KOMİSYON KONUŞMASI

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Sayın Bakanım, öncelikle, bütçeniz hayırlı olsun.

Kıymetli bürokratlarımıza da Meclisimize hoş geldiniz diyoruz.

Sayın Bakanım, sunuşunuzda bütçelerin aynı zamanda birer istişare zemini olduğunu söylediniz. Bu temelde ben de Bakanlığınızın görünümünü, muhalefet cephesinden görünümünü arz etmek istiyorum. Sayın Bakanım, biz, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında, döneminde ceza alıp da cezaevinde yatmayanları gördük. Malum, herkesin tanıdığı mafyatik tipler yıllarca cezaları olmasına rağmen bir sabah uyandığımızda hepsi tahliye olmuşlardı, bunları yaşadık. Cezaevinde yatıp da cezası her ne hikmetse yıllarca kesinleşmeyenleri de gördük; çok sayıda siyasi var bu konuda muzdarip. Cezanın infazını bitiren ama cezaevinden çıkamayanları da gördük; mesela, Doktor Selçuk Mızraklı daha yakın zamanda tahliye imkânı varken cezaevleri gözlem ve idare kurulu kararıyla tahliyesi engellendi; örgüt üyeliğinden ayrılması talep edildi kendisinden. Oysaki Selçuk Bey örgüt üyesi değildi ki zaten sekiz yıl önceki yargılamada da örgüt üyesi olduğunu kabul etmemişti, üzerine gidip bir o kadar da ceza yattı ve bugün itibarıyla münfesih bir örgüte üye olduğunu kabul etmesini istiyorsunuz. Bu cezaevi gözlem ve idare kurulları örgütün artık münfesih olması durumu karşısında hiç kimseyi örgüt üyesi olmaya veya üyelikten ayrıldığına zorlamaya beyanda bulunamaz. Bu temelde, bu cezaevi gözlem ve idare kurullarının kararlarının bu temelde yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Biz, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında ceza almayan ama ömür boyu ceza çekenleri bile gördük. Bir kısım KHK'liler bu durumdadır; yargılanmışlardır, beraat etmişlerdir, şu anda hiçbir cezaları yoktur ama sanki ömür boyu hapse mahkûm edilmiş gibi... Biz Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında tahliye olup çıkamayanları gördük. Osman Kavala tahliye olduğu cezaevi kapısında başka suçtan tekrar tutuklandı, tahliye olup cezaevinden kurtulamadı adam. Cezaevinden akşam çıkıp sabah geri alınanları bile gördük. Avukat Selçuk Kozağaçlı tahliye oldu, ertesi gün, sabahına tekrardan tutuklandı. Dokunulmazlığı olup aslında bugün burada olması gerekirken cezaevinde olanları da gördük; Can Atalay malum, bu durumdadır. Ceza almayanlar var, suç işleyip de ceza almayanlar, onları da gördük. En son Hayata Dönüş Operasyonları hakkında açılan dava yirmi beş yıl sonra zaman aşımına uğradı, onlarca devrimci mahkûmu cezaevinde katledenler bir gün bile ceza almadılar. Zaten masum olup ceza alan çok sayıda örnek var, tek bir örneği anlatıp da boşuna vakit harcamak istemiyorum, çok sayıda bu durumda insan var. Yargılamadan infaz edilenler var, yargısız infaz edilenler, Dilek Doğan örneğinde olduğu gibi.

Sayın Bakanım, siz öyle bir dönemde bakansınız ki yerel mahkemeler üst derece mahkemelerin kararlarına uymuyor, idare organları mahkeme kararlarını uygulamıyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmayan bir dönemde siz maalesef Adalet Bakanı oldunuz; sizin için şanssızlıktır. Delilleri, şahitleri, örnekleri ve tarih önündeki gerçekliğiyle sabittir ki bugün adaletin durumu her ne kadar iktidar cephesinden inkâr edilse de bu böyle bir durumdadır. İşte, bu durumda siz 400 milyara yakın bir bütçe talebiyle Meclise geldiniz. Sayın Bakan, sizin bu bütçe talebinize benim yapacağım en önemli eleştiri, bu bütçenin ruhu yok. Çünkü 2026 bütçesiyle eşzamanlı yürüyen ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin çabalara dair tek bir kör kuruş dahi ayrılmamıştır bu bütçede; ne sizin Bakanlığınızda ne de başka bakanlıklarda. Eğer siz bu çözüm konusunda samimiyseniz ve bu bütçeyi yapıyorsanız bunun karşılığını ayırmak zorundaydınız. Sayın Bakan, Kürt sorunu çözülecekse bunun için devlet tek bir kuruş para harcamayacak mı, bütçeye yer almadınız? Yıllarca demediniz mi "Kürt sorunu bölgesel geri kalmışlıkla alakalıdır." diye? Bugün bütçe yaparken bu sorunu da çözmek istiyorsanız eğer niye bizim bölgelerimizin kalkınma hamlelerini, yatırımlarını, kaynaklarını ayırmadınız bütçenizde? Kürt sorunu eğer temel insan hakları sorunuysa, adalet sorunuysa, hukuki temelleri varsa ve bugün bu sorunu çözmek bir devlet politikası hâlinde çözüme kavuşturulmak isteniyorsa ve tam da bu zamanda Adalet Bakanlığının bütçesi yapılıyorsa nerede onarıcı adalet mekanizmaları için ayrılacak bütçeniz? Tek bir kör kuruş ayırmadan mı siz bu yaraları onaracaksınız, yaraları saracaksınız? Sayın Bakan, bu konularda bütçede kaynak ayrılmaması sizin ve diğer bakanlıkların bu konuda yetersiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)