KOMİSYON KONUŞMASI

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli Bakanlık bürokratları; bugün İçişleri Bakanlığının 2026 bütçesi önümüzde ama ben tek bir şey görüyorum, kâğıt üzerinde büyüyen bir rakam, sahada karşılığı belirsiz bir yapı çünkü ortada devlet ciddiyetiyle hazırlanmış bir bütçe değil, denetimden kaçan, Meclisi yok sayan bir anlayışın belgesi duruyor. Bugün konuştuğumuz sadece kalem kalem bir harcama planı değil, ülkenin içinde bulunduğu yönetim krizinin röntgenidir.

Başlarken en temel gerçeği ortaya koymak zorundayım: İçişleri Bakanlığı bu Meclisi yok saymaktadır. 28'inci Dönemde Bakanlığınıza verilen 4.711 yazılı soru önergesinin yalnızca yüzde 5'i süresi içinde cevaplanmış, yüzde 39'u ise hiç cevaplanmamıştır. Yani her 100 sorudan 92'si ya geç cevaplanmış ya da hiç cevaplanmamıştır. Bu, tesadüf değildir, sistematik bir yönetim tercihidir. Meclisi yok sayan, denetimden kaçan, soru sorma hakkını aşağılayan bir Bakanlık bugün bizden bütçe onayı istemektedir. Bu bütçe 2026'da 119,5 milyar liraya çıkıyor ama bu artışa rağmen devletin iş yapma kapasitesinin güçlendiğine dair bir işaret yok. Bugün İçişleri Bakanlığının en büyük sorunu bütçe değil, kararların nasıl alındığı ve nasıl uygulandığıdır. Ortada veriye dayalı karar yok, performans ölçümü yok, etkisi kanıtlanmış plan yok. Türkiye'de güvenlik politikaları, hâlâ olay olduktan sonra devreye giriyor. Sorun ortaya çıkınca komisyon kuruluyor, can kaybolunca tedbir gündeme geliyor. Oysa gelişmiş ülkeler sorun çıkmadan önce önlem alır. Bizde önceden planlanma değil, sonradan müdahale var. Kısacası, bu bütçenin eksik yanı para değil, yönetme biçimi. Kaynakların yüzde 37'si "Yönetim ve Destek Programı" adı altında ne olduğu belirsiz, denetlenemez, gri bir harcama alanına ayırmış ama şehit yakını ve gaziler programına ayrılan pay yalnızca yüzde 0,11; söylemde en büyük değer, bütçede en küçük rakam.

Gelelim yerel demokrasiye: 2024 yerel seçimlerinden sonra 18 belediye başkanı tutuklandı, 13 belediyeye kayyum atandı; seçilmiş iradeye hukuki hüküm olmaksızın el konuldu, kayyum müessesesi hukukun istisnası olmaktan çıkarılıp iktidar mühendisliğinin aparatı hâline getirildi. Sandıkta kazanamayınca belediyelere el koymayı yöntem hâline getirdiniz. Sanal bahis çetelerine dokunmayan devlet, seçilmiş belediyelerin boğazına çökmeye cesaret ediyor. Milyarlarca liralık kara para trafiğini yöneten bahis şebekeleri ülkede cirit atarken sandığın emanetine musallat oluyorsunuz. Kirli paraya ses çıkamayan devlet, belediyelerin hakkına çökmeyi marifet sayıyor.

Toplantı ve gösteri meselesine değinmek zorundayım. Sayın Bakan, Anayasa'da, izin almadan toplantı ve gösteri yapılabilir yazıyor. Sahada gördüğümüz ise şu: Valilik bir yazı çıkarıyor, bir ilçede üç gün boyunca her türlü etkinlik yasak basın açıklaması da yürüyüş de hatta kimi zaman salon toplantısı bile. Ve soyuyorum Sayın Bakan: Bu yasakların gerçekten hukuki bir dayanağı mı var, yoksa bu sizin siyasi tercihiniz mi? Kanunda var olan bir hak idarenin takdirine göre ya var ya yok.

Güvenlik sorumluluğunuzun en temel alanı olan trafik. 2024 yılında 6.531 vatandaşımız trafik kazalarında hayatını kaybetti, oysa sizin resmî hedefiniz 3.688 idi. Hedefin 2 katı ölüme rağmen tek bir yöneticinin yüzü kızarmadı, tek bir bürokrat gövdeden ayrılmadı. Uyuşturucu bakkal rafı kadar kolay ulaşılabilir hâle geldi. Mahallelerde, park köşelerinde, okul önlerinde sessiz bir ölüm kol geziyor. 2024'te 427 genç uyuşturucudan öldü, birçoğu daha hayatının başında, 30 yaşının altında. Cezaevlerinde 149 bin insan 149 bin insan uyuşturucu suçundan tutuklu. Bu sayı bir şehrin nüfusu kadar. Demek ki problem sokakta değil devlette. Siz operasyon sayılarıyla övünüyorsunuz ama her operasyonun ertesi gün aynı sokakta aynı zehir yeniden satılıyor. Bir yandan yakalıyorsunuz, öbür yandan sistem yeniden üretiyor çünkü önleme politikası yok, rehabilitasyon yok, sosyal destek yok ve en ağırı ne biliyor musunuz? Cezaevleri uyuşturucuyla mücadele yeri değil suç örgütlerinin yeniden yapılanma merkezi olmuş durumda. "İçeri girince düzelir." diye bekleyen anneler oğullarını daha karanlık bir dünya içinde geri alıyor. Sayın Bakan, bu tabloyu görüp hâlâ başarı anlatmanız millete hakarettir diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Bu arada Sayın Bakan, Afyonkarahisar Çay ve Dereçine ilçeleri bir yılı aşkın süredir hak ettikleri EDS gelir payını alamıyorlar. Yasal hakkı olan belediye gelirlerine hangi gerekçeyle bloke koyuyorsunuz? Bu paralar nerede?

Saygılar sunuyorum.