| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 21 .11.2025 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, saygıdeğer Komisyon üyeleri, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanın sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
Türkiye'nin her yerinde üstün bir adanmışlıkla görev yapan hekimlerimize, hemşirelerimize ve hastanelerdeki diğer sağlık ve destek personeline konuşmamın başında teşekkür ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, sağlık politikamızın temelinde yaşam kalitesini artıran, insan ömrünü uzatan, sağlık çalışanlarının ve vatandaşın memnuniyetini esas alan bir sağlık sisteminin tesis edilmesi yer almaktadır. Sağlıkta birey ve toplumun sağlık hakkını en üst düzeyde kullanılabilmesini sağlamak, sağlık sorunlarına zamanında, uygun ve etkin çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunmak, vatandaşlarımızın sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin hakkaniyet içinde kaliteli sağlık hizmetine erişmesini mümkün kılmak sağlık hizmet politikasının temel amaç olmalıdır. Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği, yeterli fiziki ve teknolojik kapasiteyle sağlıkta insan gücünün ülke genelinde yeterli ve dengeli dağılımını temin edecek bir planlama, istihdam ve ücret politikasıyla yakından ilişkilidir. Ülkemiz, sağlıkta oluşturulan kapasite neticesinde hizmet kalitesinde ve halk sağlığının korunmasında önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Aile hekimliği, anne ve çocuk sağlığı, hastane ve hasta yatak sayıları, sağlık personeli, koruyucu sağlık ve hasta hakları başta olmak üzere pek çok alanda önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bununla birlikte, kalitenin artırılması ihtiyacı yıllık programda da işaret edildiği gibi devam etmektedir. Dünyanın en iyi hekimlerinin, sağlık personelinin olduğu ülkemizde hasta yoğunluğu, doktor ve yardımcı personel yetersizliği yahut destek hizmetlerindeki eksiklikler nedeniyle hizmet kalitesinde düşüşler olabilmektedir. Takip, denetim ve otokontrol sistemindeki eksiklik, veliye dayalı değerlendirmelerdeki yetersizlik suistimallerin gözden kaçmasına yol açabilmektedir. Tüm bunlar istenilen ölçüde hizmete erişilebilirliği ve kalite standartlarını geriletebilmektedir.
Türkiye'ye kapsamlı bir sağlık ve sosyal güvenlik sistemine sahiptir. Ücretsiz sağlık hizmetinin kapsayıcılığında da dünyada öne çıkan ülkelerdendir. Özellikle salgın sürecinde bunun önemi ve değeri daha iyi anlaşılmıştır. İlaç, tıbbi cihaz, aşı, medikal malzeme üretiminde ileri bir teknolojik dönüşüm söz konusudur. Vatandaşlarımıza sunulan bu imkânlarla ilaç ve sağlık harcamalarındaki artış kişilerin sağlık durumlarını olumlu etkilemektedir. Bunlarla beraber, özellikle özel hastanelere atfedilerek vurgulanan gereksiz tetkikleri ile bilinçsiz ilaç kullanımı gibi ekonomik kayba ve insan sağlığını tehdide sebep olabilen durumların önüne geçilmesi de önemli hâle gelmiştir. Ülkemizde bulaşıcı olmayan hastalıkların toplam hastalık yükü içerisindeki payı yaşlanan nüfusun da etkisiyle giderek artmaktadır. Sağlık Bakanlığı Stratejik Planı'nda da yer aldığı gibi koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin bütüncül bakış açısıyla sunulması önceliğimiz olmalıdır. Bu kapsamda sağlıklı yaş alma yaklaşımının benimsenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda sağlıklı nesillerin devamı için yine sunumunuzda da öncelik verdiğinizi ifade ettiğiniz gibi hastalıkların oluşmadan önlenmesi, tedavi için yapılan sağlık harcamalarının azalmasını da mümkün kılacaktır. Türkiye'nin demografik yapısında gözlenen değişim özellikle 65 yaş ve üzeri nüfusta son yıllarda kaydedilen hızlı artışla belirginleşmektedir Yaşlı nüfus içerisinde 65-74 yaş grubunun yaklaşık üçte 2'lik paya sahip olması, kronik hastalıkların yoğunlaştığı 75 yaş ve üzeri grupların ise her yıl büyümesi, sağlık sisteminin hizmet yükünü doğrudan artırmaktadır. TÜİK nüfus projeksiyonuna göre 2050 yılında her dört kişiden 1'inin 65 yaş üzeri olacağı öngörülmekte, bu da sayı olarak 21,6 milyon kişiye tekabül etmektedir. Yaşlı bağımlılık oranının son beş yılda yüzde 12,9'dan yüzde 15 seviyelerine