KOMİSYON KONUŞMASI

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, Tarım Bakanlığımızın çok değerli bürokratları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, Sayın Bakanım, Tarım Bakanlığı bütçeleri her zaman böyle tartışmalı oluyor. Yirmi beş yıl önce ben de Bakanlıkta bürokratken bunları yaşıyorduk. Tarım hakikaten Türkiye açısından önemli, geniş bir kesimi ilgilendiriyor yani her şeyden önce sadece üreticiyi değil, 85 milyon tüketiciyi de ilgilendiriyor. Ben öncelikle teşekkür ediyorum, son yıllarda özellikle tarım sektörüyle ilgili çalışmalar, üretimi artırma ve sürdürülebilir yöntemlerin uygulanması konusunda gösterdiğiniz çabalara, destekleme modellerinde önemli değişikliklere gittiniz. Tabii, tarım politikalarının en önemli özelliklerinden biri sonuçlarının alınması hemen olmuyor, bunlar zaman alıyor. Yine, tarımda politika belirleme de çok kolay değildir çünkü birçoğu kontrolünüz dışında olan faktörlere bağlıdır ama yapılan çalışmalara baktığımızda -ki yakından takip ediyoruz- önemli hedefleri olan, buna uygun araçlarla devam ediyorsunuz. Ben öncelikle bu çalışmalarınızı Milliyetçi Hareket Partisi olarak takip ettiğimizi ve desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Destekleme konusunda yaptıklarınızı söylemeyeceğim ama desteklemeyi ödeme konusuna gelindiğinde genellikle çiftçimizin bir talebi var: Ödeme zamanlarıyla özellikle tarımsal üretime yapılan harcama zamanlarının senkronize edilmesi, uyumlaştırılması konusunda talepleri var. Bu, etkiyi artırma açısından önemlidir diye düşünüyorum. Bir gerçek daha, tarımı destekleyeceğiz, elbette desteklemek zorundayız. Dünyada da tarımı en çok destekleyen ülkelerin en gelişmiş ülkeler olduğunu görüyoruz. Stratejik bir sektör, bunlar üzerinde çok fazla durmaya gerek yok. Tarımını desteklemeyen milletler sonuçta sağlığını kaybediyor. Tarıma vermediği destekleri bir şekilde acı ilaçlara, yabancı ilaç patentlerine ödüyorlar.

Sayın milletvekilleri, tabii, destekleme bizim bu tür oturumlarda en çok üzerinde durduğumuz konu, en çok eleştirdiğimiz konu ama destekleme de Türk tarımının tek sorunu değil elbette, ciddi yapısal sorunlar var. Bunların çözümü elbette zaman alıyor. Bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Bugün en çok köylerin boşalmasından bahsediyoruz ama şunu da söylemek lazım: Köylerin boşalmasını sadece tarımın desteklenmemesine bağlamak da doğru bir yaklaşım değildir. Cumhuriyetin kurulduğu günden beri ihmal ettiğimiz en önemli alanlardan biri kırsal kalkınmadır, kırsaldır. Köylerin boşalmasını tek başına Tarım Bakanlığına yüklemek hem haksızlıktır hem de öngörüsüzlüktür. Geçimlik aile işletmelerindeki temel sorunun ekonomik olduğu ifade ediliyor. Bu elbette doğrudur, kısmen doğrudur. Bugün destekleri istediğiniz kadar artırın, gençleri kırsalda tutmanız mümkün değildir, bu gerçekleri görmemiz lazım. Türkiye gibi bir ülkede bitkisel üretimi hayvancılıkla desteklemediğiniz sürece bir sonuç almanız mümkün değildir. Hayvancılık 7/24 uğraş gerektirir. Kırsalda yaşamak gerçekten çok zordur. Bizim gibi ülkelerde bitkisel ürünü hayvanın boğazından geçirip ete, süte, yoğurda, peynire dönüştürüp katma değer oluşturmadan bu faaliyetleri sürdürmek mümkün değildir. Hayvancılık kârlı bir alandır, çok ciddi de destekler verildi ama köyde yine bunları tutamazsınız. Neden? Bakın, AK PARTİ "Kırsal cazibe merkezleri" diyor, CHP "Köy kentleri" diyor, MHP "Tarım kentleri" diyor ama kırsala kimse bakmıyor. Kırsalda fırsat eşitliğini oluşturmadan bu sorunları burada tartışmak bize bir katkı sağlamayacak diyor, hepinize çok teşekkür ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)