KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın Bakan, Bakanlığın değerli bürokratları, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, geçen yıl Komisyonda seçim bölgem Mersin'i yok sayıyorsunuz demiştim, aradan tam bir yıl geçti, bugün bakıyorum, Mersin artık sadece yok sayılmanın ötesinde, iktidarın ihmaliyle kirletilen, yük altında ezilen, borçlandırılan bir kent hâline getirilmiştir. Sayın Bakan, Mersin'imiz Türkiye'nin en çok vergi veren 5'inci ili. 6 Şubat sonrası nüfusu 2,7 milyonu aşan, ekonomisiyle ülkenin yükünü sırtlayan Mersin'e gelince iktidar ne duyuyor ne de görüyor. Mersin bedel ödüyor ama siyasi saiklerle de hakkını bir türlü alamıyor. Sayın Bakan, 57 sayfalık sunumunuzda Mersin'in adı yalnızca bir kez, tek bir satırda geçiyor, o da ulusal depozito sisteminde araya sıkıştırılmış bir başlık olarak. Ne çevre yatırımlarında varız ne konutta ne hava kalitesinde ne kıyı temizliğinde Mersin var, nedenini sormak istiyorum.

Sayın Bakan, siz bu ülkenin çevre yönetiminden sorumlusunuz ancak Mersin'deki istasyonlar rekor düzeyde kirli gün kaydederken Bakanlığınızdan ne bir plan ne bir rota duyuyoruz. Akdeniz'de üç yüz altmış beş günün 237 günü, Tarsus'ta 305 günü, Yenişehir'de de 151 günü kirli hava solunmuş durumda. PM2.5 değerleri Avrupa Birliği sınırlarını defalarca aşmış durumda. Mersinli hemşehrilerimin kirli hava solumasından oluşabilecek sağlık sorunlarının sorumlusunun da Bakanlığınız olduğunu belirtmek istiyorum.

Sayın Bakan, Toroslar ilçemizin Yalınayak mevkisinde atık yakma tesisleri var. Avrupa'nın çöpü Mersin'e gelsin diye kapıyı açan da sizsiniz. Ne filtreli baca var ne denetim var. Belediyemiz mühürlüyor, siz mühürü fiilen kaldırıyorsunuz. Mersin kirleniyor, sizler bakıyorsunuz. Mersin'in havasının kirlenmesine neden göz yumuyorsunuz? Ayrıca, sahilleri temizlemekle övünüyorsunuz ama asıl kirleten kaynakları da görmezden geliyorsunuz. Seyhan, Ceyhan, Tarsus Çayı, Deliçay üzerinden tarımsal gübre, hayvansal atık, mikroplastik zeytinyağı atığı, sanayi kırpıntısı Mersin Körfezi'ne akıyor, deniz kendiliğinden kirlenmiyor. Kir tabana değil, iktidarın umursamazlığına çöküyor ama Bakanlığınız nehirlerde düzenli ölçüm yapmıyor, sanayi tesislerini denetlemiyor, balık ölümlerinin nedenini araştırmıyor. Körfez çöküyor, ekosistem çöküyor, balıkçı bitiyor, turizm eriyor, iktidar ise gelip oralarda poz veriyor. Yetmezmiş gibi Balıkesir Edremit'ten sökülüp güzelim Aydıncık'ın masmavi koylarına taşınmak istenen, yurttaşların direnişi sonrası Mersin Bölge İdare Mahkemesinde ÇED iptal süreci devam eden balık çiftlikleri projesini neden hâlâ geri çekmiyorsunuz? Sancak Burnu ile Kızılliman Burnu arasındaki koylar kirlilik havuzuna mı dönüşsün? Deniz ekosistemi zarar görsün, plajlarımız çöplük olsun, turizmimiz bitsin, Mersin yok olsun istiyorsunuz anlaşılan. Mersin'in kıyılarını neden rantın ön bahçesi yapmakta ısrar ediyorsunuz? Sunumlarınızda diyorsunuz ki: "Küllerinden doğan şehirlerimiz göz kamaştırıyor." Affedersiniz ama göz kamaştıran nedir; küllerinden doğmuş bir şehir mi, yoksa PR ışıklarının yarattığı yanılsama mı? Gerçek şu: 6 Şubat depremleri 11 ili yıktı ancak yıkımın yükü Mersin'e taşındı. Kira fiyatları uçtu, nüfus patladı ama bu yükü taşıyan Mersin'e tek kuruş özel bütçe ayırmadınız. Bu mudur sosyal devlet, bu mudur afet yönetimi, bu mudur adalet?

Şimdi, Meclise düzenleme getiriyorsunuz, Kentsel Dönüşüm Başkanlığına 20 milyar TL borçlanma yetkisi, Hazine uzmanları bile "Bütçe ilkelerine aykırı." diyor. Vatandaşa ev mi yapacaksınız yoksa vatandaşın borcuna borç mu ekleyeceksiniz?

Mersin'de Barış Mahallesi, Çavak, Bozön 1 etap TOKİ'lerinin projeleri yıllardır sürünüyor. Sosyal konut yok, dönüşüm yok, plan yok. Üstüne parayı bulamayınca da borçlanma, yetiştiremeyince de bahane, bitiremeyince reklam giriyor devreye. Bu sosyal devlet değil, bu sosyal borçlandırma rejimidir. Sayenizde Mersin'in havası da kirli, denizi de kirli, umudu da borçlandırılmış durumda. Nüfusu artmış, yükü büyümüş, hakkı da gasbedilmiştir çünkü Mersin tercihini Cumhuriyet Halk Partisinden yana kullanmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET MUŞ (Samsun) - Teşekkür ediyorum.

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Ama Mersin'in kaderi sizin yazdığınız kader değildir.

MEHMET MUŞ (Samsun) - Sayın Kış, teşekkür ederim, Mersin'i seviyoruz.

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Biz Mersin'i PR videolarıyla değil, planla, liyakatle, bilimle, akılla, adaletle ayağa kaldıracağız.

MEHMET MUŞ (Samsun) - Değerli milletvekilleri...

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Çünkü Mersin Türkiye'nin yükünü taşıyan kenttir.

MEHMET MUŞ (Samsun) - Sayın Kış...

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Bu kentin sırtına yük değil, omzuna destek yakışır diyorum, teşekkür ederim.