurur duyuyoruz Turgut Özal'la. İsmet Paşa, İsmet İnönü hemşehrimiz, gurur duyuyoruz. Recai Kutan hemşehrimiz, gurur duyuyoruz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Veli Ağbaba'yla gurur duyuyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sağ ol, onunla da siz gurur duyun, onu da siz söyleyin.
Ama çok önemli kültür sanatçılarımız da var, bunlara da sahip çıkılması gerekiyor.
Bir de Kemal Sunal Malatyalı biliyorsunuz, Malatya Doğanyol Gökçeli. Bizim yerel yönetimler çok bir şey yapmıyor. Ben büyükşehir belediye başkanı olsaydım Kemal Sunal'la ilgili çok iyi şeyler yapacaktım. Kemal Sunal'ın da Malatya'yla anılması lazım. Yerel yönetimler yapmıyorsa bu konuda sizin de desteklerinizi bekliyoruz.