| Komisyon Adı | : | AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONU |
| Konu | : | Siyasi Etik Kanunu Teklifi(2/1000) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 13 .04.2016 |
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, kıymetli arkadaşlarım; şimdi, Avrupa Birliği uyum süreci adına bir teklif hazırlandığı söyleniyor ancak benzer komisyonların bilgi notlarına baktığımızda Almanya, Finlandiya, Hollanda, İtalya gibi pek çok Avrupa ülkesinde böyle bir komisyon yok. Bu, nasıl bir müktesebat gerekliliği oluyor? Bunun bir anlatılması lazım. GRECO da biliyorsunuz, Avrupa Konseyi bünyesindeki bir oluşum.
"Yolsuzlukla mücadele" denince dünyanın her tarafında esas hedef, icra ve yürütmedir çünkü yetkiyle birlikte olur yolsuzluk. Normalde yetki sınırları içinde kalıyorsa milletvekilleri, milletvekillerinin yetkiden kaynaklanan yolsuzluğu en azından daha geri sıralarda yer alır. Bir de bu kanun teklifinde benim anlamadığım -ki teklif mi tasarı mı onu da bilemiyoruz- Başbakanlıktan gelen Müsteşarımız dedi ki: "Biz hazırladık." Eğer burada da "mış" gibi yapıyorsak herhâlde 1'inci etik kuralı... Kim bunun arkasındaysa altında imzasının da onun olması lazım. Bu kadar imza atan milletvekillerimizin içerikten ne kadar haberi var? Ben bundan kuşkuluyum. Yani, kanun mu yoksa teklif mi tasarı mı, bunu da belirtmek lazım. Burada ne değişti? Ben okudum kanun teklifini, sadece görebildiğim iki husus var: Mal bildiriminde bulunulması süresi iki yıla indiriliyor milletvekilleri bakımından ve Mecliste sadece bir kınama -nasıl bir yaptırım ise- yaptırımı getiriliyor. Başka da bir yaptırım yok, olması da düşünülemez çünkü kanunla müeyyideye bağlanan bir suç olması gerekir. Onun için baştan bunun bir yasama etiğine uygun olması gerekir.
Bize dün geldi, bilgi notları da dün geldi. Hâliyle doğru bir tavır ve kanaat oluşturabilmemiz için ne olup bittiğini, hangi sonuçlara yol açacağını ve şu andaki mevcut süreçle bu kanun yürürlüğe girdiği takdirde nelerin değişeceğini iyi bir şekilde bilmemiz lazım ki buna göre bir tavır alabilelim. Mesela, benim gördüğüm, kapsamla ilgili maddede, (2)'nci fıkrada diyor ki: "Bakanlar Kurulu üyeleri -milletvekillerinin olduğu da çok açık belirtilmemiş- milletvekilliği görevinden kaynaklanan hâller bakımından bu kanun hükümlerine tabidir." Milletvekili olmayan bakanlar olabiliyor bizde. Eğer yolsuzlukla ilgili şey ise diğer konularda da milletvekilliğine tabi statüleri itibarıyla... Sadece milletvekilliği görevinden kaynaklanan hâller bakımından bu kanun hükümlerine tabiler. Bu da eğer yolsuzlukla mücadeleyi öne alıyorsak önemli bir husustur diye düşünüyorum.
Yine, süreçte ben bir milletvekiliyle ilgili şikâyette bulunacağım, diyeceğim ki: "Etik kurallarına uymuyor bunun şu davranışı." Partinin kurulu veya komisyon bununla ilgili karar alacak. Buna milletvekili itiraz edebiliyor ama ben şikâyetçi olarak şikâyet dilekçemde yer alan konuların ele alınmadığı ya da şikâyetimin gereğince incelenmediğini düşündüğümde benim itiraz etme hakkım yok. Diyor ki: " Sadece parti şeyi ve milletvekili itiraz edebilir komisyon ve kurulun kararına." Ama, şikâyetçinin dilekçesini verdikten sonra herhangi bir şeyi kalmıyor. Dediğim gibi, kınama yaptırımı da ne derece bir yaptırımdır ona bakmak gerekir.
Son olarak, belki teknik bir konu ama bütün lügatlere baktığınızda etik, bir ahlak felsefesi, ahlaki davranışların bilimidir. Ben kanunun adı bakımından da bu hususun incelemesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Bu kanun herhangi bir şeyi değiştirmemektedir. Mal bildirimini zaten vermek zorundayız, yapamayacağımız işler zaten bir kanunla düzenlenmiştir. Diğer hususların hepsi diğer kanunlarda düzenlenmiştir. İlave getirdiği varsa benim gördüğüm gözümden kaçan onu da arkadaşlarımız bildirsinler. Normalde sıfır ve beşli yıllarda ve göreve başladığımızda vereceğimiz mal bildiriminin iki yılda bir verilmesidir. Bu mal bildiriminin aleniliği yok, kamuoyuna açıklanması da yine burada yok ve incelenmesi de yok. Yani, iki mal bildirimi arasında çok büyük farklar var ise bunun incelenmesine dair bir hükmü de ben göremedim. Sadece şikâyet olduğunda... Gizlilik prensibine mal bildirimlerinin uyulduğu takdirde şikâyet olması da zordur. O zaman bu süreç nasıl olacak? Yani burada da biz "miş" gibi yapıyoruz ve esas yasamayla ilgili en temel etik prensibini ihlal ederek bir siyasi etik kanunu teklifi veya tasarısı olarak önümüze gelmiştir.
Teşekkür ediyorum.