KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizin tarımsal katma değeri 2024 yılında yüzde 5,1 oranında artarken 2025 yılı birinci çeyreğinde yüzde 2,1; ikinci çeyreğinde yüzde 3,5 daralmış, yıl genelinde yüzde 1 daralacağı tahmin edilmektedir. TÜİK tarafından açıklanan bitkisel üretim ikinci tahminlerine göre bu yıl yaşanan zirai don ve kuraklığın etkisiyle üretim miktarlarının bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 10,4; sebzelerde yüzde 0,8; meyve, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 30,4 oranında azalması beklenmektedir.

Kuşkusuz tarıma dört elle sarılmış, tarımda sanayileşmiş ve tarım ürünleri ihraç eden ülkeler gelecekte söz sahibi olacaktır. Son dönemde, üretim planlaması ve bununla ilişkilendirilen yeni destekleme modeline yönelik düzenlemelerle tarım sektöründe çığır açan kararlar alınmış, tarım envanterinin oluşturulması ve mevcut bilgi sistemlerinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bununla birlikte, yüksek girdi maliyetleri altında üretimini fedakarca sürdüren çiftçimizin, besicimizin ve süt üreticimizin gelirini artıracak ve daha fazla üretmesini sağlayacak köklü tedbirleri uygulamaya koymamız lazımdır. TÜİK verilerine göre ekim ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 32,87 iken bu oran tarımsal girdiler toplamında yüzde 34,60; hayvan yeminde yüzde 38,34; gübrede ise yüzde 51,78 düzeyindedir, mazot fiyatı da bir yılda yüzde 35'in üzerinde artmıştır. Çiftçimizin daha fazla desteklenmesini, mazot, gübre, ilaç, yem gibi girdilerini uygun fiyatla alabilmelerinin sağlanmasını gerekli görüyoruz. 2026 merkezî yönetim bütçesinde tarımsal destek programlar için 168 milyar lira, yatırım ödenekleri için 190 milyar lira, tarımsal kredi destekleri, tarımsal kitle ihracat destekleri için 268 milyar lira kaynak öngörülmüştür. Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmelerinde verdiğimiz önergeyle Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Katılım Bankası tarafından tarımsal üreticilerin finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanabilmesini teminen 50 milyar lira ödenek ilave edilmiştir. Tarım sektörü yatırım ödeneğinin 122 milyar lirası tarımsal sulama yatırımları için ayrılmaktadır. Su sıkıntısı çeken ülkemiz için bir damla su bile çok önemlidir. Su yönetiminde etkinliği artıracak organizasyon yapısı geliştirilmeli, kurumlar arası entegrasyon sağlanmalı ve su kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için belli ilkeler çerçevesinde havzalar arasında su transferi yapılması gerekmektedir. Su tasarrufunda önem arz eden bir diğer unsur ise sulama sistemleridir. Açık sulama kanalları yerini kapalı veya yer altı borulu sistemlere bırakmalı, sulama organizasyonlarının altyapıları iyileştirilmeli, yer altı sızdırma sulama sistemlerinin kullanımı teşvik edilmeli, basınçlı sulama sistemlerine verilen destekler etkinleştirilmelidir. Konya gibi illerde su tüketimi az olan ürünlerin yetiştiriciliği daha fazla desteklenmelidir.

Sayın Bakanım, Konya olarak çok dertliyiz. Bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler esnasında Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz ile yatırım programını hazırlayan ve kaynak dağıtımı yapan Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı yönetici personelinin bulunduğu toplantıda tarımsal sulama konusunda Konya çiftçisinin feryadını dile getirdim. Bu konuşmamı burada da aynen ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığını, son yıllarda kuraklık nedeniyle birçok bölgemizde su sıkıntısı başladığını biliyoruz ancak Konya Ovası'nın durumu farklılık arz etmektedir. Bereketli Konya Ovası kuraklık, iklim değişikliği ve kontrolsüz sulama nedeniyle büyük tehlike altındadır, durum ve gidişat gerçekten çok vahimdir. Eğer böyle giderse gelecek de Konya Ovası diye bir ova kalmayacak, tahıl ambarı Konya'da tarım yok olacak, içme suyu dahi bulunamayacaktır. Konya'nın yüz yıllık rüyası olan KOP projesinin kilit tesisleri yıllar önce yapılmakla birlikte, on üç sene önce açılan Mavi Tünel'den hâlâ tarımsal sulama amaçlı su verilememektedir. Akşehir Gölü'müz kurumuş, Beyşehir Gölü'müz de çok ciddi risk altındadır, suları epeyce çekilmiştir. Yer altı suyuna ulaşmak için açılan kuyular artık 400 metrenin üzerine çıkmıştır. Konya Ovası sıklıkla oluşan obruklar ve yarıklarla yıllardır alarm vermektedir. Allah muhafaza, yerleşim birimleri dahi göçük tehlikesi altında bulunmaktadır. Bu mesele sadece Konya'nın değil Türkiye'nin meselesidir. Zira, Konya tarım ürünlerinin en büyük üretim merkezlerinden biridir. Havza dışı kaynaklardan ivedi olarak su getirmek zorundayız. Konya Ovası'na Ermenek Barajı'ndan, Manavgat Çayı'ndan, Hirfanlı Barajı'ndan, Fırat Nehri'nden ve diğer imkânlardan bir an önce su getirilmelidir. Bu konuda yıllarca çalışma yapılmakla birlikte henüz uygulamaya konulan bir proje yoktur. Başka ülkelerden, binlerce kilometreden petrol, doğal gaz geliyorsa denizin altından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne su götürdüysek Konya Ovası'na da havza dışından su getirebiliriz. Hiç kuşku yok ki su petrolden daha da önemlidir. Hiç olmazsa kışın denizlere boşa akıp giden suları Konya Ovası'na çevirerek yer altı sularımızı ve göllerimizi beslenmemiz gerekmektedir. Bugüne kadar birçok yatırım ve hizmeti Konya'mıza kazandıran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Konya Ovası'na dış havzalardan su getirecek projeleri hızla uygulamaya koyacağına inanıyoruz, yeter ki konu detaylarıyla kendisine anlatılsın. Evet, Sayın Bakanım, Konya Ovası'ndaki vahim gidişatın Cumhurbaşkanımıza detaylarıyla anlatılmasını ve dış havzalardan su getirecek projelerin mutlaka 2026 yılı yatırım programına alınmasını talep ediyoruz, sizden müjde bekliyoruz. Çiftçimiz "Tarım desteklerini belli bir süre vermeyin, yeter ki ovaya suyu getirin." diyerek fedakârlık yapmaya da hazır.

