KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, değerli milletvekilleri, Sayın Sayıştay Başkanı, Kamu Başdenetçisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, değerli bürokratlar ve basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Türk milleti önce Meclis açıp sonra da yeni bir devlet kurmayı başaran dünya üzerinde nadir milletlerden biridir. Kurtuluş Savaşı'nın sevk ve idaresi Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesiyle sağlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temeli Türkiye Büyük Millet Meclisinde atılmıştır. Hiç kuşku yok ki Türkiye Büyük Millet Meclisi hem Kurtuluş Savaşı'nda hem de 15 Temmuzda işgalcilere direnen, istila emirleri karşısında devleşen gazi bir Meclistir. Türkiye Cumhuriyeti bugünkü gelişmişlik seviyesine ulaşmışsa bunun şeref payesi mensubu olmaktan, çatısı altında görev yapmaktan onur duyduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk milletinin ta kendisi, demokrasinin, millî birliğimizin, istiklal haklarımızın, istikbal haysiyetimizin ebedî güvencesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nde hayat ve vücut bulmamızı sağlayan kahraman nesilleri, aziz şehitlerimizi, bu kutlu Meclisi emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ilk Meclisin muhterem üyelerini, ebediyete irtihal etmiş tüm milletvekillerini rahmetle anıyorum.

Türkiye, cumhuriyet tarihî boyunca bir taraftan hak ettiği gelişmişlik düzeyine ulaşma mücadelesi verirken diğer taraftan da iç cephemizi sarsmayı hedefleyen pek çok kumpasla uğraşmıştır. Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne günlük siyasetteki tartışmaların ne de bölgemizde yaşanan gelişmelerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez. Türk milleti bir ve beraber olduğunda her sorunun üstesinden geldiği, her badireye göğüs gerdiği, nice başarılara ve kahramanlıklara imza attığı bilinen tarihî gerçekliktir. Bu itibarla, millî birlik anlayışıyla iç cepheyi güçlendirmek, bu yönde bir toplumsal mutabakat oluşturmak, millet olma vasfımızı da güçlendirecek önemli bir aşama olacaktır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli tarafından başlatılan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir devlet politikası hâline getirilen terörsüz Türkiye hedefi önemli mesafe katetmiştir. Yeni bir dünya düzeninin şekillendiği dönemde bu gelişmeyi Türkiye için bir fırsata dönüştürmek mümkündür. Terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşmesiyle terörsüz bölgenin yolu da açılmış olacaktır. "Terörsüz Türkiye, terörsüz bölge" hedefi tarihin ve coğrafyanın huzurla mühürlenmesi, umutla müjdelenmesi, barış ve kardeşlik ruhuyla mücehhez hâle gelmesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çok önemli çalışmalar yapmaktadır. Toplumsal yaraların sarıldığı, kronik meselelerin köklü çözümlerle buluşturulduğu, millî ve manevi değerlere kenetlenmiş bir Türkiye'ye ulaşmak müşterek gayemizdir. Ortak bir geçmişi ve kaderi paylaşan, ortak bir gelecek idealine inanan, ortak bir kültürü yaşayan bütün vatandaşlarımız etnik köken, dil, din gibi farklılıklarına bakılmaksızın Türk milleti kimliğinde birleşmişlerdir. Bütün vatandaşlarımız Türk milletinin eşit ve onurlu evlatlarıdır. Bin yıldır bu topraklardayız, bin yıldır el eleyiz, gönül gönüleyiz; acımızla ve sevincimizle biriz, beraberiz; ayrımız, gayrımız yoktur. Türk milleti bin yıldır kardeşçe yaşadığımız bu vatanda hiçbir sebebin ayrıştıramayacağı kadar kaynaşmıştır. Hiçbir emperyalist komplo, hiçbir yabancı senaryo ve oyun, hiçbir yalan ve dedikodu aramıza giremeyecek, millet çınarında buluşan ebedî dost ve kardeşliği heba ve israf edemeyecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti'nin mazisinde 3 stratejik evre bulunmaktadır: Birincisi, tek parti dönemi; ikincisi, çok partili hayat; üçüncüsü de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemidir. Cumhuriyetimizin temel nitelikleri millî ve üniter devlet yapımız, Türk millî kimliği, Atatürk, demokrasi ve insan hakları Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin de kırmızı çizgileridir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi daha da etkinlik kazanmış, asıl fonksiyonuna kavuşmuş, denge ve denetleme vasfı tescillenmiş, kuvvetler ayrımı netleşmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle Meclisin yazılı soru, genel görüşme, Meclis araştırması ve Meclis soruşturması yoluyla denetim fonksiyonları devam etmektedir. Yürütme Meclis içinden çıkmadığı ve güvenoyunu bizzat milletimizden aldığı için güvenoyu ve gensoru mekanizması kaldırılmıştır. Doğrudan millet tarafından seçilen yürütmenin Meclis üzerinden güvenoyuna ve gensoruya tabi tutulması demokratik meşruiyete aykırıdır. Yazılı soru önergelerinin on beş gün içinde cevaplandırılması kuralına uyum sağlanamadığı görülmektedir. Bununla birlikte Meclis Başkanlarımızın Komisyonumuza verdiği bilgilere göre yazılı soru önergelerinin cevaplandırılma oranı geçmişe göre daha yüksek düzeydedir. Nitekim, yazılı soru önergelerinin cevaplandırılma oranı 28'inci Yasama Döneminde yüzde 71,4; 27'nci Yasama Döneminde yüzde 63,8 iken 24'üncü Dönemde yüzde 60,3; 26'ncı Dönemde ise yüzde 45,4 düzeyindedir. Bununla birlikte on beş günlük anayasal süreye uyulması ve soruların tam olarak cevaplandırılması konusu Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığı açısından önem arz etmektedir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yeni ve demokratik bir Anayasa'yla taçlandırılmalıdır. Bununla birlikte yine darbe dönemi ürünü olan Siyasi Partiler Kanunu ve seçim kanunları değiştirilmeli, siyaset kurumu demokratikleştirilmelidir. Amacı ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin ahlaki değerlerle bezenmesi bize göre bir mecburiyettir. Siyasi etik kanunu mutlaka çıkarılmalıdır. Temiz siyasetin temiz toplum için ön şart olduğu düşüncesinden hareketle Türkiye Büyük Millet Meclisinde siyasi etik komisyonu kurularak yasama faaliyetlerinin ve milletvekillerinin etik kurallar çerçevesinde hareket etmesi temin edilmelidir. Milletvekili dokunulmazlığı kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalıdır, işlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalıdır.

