| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 14 .11.2025 |
OKAN KONURALP (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz yıl sadece Türkiye turizm tarihinin değil, dünya turizm tarihinin de en trajik trajik olaylarından biri yaşandı Kartalkaya'da; onlarcası çocuk 78 vatandaşımız hayatını kaybetti, 133 yurttaşımız yaralandı. Bakanın ve Bakanlık ekibinden tek bir ismin dahi sorumluluk üstlenerek istifa etmediği, Bakanlık mensubu kimsenin cezalandırılmadığı, Bakanın Mecliste kurulan ilgili komisyona gelmediği bir süreç yaşadık ve bugün itibarıyla bu cezasızlık, bu sorumsuzluk sürecinin bir başka şekline şahit olduk. Arkadaşlarım da bahsettiler, Bakan bütçe sunuşunda Kartalkaya trajedisiyle ilgili tek bir cümle kurmadı. Dediğimiz gibi, ülkemizin ve dünya turizm tarihinin en trajik olaylarından biri yaşandı, Bakan "Benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için üstümüze düşen ne varsa yapacağız." bile demedi veya benzer bir cümle dahi kurmaya, o otelde hayatını kaybedenleri anmaya tenezzül bile etmedi. 36'sı çocuk 78 can -kimin çocuğu, kimin yakını, kimin akrabası olmasının hiçbir önemi yok- 78 yurttaşımız Kartalkaya yangınında hayatını kaybetti. Bakana göre kendisinin ve ekibinin yangına dair tek bir sorumluluğu yok ama 78 can için bir mahcubiyet, bir yüz kızarıklığı da yok. Arkadaşlar, nasıl bir vicdandır ki Kartalkaya yangınını anmaya bile gerek görmüyor. Arkadaşlar bu tavır, bu kibir, bu kendisine hatasızlık bahşetme hâli sadece bizi değil, sizleri, hepimizi rahatsız etmeli. O yangının orta yerinde çocuklarınızın, çocuklarımızın, torunlarınızın, torunlarımızın olmayışı, siyasi aidiyetlerimiz, siyasi kimliklerimiz nedeniyle mevcut Bakana tolerans gösterme hakkını kimseye vermemeli.
Sayın milletvekilleri, RTÜK'ün yeni Başkanı, kurulda uzun süre birlikte görev yaptığım eski parlamenterlerimizden Sayın Mehmet Daniş'e başarılar ve hukukçu kimliğinin de bir sonucu olarak hakkaniyetli kararlar diliyorum.
Bu bağlamda, bilmeyenler için özetle anımsatmak isterim: 6112 sayılı RTÜK Kanunu'nun 8'inci maddesine istinaden yayıncı kuruluşlara ceza veriliyor. Örneğin, 8'inci maddesinin (b) bendinde "Yayınlar toplumda nefret duyguları oluşturamaz." (c) bendinde "Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." (ç) bendinde "Kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." deniliyor ya da (i) bendinde "Suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez ve suçluymuş gibi gösterilemez." deniliyor. Şimdi, özetle aktarmaya çalıştığım bu maddelerinin birinin bile iktidar havzasında kümelenmiş yayıncı kuruluşlar tarafından bir kez dahi ihlal edilmediğini söyleyebilir misiniz? Bu yayıncı kuruluşların bir kez olsun suçlu olduğu yargı kararıyla kesinleşmedikçe hiç kimseyi suçlu ilan etmediğini söyleyebilir misiniz? Bu yayıncı kuruluşların bir kez olsun kişi ya da kuruluşları aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler kullanmadıklarına şahitlik eder misiniz? Arkadaşlar, bu sorulara açık yanıtlar vermenize gerek yok, umarım yüreklerinizde yanıt veriyorsunuzdur.
Özetle, kendinize hak gördüğünüzün başkasına yönelik bir silah olarak kullanılmasının ahlaki ve vicdani olmadığını vurgulamak istiyorum ve hâl böyleyken RTÜK'ü de doğrudan ilgilendirmesi açısından vurgulamak isterim ki İmamoğlu davasının TRT'den canlı yayınlanmasını talep ediyoruz. Biz kendimize güveniyoruz. İddia makamının ve iddia makamının arkasındaki mevcut siyasi iradenin de kendisine güvenmesi gerektiğini, ortaya konulan iddianamenin arkasında durması gerektiğini, canlı yayınından korkmaması, çekinmemesi gerektiğini vurguluyoruz. Adalet yerini bulursa bulsun, gerekirse dünya yıkılsın. Bakın, biz canlı yayından korkmuyoruz, siz de korkmayın diyoruz.
Teşekkür ederim.