KOMİSYON KONUŞMASI

LATİF SELVİ (Konya) - Değerli arkadaşlar, biz de sunumlarınız için teşekkür ediyoruz.

Ben de bir iki hususla ilgili değerlendirmeler yapıp birkaç da önerim olacak.

Şimdi, öncelikle özel eğitim öğretmeni olarak görev yapan arkadaşlar uzun yıllar sınıf öğretmenlerine bir miktar ders verilmek suretiyle bu eğitim veriliyordu. Şimdi, eğitim fakülteleri bünyesinde özel eğitim öğretmenlerimiz var. Bu arkadaşlar belli bir eğitimden geçiyorlar yani herhangi bir kurstan değil, hizmet içi eğitim çalışmaları ayrı, kurslar ayrı, kursları farklı değerlendirmek lazım, hizmet içi eğitimi ayrı değerlendirmek lazım. Özel eğitim öğretmenleri şimdi eğitim fakülteleri bünyesinde yetişiyor ama buna rağmen tabii ki eskiden olduğu gibi sınıf öğretmenleriyle bu işin ihtiyaca yeterince cevap vermediği görülüyordu. Zaten bu alan bunun için kuruldu. Şu anda en fazla öğretmen açığının olduğu alanlardan birisi ama her yıl da her alımda da en yüksek oranda alım yapılabilmesi için de planlama yapılıyor Sayın Başkan ancak biraz önce Başkanımız da ifade etti, şu anda fiilen 30 bine yakın 29 bin öğretmen ihtiyacı var. Bir yandan da eğitim fakültelerinden öğrencilerimiz yetişiyorlar, zaten yetişenler de hep geniş bir grup olarak da geliyor.

Şu eleştiri çok doğru değil: "İşte, devlete geçiyorlar." Tabii ki geçecek yani onların da kendine göre tercih hakkı var.

TÜRKİYE OTİZM MECLİSİ SEKRETARYASI NESLİHAN SEDEF ERKEN - Tabii, ona bir şey diyemeyiz.

LATİF SELVİ (Konya) - Biz bunu bir problem olarak görmemeliyiz. Elbette devlete geçecek çünkü devletin sağladığı imkânlar özel kurumlarca sağlanmış olsa bile devleti tercih edebilir, vatandaşlarımızın böyle bir tercih hakkı var.

Mesela, öğretmen alımıyla alakalı normalde yüzde 3'lük bir kotası vardı ama o kotanın dışında bu yıl içerisinde 1.389 öğretmen alımı gerçekleşti. Şimdi, de yine engelli arkadaşlarımızla ilgili engelli arkadaşlarımız engelli öğretmenleri değil. Arkadaşlar, bunlar herhangi bir branşta bizim temel eğitimde de ortaöğretimde de görev yapan arkadaşlarımız ve şu anda da o kapsama giremeyen arkadaşlarda da şöyle bir beklenti var: Yine, bir miktar daha öğretmen alımı gerçekleşmesiyle alakalı talepleri söz konusu. Bu talepleri de doğru olarak değerlendiriyoruz.

Bir başka husus, soruşturmalarla ilgili. Arkadaşlar, soruşturmanın tek tarafı yok. Yalnız, ben konuşmaların akışında gördüm, bir hatalı değerlendirme olmuş olmasın, herhangi bir suç söz konusu olduğunda veya bir şikâyet söz konusu olduğu zaman idari soruşturma hemen başlar. Yalnız, Sayın Başkanımızın değerlendirdiği -sanıyorum- adli soruşturma izninin verilmesiyle ilgiliydi herhâlde.

TÜRKİYE OTİZM MECLİSİ SEKRETARYASI NESLİHAN SEDEF ERKEN - İkisi de, diğerinde de.

LATİF SELVİ (Konya) - İdari soruşturma izni hemen verilir.