Kamuoyu araştırmaları modern demokrasilerin vazgeçilmez operasyonel unsuru hâline gelmiştir. Kamuoyu araştırmaları yüksek bilimsel ve ahlaki standartlara uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Araştırmacı ve araştırma kuruluşlarının nitelik ve yeterliliklerine ilişkin esas ve usuller belirlenmeli, kamuoyunu manipüle eden yönlendirme ve etkileme maksadıyla yalan, yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgiler sunan kamuoyu araştırmalarının ve araştırmacılarının önüne geçilmelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugünkü değerlendirmeler de yine göstermektedir ki Meclis İçtüzüğü'nün yepyeni bir anlayışla ele alınması gerektiği ve Meclis çalışmalarında hem kurumsal hem de işlevsel yeniliklere ihtiyaç olduğu açıktır. Öteden beri yasama sürecinin istenilen kaliteye ulaşamaması, kanun yapım sürecinin yavaşlığı, komisyonların etkin çalışamaması, denetim sürecinin etkisizliği, Meclis çalışmalarının planlı ve programlı olmayışı ve milletvekillerinin bireysel olarak yasama ve denetim süreçlerine yeterli düzeyde aktif katılım sağlayamadıkları konuları siyasi parti grupları ve milletvekillerince hep dile getirilmiştir. Kanun tekliflerinde amaç ve konu itibarıyla birbiriyle ilgisi bulunmayan torba düzenlemelere gidilmesi, etki analizi olmaması, bazı maddelerin ilgili ihtisas komisyonlarında görüşülmemesi gibi hususlar uzun yıllardır hep eleştirdiğimiz konulardır. Bu uygulamalar hukuki güvenlik ilkesinin zedelenmesine, yasama işlerinin düzensiz bir şekilde yürütülmesine, düzenlemelerin eksik yapılmasına, uygulamada sorunlarla karşılaşılmasına ve kısa süre sonra tekrar kanun değişikliği yapma ihtiyacı doğmasına neden olmaktadır. Bu uygulamalar haksız ve mesnetsiz bir şekilde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine mal edilmek istenmektedir, hâlbuki bu uygulamaların hükûmet sistemiyle alakası yoktur; bunlar, parlamenter sistem döneminde de hep eleştirdiğimiz konulardır.