Sayın Bakanım, et ve süt ihtiyacımızın yurt içinden sürdürülebilir şekilde karşılanması amacıyla hayvan varlığımızın ve verimin artırılması, suni tohumlama çalışmalarının yaygınlaştırılması, hayvan sağlığının korunması, üretici örgütlülüğünün güçlendirilmesi, küçük işletmelerin sürdürülebilirliklerinin sağlanması, genç ve kadın yetiştiricilerin sektörde faaliyet göstermelerini temin etmek üzere hayvancılık desteklerinin daha etkin uygulanması büyük önem arz etmektedir. Meraların kalite verimliliğinin artırılmasına yönelik ıslah çalışmalarına hız verilmesini, mera tespit ve tahdit çalışmalarının hızla tamamlanmasını, meraların yetiştiriciler tarafından etkin kullanımının sağlanmasını, kaba yem üretimi ve işlenmesine yönelik altyapının genişletilmesini gerekli görüyoruz. Diğer taraftan, hayvancılıkta çoban sorunlarına da mutlaka çare üretilmelidir. Afgan uyruklu çobanları çalışma izniyle kayıtlı hâle getirecek ve disiplin altına alacak düzenleme mutlaka yapılmalıdır. 1941 yılında çıkarılan Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanun mutlaka güncellenmeli, mahalleye dönüştürülen köylerde tüzel kişilik oluşturularak muhtarların yetkisi artırılmalı, koruma masrafına göre bir ücretlendirmeye gidilmelidir.

Sayın Bakanım, bir de talepler var: Üreticilerimiz, süt fiyatı ve yem fiyatı artışları dikkate alındığında süt desteğinin en az 1,5 lira olması gerektiğini söylemektedir. Süt fiyatından yüzde 1,2 stopaj, borcu varsa yüzde 2 BAĞ-KUR kesintisi yapıldığı için süt desteğinin 40 kuruşunun buraya gittiğini, ayrıca süt desteği almak için üreticiye tüm hayvanlarına TARSİM Hayvan Hayat Sigortası yaptırma zorunluluğu getirildiğini, örneğin, 40 hayvanı olan üreticinin sigorta için biri 200 liradan 8 bin lira ödeme yaptığını, bu sigortanın dar kapsamlı yapılması nedeniyle fayda sağlamadığını, şap hastalığından dolayı bu yıl birçok hayvanın telef olduğunu, TARSİM'in bu kayıpları karşılamadığını, bu nedenle üreticinin artık Hayvan Hayat Sigortası yaptırmak istemediğini ifade ediyorlar. Diğer taraftan, süt birliklerinin yıllardır ücretsiz yaptığı küpe takma yetkisinin Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine verilmesi her bir buzağı için 175 lira küpe ücretinin destekten otomatik düşürülmesinden de memnun değiller. Her birliğin kendi üyelerine ücretsiz küpe takma hizmetinin tekrar verilmesini istiyorlar.

Son olarak, süt birlikleri derecelendirilirken ofis binasının kira veya kendine ait olması, yönetimde kadın bulunması, üreticiye kredilerde kefil olunması gibi imkânlar uygulanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bitiriyorum.

Süt birliği çok başarılı olsa bile ofis kira ise, kadın yönetici yoksa bundan hiçbir sorumluluğu olmayan üretici daha az destek almaktadır. Süt birliklerinin üye sayısı, süt toplama merkezi sayısı, pazarlama ve vergi ödemedeki sırası gibi somut kriterler dikkate alınarak başarı ölçümü yapılması daha isabetli ve doğru olacaktır.

Bakanlık ve kurumlarımızın 2026 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.