| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2025 |
CEM AVŞAR (Tekirdağ) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, kıymetli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, tabii, bizim bugün gündemlerimizden bir tanesi de binlerce polisle İstanbul İl Başkanlığımıza yapılan ablukaydı. Devamında binamızı sanki işgal eder gibi girilmesi, vatandaşların, milletvekillerinin yüzlerine can sağlığını tehdit edecek kadar yakın mesafeden gaz sıkılması ve yaşatılan diğer tüm haksız, sebepsiz müdahaleler bir hukuk devletinde asla kabul edilecek davranışlar değil. Yani salonun ortasında bir fil var, bugüne kadar siz bu konuyla alakalı hiçbir açıklama yapmadınız, biz bugün cevap kısmında sizden bununla alakalı bir açıklama da bekliyoruz çünkü ülkede çeteler sokakta çatışıyor, mahalleler uyuşturucu yuvalarına dönmüş, aileler çaresiz, insanlar karısının, çocuğunun yanında sokakta infaz edilirken, gazeteciler, avukatlar, öldürülüp kadınların, çocukların hatta yenidoğanların hakkı, canı korunamazken bu yapılanlar herkese şunu söyletti: Ya, ülkede bu kadar olay oluyor, Allah aşkına, Bakanlığın uğraştığı, polislerimizi uğraştırdığı şu işe bakın çünkü bu ülkede 86 milyon vatandaşın güvenliğinden sorumlu sizsiniz, yanınızdaki Bakan Yardımcıları ve arkanızda oturan bürokratların tamamı. Siz istediğinizi anlatın, alt alta rakamlar verin, vatandaş hissettiğini bilir. Toplumda huzur, asayiş hatta can güvenliği noktasında bu kadar sorun varken Cumhuriyet Halk Partisiyle, muhalefetle neden bu kadar uğraşılıyor, asıl derdin değil, bu iş siyasi bir düşmanlık olduğunu kanıtlar nitelikte ve şunu söylemek lazım: Bu eksi Bakanlığınıza yazar. Burada amaç birilerini parmakla göstererek şikâyet etmek değil, hukuk devletinde idare görevini üstlenen herkese bir hatırlatma yapmak. Sayın Bakan, değerli üyeler; umarız, Bakanlık 1 trilyon 500 milyara yakın 2026 bütçesini bu işlere harcamak yerine, polislerimize bu eziyeti etmek yerine daha fazla suçla mücadeleye, Polisin, Jandarmanın ve bütün personelin şartlarını iyileştirmeye yoğunlaşır.
Bir diğer konu da bu belediyelere kayyum meselesi. Zaten bu "Millî irade, millî irade." diyen Hükûmetin neresinden tutsan elinde kalan ve millî iradeyi tanımayan bir modeli. Şişli Belediye Başkanı seçilen Resul Emrah Şahan tutuklandıktan sonra belediyeye kayyum atandı. Şimdi, kayyumun ilk icraatı yararlı ve ihtiyaç olan sosyal belediyecilik çalışmalarını kesmek oldu. Neydi bu? Kent lokantasını kapattı Şişli'de, öğrencilerin bursunu, yolunu kesti. Son icraatı da cuma günü 9 kişiyi işten çıkarmak oldu, üstelik hiçbir açıklama yapılmadan. Bakın, bu işten çıkarılan arkadaşların da ortak bir özelliği var. Şişli'deki rant projesi, tek toplanma alanı. Bir de İBB iddianamesinin itirafçısı bir firma var. O firmanın oraya inşaat yapmasının karşısında olması. Mesai saati dışında bu firmanın projesine karşı bir mahalle toplantısına katılması gerekçe gösterilerek çıkarıldı bu insanlar işten. Bakın, bu insanların suçu Şişli'nin elinde kalan tek yeşil alana sahip çıkmaları, bunun için görevlerini yapmaları mı? Bu işten çıkarmalar hukuksuzdur, vicdansızdır, bu insanlara ve ailelerine vebaldir. İktidarın seçilmediği yerlerde kayyum yoluyla AKP'li kadroları başkan yardımcısı yapması akıl almaz bir durumdur, bu işin bu şekliyle yönetilemediği ortadadır. Sizden isteğimiz: Bu işlerden, bu yöntemden vazgeçilmesidir. "Güvenlik" kavramının anlamını çarpıtarak toplumu baskılama aracına dönüşmesine müsaade daha fazla edilmemesi, güvenliğin özgürlüklerin garantisi olduğu ve millî iradenin korunmasının teminatı olduğunu bir kez daha vurgulamaktır.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum. Bütün herkesi saygıyla selamlıyorum.