MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, bakın, İnsan Hakları Komisyonunda çalışan arkadaşlarımız var, burada Başkanı da var, kendi ortamımızda çok nezaketli çalışmalar yapıyoruz. Biz bu görüşlerimizi ilk defa burada söylemedik. Başta söylediğimiz sözlerimizi, bundan önceki oylamalarda söyledik ve nazikçe dinlediniz sizler de ve katılmadık. Bugün anlayamadım gerçekten bu mesele ne diye? Daha önce, ilk defa, burada, bugün söylemiş değiliz ki. İlkesel olarak bunları ortaya koyduk. Sadece, yine aynı şekilde bir seçim yapılacak, görüşlerimizi söyledik, tutanaklara geçer, biz de katılmayız oylama. Ama bakın, milletvekili ortamında, gerçekten de bizim çok önem verdiğimiz bir süreçle ilgili Komisyonun tartışmasını buraya taşımak bir sefer asgari nezakete aykırıdır ya, siyaseti başka bir şeye bırakın yani. Ayıp bir şey bu yani milletvekili adabına yakışmaz, anlatabildim mi? Nasıl düzey bu kadar düşer anlayamıyorum, hakikaten anlayamıyorum. O başka bir şey kardeşim, bugünün konusu mu ya benim şahsen hangi tutumu aldığım? Kendi içimizde ne yaşadığımızı biliyor musunuz, o tartışmayı buraya mı taşıyalım? Ayıp bir şey gerçekten ya. O söylediğin neye hizmet ediyor senin, biliyor musun?

AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli) - Gayet net biliyorum.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Biliyor musun?

AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli) - Biliyorum.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Böyle bir düzey olamaz ya!

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Teşekkür ederim.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Bakın, böyle bir düzey olamaz.

AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli) - Bu Parlamentoda...

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Böyle bir düzey olamaz.