Yasama kalitesinin artırılması, yasama işlerinin sağlıklı ve düzenli bir şekilde yürütülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün yeni bir anlayışla ele alınması konusunda tüm siyasi parti gruplarına sorumluluk düşmektedir. İç Tüzük yenilenemez ise Meclisin ve siyaset kurumunun itibarını da zedeleyen ve yıllardır yaşanan gereksiz tartışmalar ve zaman kayıplarının hâliyle aynen devam edeceği açıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün yenilenmesine yönelik oluşturulan 2 uzlaşma komisyonu tarafından 2009 ve 2013'te taslak metinler ortaya çıkarılmış, siyasi parti gruplarınca önemli boyutta uzlaşma sağlanmakla birlikte, hatta değişiklik teklifi hazırlanmakla birlikte hayata geçirilememiştir. Milliyetçi Hareket Partisi daha demokratik, hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak yeni bir İç Tüzük'ün hazırlanması konusunda katkı ve destek vermeye hazırdır. Yasama kalitesinin artırılması, yasama ve denetim sürecinin odağını komisyonların teşkil etmesi, denetimin etkinleştirilmesi Milliyetçi Hareket Partisi olarak yeni İç Tüzük çalışmasında önemli gördüğümüz ve önerdiğimiz bazı konulardır. İç Tüzük değişikliğinde gözetilmesi gereken temel ilke Meclis çalışmalarının etkin, verimli, kaliteli ve sağlıklı bir şekilde yürütülebileceği bir çalışma düzeni ortaya konulması, yasa yapım sürecinde sivil katılımın ve etkinliğinin artırılması ve kuvvetler ayrılığına uygun düzenlemeler yapılması suretiyle demokrasinin güçlendirilmesi olmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis faaliyetlerinin verimli ve etkin yürütülmesi için faaliyet gösteren Türkiye Büyük Millet Meclisi idari teşkilatı çalışanlarının mali ve sosyal haklarındaki farkları giderecek düzenlemelerin yapılması verimliliği artıracak, hakkaniyet sağlayacaktır.

Önceki yıllarda da gündeme taşınan Meclis çalışanlarına ilişkin bazı talepleri bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunlardan birincisi, yardımcı hizmetler sınıfında çalışan personelin genel idare hizmetleri sınıfına geçmesine yönelik taleptir. Bu, esasen tüm kamu kurumlarını ilgilendiren genel bir problem olmakla beraber, Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisindeki uygulanması bakımından Başkanlık Divanı kararıyla geçmişte bu yönde yapılmış düzenlemelerin olduğunu, bu doğrultuda yeni bir düzenlemenin de yapılabileceğini değerlendiriyoruz.

İkincisi, kamudan gelmemiş olan danışmanların görev sonu tazminatlarının olmaması hususudur. Kuşkusuz kamu görevlisi olma şartının bulunmaması ve danışmanlara ilişkin esnek, farklı bir statüsünün belirlenmesi doğaldır ve olması gereken bir şeydir. Bununla birlikte, çalışma mevzuatımızdaki genel hükümler de dikkate alındığında en azından bir iş sonu ödentisi şeklindeki bir düzenlemenin olmasının yararlı olacağını değerlendiriyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2024 yılı bütçe harcamaları 10 milyar 946,6 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi harcamalarının dış denetimi 6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilat Kanunu'nun "Denetim" başlıklı 37'nci maddesine göre her yıl Sayıştay Başkanlığınca görevlendirilen 3 denetçiden oluşan komisyon tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2026 yılı bütçesinde 27 milyar 235,3 milyon lira ödenek öngörülmekte olup 2025 yılı başlangıç ödeneğine göre yüzde 52,9 artış söz konusudur. Bütçenin 469,8 milyon lirası Kamu Denetçiliği Kurumu, 1 milyar 584 milyon lirası RTÜK'e aktarılan hazine yardımı payıdır.

