| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2025 |
ZUHAL KARAKOÇ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar; Türkiye'nin savunma mimarisi, milletimizin kaderini tayin eden başat kalem, devletimizin bekasını muhafaza eden kalkan ve iki bin yıllık Türk ordu geleneğinin kadim mirasıdır. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin de bizim de defaatle dile getirdiğimiz üzere askerî hastaneler yeniden açılmalıdır. NATO ülkeleri içerisinde en yüksek askerî güce sahip olup askerî hastanesi olmayan tek ülke Türkiye'dir. Mehmetçik'imizin sağlığını şerefi bilen hekimlerimizin görev yaptığı, askerî tıp geleneğinin ve harp cerrahisinin titizlikle tatbik edildiği askerî hastaneler, TSK'nin caydırıcılığının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu çerçevede, askerî hastanelerin yeniden açılması bir millî güvenlik meselesidir.
Sayın Bakanım, Millî Savunma Bakanlığımızın son dönemde kurumsal askerî kapasiteyi güçlendirmeye yönelik yenilikçi adımlarını yakından ve takdirle takip ediyoruz ancak TSK'nin gizli kahramanları olan sivil memurlarımızın yıllardır çözüm bekleyen haklı ve yerinde beklentilerini dile getirmeyi de bir ödev biliyoruz. 657 sayılı Kanun'da savunma hizmetleri sınıfının ihdas edilmesi konusunda Bakanlığımızın çalışmalarını tamamladığını ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Bütçe ve Strateji Başkanlığının mali yük gerekçesiyle olumsuz görüş bildirdiğini üzüntüyle öğrendik. Bakanlıkta görevli devlet memurlarının mevcut kadro ve özlük haklarıyla söz konusu sınıfa aktarılması hâlinde mali bir yükün ortaya çıkmayacağını takdirinize sunarım Sayın Bakanım; ilgili kurumlara net bir dille bunların açıklanması sonucu hızlandıracaktır eminim. MSB ve bağlısı kuvvet komutanlıklarının kadrolarında görevli memurlarımıza yönelik savunma hizmetleri uzmanlığı kurum içi özel sınava açılması ve hizmet tazminatı verilmesi, 657 sayılı Kanun'un 232 ve 233'üncü maddelerinin kaldırılması, yıpranma payı ve giyecek yardımı sağlanması, 1325 sayılı Kanun'un ek 10'uncu maddesinin yürürlükten kaldırılması ve 2026'da yapılacak görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavında vekâlet ve görevlendirmeyle yürütülen tüm kadroların sınava dâhil edilmesi gerekliliğini ifade ediyor, taleplerimizin kurum aidiyetini, motivasyonu ve kurumsal sürdürülebilirliği doğrudan etkilediğini ifade ediyorum.
Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde yıllarca şerefle hizmet etmiş emekli astsubaylarımız özlük haklarında yıllardır biriken adaletsizliklerin artık giderilmesini beklemekte. Emekli astsubay, başçavuş ve astsubay kıdemli başçavuş için 18.000 gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayıyla çarpımı sonucu bulunan tutarın ilave tazminat olarak ödenmesi, ek göstergenin en az 4800'e çıkarılması, 2006'dan beri 100 TL olarak kalan ek ödemenin güncellenmesi, kalkınmada öncelikli bölgelerde görev yapan TSK personeline kademe hakkı verilmesi ve 3600 ek göstergeyi hak edemeyen personele verilen 1.200 liralık ödemenin enflasyon göz önüne alınarak katsayıya bağlanması da zarurettir.
Ayrıca, görevdeki astsubaylarımıza ve binbaşılarımıza ilave tazminat verilmesi, gazilik haklarının genişletilmesi, şehit yakınlarının ve gazilerimizin haklarının iyileştirilmesi, uzman çavuşlarımızın, sözleşmeli erlerimizin özlük haklarının yeniden gözden geçirilerek iyileştirilmesi yine taleplerimiz arasında.
Astsubay alımlarında en az lisans mezunu olma şartının getirilmesi, yedek astsubayların dahi en az lisans mezunu olduğu gözetildiğinde bir gerekliliktir. Bu sebeple, Astsubay Meslek Yüksek Okullarının dört yıllık Uygulamalı Bilimler Fakültesi statüsüne de çıkarılması gerekliliktir. Ayrıca, meslek yüksek okulu mezunu astsubayların tekniker ünvanı almasına rağmen hâlâ lise seviyesindeki teknisyen kadrolarına atanması 3795 sayılı Kanun ve yükseköğretim denklik ilkeleriyle bağdaşmamakta görev unvanlarının ivedilikle tekniker olarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Eski uzman çavuşlarımıza açıktan atama hakkı 3269 ve 657 sayılı Kanun'larla tanınmış ve 2016'daki geriye dönük uygulama nedeniyle fiilen kullanılamaz hâle gelmiş olup bu durum hukuki güvenlik ve kazanılmış hak ilkeleriyle de bağdaşmamakta. Bu nedenle, 2016 öncesi ayrılan personelin iki yıllık hizmet şartı üzerinden değerlendirilmesi, açıktan atama hakkı bulunanların başvurularının tüm kamu kurumlarınca zorunlu olarak işleme alınması, liyakatı esas alan bir süreçle merkezi bir atama mekanizmasının oluşturulması gerekmektedir.
Mehmetçik'imizin kudreti ve personelimizin hakları bizim için siyasetin üzerinde bir devlet meselesidir.
Bu duygu ve düşüncelerle Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum Sayın Bakanım.