| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2025 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
Konuşmamın başında Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize de şifa ve sağlıklı ömür diliyorum. Cenab-ı Allah'tan şu an görevi başında bulunan kahraman Mehmetçik'imizin yâr ve yardımcısı olmasını niyaz ediyorum.
Ordumuz şüphesiz Türk ordusudur ve Türk milletinin göz bebeğidir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünün yılmaz teminatıdır, Mehmetçik'imiz kahramanlık ve fedakârlığın asil timsalidir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin asılsız ithamlarla parti ordusu gibi yakışıksız ifadelerle yıpratılmaya çalışılmasını sakıncalı ve kabul edilemez bulduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bakanlığın misyonu, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası ve güvenliğini sağlamak üzere millî savunma stratejisi doğrultusunda hukuki, idari, teknik ve insan kaynakları bakımından yeterli donanıma sahip olmasını sağlamak olarak belirtilmektedir. 2026 yılı bütçesinde savunma ve güvenlik birimleri için Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ayrılan kaynak da dâhil edildiğinde bütçenin yüzde 11,4'üne karşılık gelen 2 trilyon 155 milyar lira ödenek öngörülmüştür. Türkiye'nin jeopolitik konumunun getirdiği riskler, yeni nesil tehditler, yükümlülükler ve caydırıcılık etkisi dikkate alındığında bu rakamın yüksek olmadığını belirtmek gerekmektedir.
Küresel düzeyde uluslararası kurumların amaçlarına hizmet edebilme kabiliyetini yitirdiği, uluslararası hukukun ekonomik siyasi ve askerî güçle desteklenmediği takdirde bir yaptırımının olmadığı dikkate alındığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin dünyanın en caydırıcı ordularından biri hâline getirilmesi, Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumunun, egemenlik haklarının, tarihî ve kültürel mirasının yüklediği sorumluluğun gereğidir. Bu doğrultuda Türkiye için muhtemel bölgesel ve küresel risk ve tehditlerle birlikte fırsatları da değerlendirerek planlamaların yapılması, bu doğrultuda nitelikli insan gücü ve kurumsal kapasitenin bugünden oluşturulması gerekmektedir. Güvenlik, tehdit ve risklerine karşı en etkin bir yaklaşımla kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehlike ve tehditlere karşı ülkemizin müdahale kapasitesi güçlendirilerek gerekli korunma ve savunma önlemleri geliştirilmelidir. Savunma araçları ve yöntemleri riskli bölgeler başta olmak üzere ülke düzeyinde geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır. Askerî savunmada ön alıcı bir yaklaşımla millî çıkarlarımızı koruyacak stratejik güvenlik anlayışı benimsenmeli, askerî alanda teknoloji yoğun ürün ve hizmetler için kazanılan yeteneklerin sanayileşme hedefleri doğrultusunda sivil alanda etkin kullanımı da sağlanmalıdır. Dijital riskleri azaltmak için güçlü bir siber güvenlik politikası oluşturulması ve zafiyet taraması ile millî siber güvenliğin kuvvetlendirilmesi, veri güvenliği kritik altyapısının korunması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, terör bugüne kadar Türkiye'nin en önemli sorunu, Türkiye'ye hasımlığının da en etkili aracı olmuştur. Yaşama hakkını ihlal eden terör, insan haklarının ve demokrasinin amansız düşmanıdır. Terörün her türlüsünü reddetmenin, defetmenin ve imha etmenin kararlılığındayız. Bugün milletimizin başına musallat edilen terörden kurtulmak için tarihî bir dönüm noktasına gelinmiş, aynı zamanda bölgesel istikrarın yolu açılmıştır. Terörsüz Türkiye Türk milletinin tavizsiz kararıdır ve Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında en büyük kozumuz olacaktır.