yükselmesi, çalışma çağındaki nüfus üzerinde artan sosyal güvenlik ve bakım yükünü ortaya koymaktadır. Bu gelişmeler birincil basamak sağlık hizmetlerinde kapasite yetersizlikleri, kronik hastalık yönetiminde takip sürelerinin uzaması ve özellikle geriatri uzmanlığıyla uzun süreli bakım alanlarında arz talep dengesinin bozulması gibi yapısal aksaklıklara yol açmaktadır. Ayrıca, mevcut durumda iyi işleyen evde bakım hizmetlerinin artan yaşlı nüfusun talebi karşısında kapasite bakımından zorlanmaya başlayacağı ve hizmet kapsamı ve kapasitesinin genişletilmesine ihtiyaç duyulacağı anlaşılmaktadır. Yaşlı nüfusa yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, kronik hastalık yönetiminde dijital takip ve evde bakım modellerinin yaygınlaştırılması yerinde olacaktır. Bu çerçevede evde bakım hizmetlerinin insan kaynağı, ekipman ve bölgesel erişilebilirlik açısından kapasitesinin artırılması kritik önemdedir. Yaşlı hekimi ve bakım personeli sayısının yükseltilmesi yanında yaşlılığa hazırlanma döneminde planlanacak uzun dönemli bir bakım sigortasının kademeli biçimde sisteme entegre edilmesi gibi bakım yükünü azaltacak toplum temelli hizmetlerin geliştirilmesi önem taşımaktadır. Bu politikaların hayata geçirilmesi, hem artan yaşlı nüfusun sağlık ihtiyacının etkin yönetimini sağlayacak hem de sağlık sisteminin geleceğe yönelik mali sürdürülebilirliğini güvence altına alacaktır. Çocukların ve gençlerin sağlıklı gelişimi, yetişkinlerin ideal bir hayat sürmesi ve 65 yaş üzeri vatandaşların hayatlarına konforlu devam edebilmesi için sağlıklı beslenme ve egzersizin her bireyin hayatına dâhil edilmesi için eğitici programlar ve takip mekanizmaları oluşturulmalı, yine her bireyin faydalanacağı sağlıklı yaşam merkezleri yaygınlaştırılmalıdır. Türkiye sağlık alanında övgüyle bahsedilen bir başarı yakalamışsa bunda doğru yönetim ve isabetli altyapı yatırımlarıyla birlikte tüm sağlık personeli ve teknik kadronun önemli bir payı bulunmaktadır. Sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi sağlık çalışanlarımıza verilen önem ve değerle yakından ilişkilidir. Bu çerçevede sağlık çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarına ilişkin sorunlarının çözülmesi çalışma verimini ve sağlıkta kaliteyi artıracaktır.
Son günlerde başta İstanbul olmak üzere farklı illerimizden zehirlenme haberlerinin gelmesi uygulamada gıda güvenliği zafiyeti, hijyen kurallarına uymama, sağlıksız saklama koşulları gibi sorunları aynı zamanda da uygulamaya ilişkin takip ve denetim yetersizliğini göstermektedir. Ayrıca, kural bazlı yaklaşımla birlikte varsa mevzuat eksikliğinin giderilmesini ve denetim mekanizmalarının etkinleştirilmesini gerekli kılmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak başta kadına ve çocuğa şiddet ve istismar olmak üzere toplumdaki sağlıksız gelişmelerinin önüne geçmek, şiddet eğiliminin oluşmasına yol açan sebepleri önlemek, insan ve toplum sağlığı, ahlakı ve huzuru için Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz ruh sağlığı kanun teklifimizin gündeme alınmasını ve yasalaşmasını beklediğimizi bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Sonuç olarak bazı eksikliklerimiz ve sorunlarımız olsa da sağlık hizmetlerine erişimde çok önemli mesafe katedilmiştir. Ucuz tıbbi hizmet kalitesiyle birçok ülkeden hastayı da misafir etmekteyiz. Bu hizmetlerin kaliteyi düşürmeden sürdürülebilirliği için eğitim, insan gücü, fiziki ve teknolojik donanımlar, laboratuvar gibi unsurların yeterliliği takip edilmeli, gerekli tedbirler alınmalıdır.
Son olarak Sayın Bakanım, seçim bölgem İstanbul Esenyurt Devlet Hastanesine ilave yaparak 400 yatak kapasitesini ulaştırdınız, sağ olun ancak başhekimi yok, en kısa sürede başhekim atamasının yapılmasını bekliyoruz. Yine, Esenyurt Akçaburgaz yolunda 1.500 yataklı bir şehir hastanesi yapılacağı ifade ediliyordu, bunun durumu nedir? Bunu sormak istiyorum.
Son olarak da yine, Giresun'un Yağlıdere ilçesindeki 25 yataklı bir hastanenin yapılacağı söz konusuydu, bundaki aşama nedir, gerçekleşme durumu nedir? Bu konuda da bilgi verirseniz sevinirim.
Bu düşüncelerle bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.