KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın

milletvekilleri, değerli basın mensupları, Sayın Bakan ve bürokratları; hoş geldiniz.

İçişleri Bakanlığının en yoğun, en kapsamlı idari teşkilatı olan Emniyet Genel Müdürlüğüyle ilgili bazı görüşlerimi sizlerle paylaşacağım. Sayın Bakanın göreve yeni başladığı döneme denk gelen ilk bütçe görüşmelerinde özellikle vurgulamıştık, kürsüde bizzat söylemiştim. Kendisinden önceki dönem her türlü tartışmaya açık bir dönemdi, kaosun, keyfîliğin, "ben yaptım oldu" anlayışının hâkim olduğu bir dönemdi. Selefinin yani şimdiki İçişleri Komisyonu Başkanı Sayın Soylu'nun söylemi, eylemi, fotoğraf albümü; bunlar aylarca konuşuldu, tartışıldı, hâlâ o albümden kriminal tipler çıkıyor, daha da çıkacağı anlaşılıyor. Sonra göreve siz geldiniz ve bu toplum ve hatta siyaset kurumu size önemli sayılabilecek bir kredi açtı. Beklenti büyüktü çünkü Türkiye asayiş ve toplumsal güvenlik yönünden büyük bir girdabın, büyük bir keşmekeşin, keyfîliğin içine sürüklenmiş durumdaydı. Üç yılın sonunda nereye geldik? Selefinize benzediniz. Bunun için bizzat size kızmıyorum ama acıyorum. Ona benzemeye memurdunuz çünkü ve gayet iyi bu memuriyeti yapıyorsunuz. Üç yılın sonundaki durumunuz bu maalesef.

Ben bir kez daha hatırlatıyorum burada: Uluslararası Örgütlü Suçlara Karşı Küresel Girişim adını taşıyan bir merkez var Avrupa'da. O merkezin hazırladığı Küresel Organize Suç Endeksi raporunda yer alan verilere göre 2023'te Türkiye'nin kriminalite skoru 7,03'le 14'üncü sıradaydı. Bugün sayenizde 7,20'yle 10'uncu sıraya kadar geldik, kriminallikte sayenizde dünya lideri olduk, Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle yarışıyoruz. Bu yüksek skor yalnızca suç pazarlarının büyüklüğünü değil, aynı zamanda mafyatik yapıların etkinliğini, yasa dışı ekonomik faaliyetleri ve devlet işi zafiyetleri gösteriyor. Tablo işte böyle olduğu için elin adamı çıkıyor müstemleke valisi gibi bu ülkenin iktidarına meşruiyet vermeyi vadedebiliyor. Bu yüzden de size acıyorum ama cumhuriyetimiz adına derin bir üzüntü duyuyorum.

Sayın Bakan, bizlere sunulan rapora göre görev süresi boyunca organize suç örgütlerine yönelik 3.985 operasyon düzenlediğinizi söylüyorsunuz, 1.367 suç örgütünü çökerttiğinizi söylüyorsunuz, "Sadece bu yıl içinde 16'sı uluslararası olmak üzere toplam 522 organize suç örgütü çökertildi." diyorsunuz. Sonuç "Çökerttik." denilen örgütler üç gün sonra yeniden toplanıyor, yenileri peydahlanıyor, organize suç döngüsü böyle sürüp gidiyor.

Gelelim esas meselemize, mesai arkadaşlarınız da tam bir yıkım yaşadı sizin bu döneminizde. Emniyet mensuplarımız özlük hakları ve çalışma koşulları bakımından ağır bir yükün altında ezilmeye devam ediyor. Mesai saatleri konusunda ciddi bir adaletsizlik var, sizin vekilleriniz tarafından da hatırlatıldı; bu adaletsizlik giderek dayanılamaz bir hâl alıyor. Az önce örneği verildi, görev yaparken ölüyorlar, şehitliğe gömülüyorlar ama şehitlik mertebesine bir türlü resmî olarak ulaşamıyorlar. Bu durum, işin doğası gereği zaten yüksek streste olan polislik mesleğini daha da zorlaştırmakta, büyük şehirler, polislik için artık zulüm görevi hâline geldi. Ele geçen maaşla kira mı ödesin, karnını mı doyursun, çocuk mu okutsun? Dolayısıyla, hiçbirine yetmiyor. İşte, bu ekonomik baskı borçlanmaya, aile ilişkilerinde gerilimlere ve morali bozulan bir teşkilata yol açıyor sizin yönettiğiniz İçişleri Bakanlığı. Kurum içinde zaten yaygın olan mobbing, amir baskısı ve angarya bu geçim zorluğuyla birleştiğinde psikolojik yük katlanıyor.

Şu anda yanımda gördüğünüz bu liste bir yıl içinde yaşanan polis, emekli polis intiharlarının listesi. Bugün bu listeye Polis Okulunda ve Samsun'da, benim seçim bölgemde okuyan bir öğrenci de eklendi, onu da size hatırlatıyorum. Bu korkunç tablo sadece bireysel trajedi değildir, sistematik bir sorundur. Yıkım büyüktür ve yönetenler sorumluluklarını reddettikleri için giderek artmaktadır. Polis emeklileri de tıpkı görevdekiler gibi büyük zorluklarla boğuşuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Teşekkür ediyoruz.

MURAT ÇAN (Samsun) - Bu kesimde de ciddi intiharlara şahit oluyoruz, intihar etmeyenler de tarlada 900 liraya çalışmaya giderken trafik kazasında maalesef hayatlarını kaybediyor, aileler yıkılıyor.