Kuşkusuz, potansiyel güvenlik tehditleri Türkiye'nin birçok cephede bulunmasını gerekli hâle getirmektedir; bu kapsamda, üye olunan uluslararası güvenlik ortaklıkları ve müttefik ilişkilerinden bağımsız, ülkemizin kendi dinamik ve değerlerinden hayat bulan millî bir savunma yapılanması esas olmalı, tavizsiz uygulanmalıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri güçlü yapısıyla, yurt savunmasının yanı sıra, birçok coğrafyada bölgesel istikrara ve dünya barışına katkı sunmak için üstün bir gayret göstermektedir. Yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen operasyonların başarıyla sonuçlanmasında Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin fedakârlığı ve kahramanlığının yanı sıra, sahip olduğumuz yerli ve millî teknolojilerle güçlü bir savunma sanayisi kapasitesine sahip olmamızın önemli rolü bulunmaktadır.
Türkiye, savunma sanayisinde destansı bir başarı elde etmiş, giderek gelişen bir ekosistem oluşturmuştur. Sanayinin en önemli ve kritik alanlarından olan savunma sanayisi ekosisteminin dışa bağımlılığını asgariye indirecek şekilde güçlendirmek gayesiyle hareket edilmektedir; bu kapsamda, savunma sanayisi yerlilik oranı yüzde 82 seviyesine ulaşmıştır. ROKETSAN, TUSAŞ, ASELSAN, BAYKAR gibi ileri teknoloji yeteneğine sahip firmalarımızın alanında dünyanın en büyükleri olmasından gurur duyuyoruz. Dış talebin yoğunluğundan İHA'lar, SİHA'lar için sıra beklenmesinden ancak memnuniyet duyulur. Hâl böyleyken, savunma sanayisinin elde ettiği emsalsiz başarıya gölge düşürme, hatta kötüleme çabasını kabul edilemez ve anlamsız buluyoruz. Türkiye'nin ulaştığı yapay zekâ teknolojisi, bunu savunma sanayide kullanması, ayrıca Millî Savunma Üniversitesi tarafından SİHA ve "drone" eğitim merkezi kurulması millî güvenliğimiz ve geleceğimiz açısından umut ve gurur vericidir.
Biz, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının ve emeklilerinin, şehit ve gazilerimizin vatan, millet ve mukaddesat uğruna verdikleri mücadelede üstlendikleri rolün, verdikleri emeğin maddi karşılığının olamayacağını, bununla birlikte, hayatlarını kolaylaştıracak adımların atılmasının, uygun çalışma şartlarına ve yeterli mali ve sosyal haklara kavuşturulmasının gerekli olduğuna inanıyoruz; onların haklı istek ve ihtiyaçlarının karşılanmasının bizim vazifemiz olduğunu düşünüyoruz, bunlardan birinin de askerî hastanelerin tekrar hizmete alınması olduğunu değerlendiriyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak askerî hastanelerin tekrar devreye girmesini ve bu hususta elimizden gelen çabayı göstereceğimizi ifade etmek istiyorum.
Bugüne kadar mensuplara yapılan iyileştirmelere ek olarak, şehit çocuklarımızın tamamına istihdam hakkı verilmesi; terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen gazi sayılmayanların gazilik unvanlarının verilmesi; uzman erbaşların kadro sorunlarının çözülmesi; ayrıca, yedi yıl görev yaptıktan sonra ayrılan uzman erbaşların kamuda istihdamına, bir planlama kapsamında, tedricî olarak çözüm üretilmesi gibi mağduriyetlerin giderilmesi sağlanmalıdır. Şehit yakını ve gazilere şehitlik ve gazilik tarihinden itibaren yeşil pasaport hakkı, şehit ve gazilerimizin çocuklarına KPSS ve üniversitelere girişte ek puan verilmesini öngörüyoruz.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle demokrasisi güçlenen, etkin bir icra kabiliyeti kazanan Türkiye, tehditlere aldırmadan, egemenlik haklarını ve millî çıkarlarını korumak için savunma ve güvenlik alanında etkin bir politika yürütmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve tüm güvenlik güçlerimizin yürüttüğü mücadeleyi destekliyoruz. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılının terörsüz, huzurlu ve güvenli bir Türkiye olacağına; millî birlikle Türk ve Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceğimize inanıyoruz.
Bu düşüncelerle, Bakanlığınızın bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.