TÜRKİYE OTİZM MECLİSİ SEKRETARYASI NESLİHAN SEDEF ERKEN - İdari soruşturma açılıyor ama yetersiz bir soruşturma yapılıp kapatılıveriyor.

LATİF SELVİ (Konya) - Şimdi, o uygulama kusuru çünkü o konularda da hepimizin titiz olması lazım. Kesinlikle muhakkik olarak görevlendirilen arkadaşların keyfî davranışına fırsat verilmemeli, bununla mücadele edilmeli. Bu, tabii, yalnız başına engellilerle ilgili değil, başka alanlarda da soruşturmada işin hakkı idari olarak da verilmesi gerekiyor. Özellikle çocuklarımızı aşağılayıcı veya ailelerini suçlayıcı yaklaşımları hepimiz topyekûn reddediyoruz. Otizmli bir çocuğumuzun kaynaştırmaya geldiğinde bunu şu veya bu şekilde kim eleştiriyorsa onun hepimiz karşısındayız, buna kesinlikle fırsat vermemeliyiz. Bu konuda kaynaştırma eğitiminin de ben çok önemli olduğunu değerlendiriyorum. Sebebi şu: Çocuklarımız çağ nüfusuyla birlikte, arkadaşlarıyla birlikte yaşıyor, birlikte eğitimlerini de alabilmeli. Bu konuda kaynaştırma için tabii ki öğretmen arkadaşlarımızın daha da bu konularda duyarlılığı ve daha etkin katkıyı verebilmesi önemli. Bu konuda Bakanlığımızın çalışmaları olduğunu görüyoruz ama bunu daha da yaygın bir şekilde hızlandırmak gerekiyor. Yani dersine giren herhangi bir arkadaşımız şaka yollu bile bir cümle kurmuş olsa hepimizin gönlünü incitir, kabullenemeyiz bunu.

Yine, bir başka gördüğüm, Hayat Boyu Öğrenmede arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin verdiği bir karar çerçevesinde kurslarla ilgili birtakım sınırlandırmalar getirildi ama engellilerle ilgili Bakanlığımızın daha fazla kurs açılmasına imkân verilmeli. Bu konuda bir hafta önce falan da ziyaret etmiştim Genel Müdürümüzü, onlar da bu konudan muzdaripler ve kursların açılması gerektiğini değerlendiriyorlar. Özellikle yaş grubunu da dikkate aldığımızda "Normal eğitiminden sonra ne yapacak?" dendiğinde ki birçokları buradan bazen ekmeğini de kazanıyor, kazanmış olduğu bir beceri ona bir imkân sağlayabiliyor.

Bir de özellikle okullaşmayı tabii ki bütün çocuklarımızı kapsayacak şekilde geliştirdik. Bu çok önemli. Bu zorunlu eğitimle de oldu, vesaireyle de oldu ama bunun verimliliğini artırmak da önemli. Ben özellikle konuşmaları dinlediğimde şöyle bir tespite de vardım: Topyekûn toplum olarak bir duyarlılığa sahip olabilmeliyiz. Bu konuda yalnız başına maddi imkânları sağlamak da yetmiyor, topyekûn yani mutlu bir toplum oluşacaksa, mutsuzluk hepimiz için, mutluluk da hepimiz için. O doğrultuda Genel Müdürümüz Mustafa Bey'in vurgulamalarını çok kıymetli, değerli görüyorum.

Sonuç itibarıyla önerdiğim de şu: Bu konuda mevcutta görev yapan arkadaşlarımızın hızla duyarlılığı yüksek bireyler hâline gelmesi ve bu konuda velilerin de... Bakın, bir de bir veli problemimiz var yani bunları hiç konuşmuyoruz, veli ısrar ediyor, "Bizim çocuğumuzun sınıfına gelmesin." diyor; böyle bir şey olamaz. Onun da çocuğu bu, hepsi mahallemizin çocuğu, şehrimizin çocuğu. Bu konuda da hepimizin duyarlı olması gerekiyor.

Teşekkür ediyorum.