Sayın Başkanım, bütçeyi incelediğimizde bazı gider kalemlerindeki artışlar bizim de dikkatimizi çekti yani ortalamanın üzerinde bir artış söz konusu. Bunları sadece ödenek kalemleri itibarıyla söyleyeyim: Mesela, hizmet alımlarında yüzde 55,9, tedavi ve cenaze giderlerinde yüzde 131, cari transferler toplamında yüzde 92,6, alt kalemler itibarıyla hazine yardımlarında yüzde 137,3, hane halkı ve işletmelere yapılan transferlerde yüzde 80,6 artış bulunmakta. Yine, sermaye giderleri toplamında yüzde 496,7 artış bulunmaktadır. Belli ki bir yatırım söz konusu, sermaye giderlerine koyduğunuz rakam bunu gösteriyor. Yani bunlarla ilgili Komisyonumuza bilgi verilirse memnun olacağız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayıştayın 2024 yılı bütçe harcamaları 2 milyar 415 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. Sayıştayın 2026 yılı bütçesinde 4 milyar 730 milyon lira ödenek öngörülmekte olup, 2025 yılı başlangıç ödeneğine göre yüzde 45,1 artış söz konusudur. Sayıştay, 1862 yılında hem Meclis-i Mebusandan hem de hükümdar ve hükûmetten bağımsız bir denetim ve yargı merci olarak Divan-ı Muhasebat adıyla kurulmuştur.

Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkının kullanımına ve denetim görevini yerine getirmesine katkılar sunan önemli bir anayasal kuruluşumuzdur. Demokratik yönetimin en önemli ilkesi, yönetenlerin her türlü eylem ve işlemlerinin halkın denetimine açık olmasıdır. Özetle, denetim ve demokrasi ayrılmaz bir ikilidir. Denetim yoluyla idareyi geliştirmek önemli bir fonksiyondur. Sayıştay, yaptığı denetimlerle bu amaca önemli katkılar sunmaktadır. Sayıştay denetimleri, saydamlığın ve hesap verme kültürünün kamu yönetimine yerleşmesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Bir yüksek denetim organı olan Sayıştay, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin önlenmesi açısından da son derece önemlidir. Sayıştay Başkanlığımız 2024 yılında, merkezî yönetim kapsamında 199, kapsamda olmayan 19 olmak üzere 218 kamu idaresinin denetimini gerçekleştirmiştir. Sayıştay denetim raporlarının detaylı incelemelere dayandığı, yapılan denetimlerin idarelerin mevzuata uygunluk ve kamu kaynaklarının rasyonel kullanımına katkıda bulunması bakımından yararlı olduğu anlaşılmaktadır. Sayıştay tarafından 2024 yılında merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerine ilişkin toplam 1.098 bulgu tespit etmiştir. Titizlikle yapılan iyileştirme, düzeltme ve alınan diğer tedbirlerle bulgu sayısında 2023 yılına göre bir gerileme söz konusudur. Bununla birlikte, Sayıştay denetim raporlarında yer alan önerilere titizlikle riayet edilmesi gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kamu Denetçiliği Kurumunun 2024 yılı bütçe harcamaları 256,8 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. 2026 yılı bütçesinde 470,5 milyon lira ödenek öngörülmekte olup 2025 yılı başlangıç ödeneğine göre yüzde 38 artış söz konusudur. Bilindiği gibi, Kamu Denetçiliği Kurumu 2010 Anayasa değişikliğiyle Anayasa’nın 74'üncü maddesinde yer almış ve 2012 yılında 6328 sayılı Kanun'la kurulmuştur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak tarihimizden ve geleneğimizden gelen kamu denetçiliğinin sağlıklı işlemesini, vatandaşlarımızın idareyle olan uyuşmazlıklarının ve idareden kaynaklanan mağduriyetlerinin süratle giderilmesi bakımından önemli görüyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumu, verdiği kararlarla kamu hizmetlerinin kalitesinin artırılmasını sağlamakta, diğer taraftan mahkemelerin yükünü hafifletmekte, on binlerce davanın idari ve adli yargıda açılmasının önüne geçmektedir.

Kamu Denetçiliği Kurumu tavsiye kararları almaktadır. Tavsiye kararlarına uyum oranı 2013 yılında yüzde 20 iken 2023 yılında yüzde 71,51'e, 2024 yılında da yüzde 71,29'a yükselmiştir. Kamu Denetçiliği Kurumu bir hak arama müessesesidir. Kuruma erişimin daha da kolaylaştırılması, dostane çözüm ve sulh mekanizmalarının daha da etkin kullanımı, önleyici ve eğitici rolün ön plana çıkarılarak idarelere rehberlik edilmesi ve toplumun geniş kesimlerini etkileyen sorunlara daha fazla çözüm üretilmesini gerekli görüyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Sayıştayın ve Kamu Denetçiliği Kurumunun 2025 yılı bütçelerinin ülkemiz ve milletimiz ve kurumlarımız için hayırlı hayırlar getirmesini ve bereketli olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum.