| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 01 .12.2025 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sayın milletvekilleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. Komisyonumuzdaki müzakerelerin son gününde bir kez daha Cumhurbaşkanlığıyla birlikte 2026 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Giresun Milletvekilimiz Sayın Cemal Öztürk'e Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.
Türkiye'de önemli bir yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte karar alma süreçlerindeki çok başlılık ortadan kaldırılmış, devlet teşkilatımız asli hizmetlerle uyumlu bir yapıda yeniden düzenlenmiştir. Yönetim istikrarı ve siyasi istikrar tesis edilmiş, temsil adaleti güçlendirilmiş, demokrasi güçlenmiştir. Bu sayede, Türkiye, 15 Temmuzun yıkıcı etkilerini, pandemi, deprem ve ekonomik yaptırımlar sürecini başarıyla yönetebilmiştir. Parlamenter sistem dönemindeki istikrarsızlıklar yaşanmamış, Türkiye ekonomisinde de istikrar tesis edilmiştir; nitekim bugün açıklanan verilere göre ekonomimiz üçüncü çeyrekte yüzde 3,7 oranında büyümüş, kesintisiz on beş yıl ve 21 çeyrektir olduğu gibi program hedefleri doğrultusunda dengeli ve sürdürülebilir büyüme kararlılığını göstermiştir.
Cumhurbaşkanlığı bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarının görev ve yetkileri itibarıyla kurumsal fonksiyonların birçoğuyla yakından ilişkilidir. Toplumsal uyum ve istikrarı sağlamak, vatandaşların kamu yönetimine olan güvenini artırmak kamu politikalarının etkinliğinin yakından takip ve değerlendirilmesini gerektirmektedir. Artan iş yükü, yeni işlevler, küresel gelişmelerin oluşturduğu yapılar, mikro ölçekte görev ve yetki geçişkenliği, ilave hizmet alanları ve birimlerini ya da mevcut yapıların birleştirilmesini veya tasfiyesini gerektirmektedir. Böylesi bir kapasitenin oluşturulması ise idareyi geliştirmenin sürekliliği içinde yapılacak düzenlemelerle mümkün olabilecektir. Bu doğrultuda elde edilen tecrübeler de dikkate alındığında, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin amacına uygun olarak kurumların işleyişini etkinleştirmek ve bütüncül bir stratejiyle gerekli çalışmaları yapmak ihtiyacı kalkınma planında işaret edildiği gibi devam etmektedir. Böylesi bir teşkilat ve insan gücü yapılanmasıyla hizmet kalitesinin ve vatandaşımıza dokunan birçok meselede memnuniyet derecesinin artırılabileceğini değerlendiriyoruz. Nitekim, Cumhurbaşkanlığında bazı ofislerin kaldırılmasının, politika kurullarının yeniden düzenlenmesinin, İdari İşler Başkanlığının genel sekreterliğe dönüştürülmesinin daha fonksiyonel olma ihtiyacından kaynaklandığını düşünüyor, benzer değerlendirmenin tüm kurumlar için bütüncül şekilde yapılmasının temel teşkilat ve usul kanunu çıkarılmasının belirsizlikleri giderebileceğini, hizmette kalite ve verimlilikle beraber uygulama birliği sağlayacağını değerlendiriyoruz. Etkili bir idare ve iş bölümüyle kaynak israfının daha da azaltılabileceğini, bu kapsamda yolsuzluk ve usulsüzlük gibi kamuoyu vicdanını yaralayan ve idareye güveni sarsan olaylara meydan vermemek için denetim sisteminin etkinleştirilmesini gerekli görüyoruz. Kamu yönetiminde mevzuat düzenlemelerinin ilgili paydaşlar üzerindeki olası iktisadi ve sosyal etkileri ortaya konularak politika oluşturulmasının kaynakların etkin kullanılmasına katkı sağlayacağını ve başarıyı artıracağını düşünüyoruz. Bütçe kaynaklarının verimli kullanılması esastır, devletimizce birçok destek ve teşvik uygulanmaktadır. Bunların takibi için sunumunuzda da ifade ettiğiniz gibi, devlet yardımları izleme sistemi kurularak kurumlarla da entegre edilmesini oldukça önemli buluyoruz. Böylece, kaynak israfının önlenmesine, verimli ve etkin, ekonomik, sosyal, sektörel ve bölgesel politikaların oluşturulmasına katkı sağlanabileceğini düşünüyoruz.
Yürütmenin etkinliğini artıran, çok başlılığı gideren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kalitesi kadar, sistemi işletecek olan insan gücünün kalitesi de önemlidir. O sebeple, kalkınma planında da vurgulandığı gibi, ehliyet ve liyakat esaslı bir yaklaşımla memleketimizin tüm insan gücünden etkin ve verimli şekilde yararlanılmasını mümkün kılan bir insan gücü planlaması ve personel rejimi inşa edilmelidir. Bu amaçla, ilgili eğitim ve istihdam kurumlarının koordinasyonunun güçlendirilmesi, ayrıca, bir liyakat kurulu kurulması yerinde olacaktır. Yarının insan gücü ihtiyaçlarının bugünden planlanmasına, eğitim kurumlarının bu doğrultuda yönlendirilmesine, Türkiye'nin kalkınma hedefleriyle uyumlu eğitim istihdam ilişkisi kurulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'nin güncel önemli ihtiyaçlarından biri de kamu istihdamını düzenleyen normlarda köklü değişiklikler yapmaktır. Kamu hizmet sunumunda etkinliği sağlayacak temel unsur uygun teşkilatlanmadan sonra nitelikli ve yeterli insan gücünün temini ile hukuki ve mali statülerin kamu çalışanlarını memnun edecek şekilde tanzim edilmesidir. Yaklaşık 5 milyon kamu görevlisinin yürüttüğü hizmet, taşıdığı sorumluluk ve hitap ettiği kitle dikkate alındığında toplumsal hayattaki etki alanları ve önemleri daha iyi anlaşılacaktır. Zira Türkiye'nin küresel bir güç olma yolunda kararlı adımlarla ilerlemesinin altındaki temel motivasyon köklü devlet geleneğimiz, kurumsal ve teknolojik kapasitemiz yanında nitelikli, fedakâr ve her şartta "Önce Türkiye, önce Türk milleti." diyen çalışanların gayretleridir.
Değerli milletvekilleri, dünyada çok kutuplu yeni düzen arayışı içinde, Türkiye, bir kutup başı olarak öne çıkmakta, bölgesel güç ve küresel önemli bir aktör olarak parlamaktadır. Böylesi bir süreçte Türkiye'nin attığı adımların en doğru ve hızlı şekilde anlatılması mecburiyeti dezenformasyonlara karşı koyma yahut proaktif olarak iç ve dış kamuoyunu bilgilendirme adına güçlü bir kapasitenin tesisini zorunlu kılmaktadır. On İkinci Kalkınma Planı'nda vurgulandığı gibi, daha hızlı, kaliteli ve güvenilir kamu hizmeti sunulması, hizmetlerin anlaşılır biçimde duyurulması ile vatandaşlarla çift yönlü iletişim kurularak katılımcı demokrasi anlayışının geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu yönüyle İletişim Başkanlığı demokrasisiyle, ekonomisiyle ve diplomasisiyle yükselen Türkiye'nin görünen yüzü olmalıdır.
Son yıllarda küresel ekonomilerin ve toplumların yapısını köklü bir şekilde dönüştürme gücüne sahip iki unsur öne çıkmakta, bunlar "dijitalleşme" ve "yapay zekâ" olarak görmektedir. Bu doğrultuda, ülkemizin de dijital bağımsızlık ve siber güvenliği sağlamak, ayrıca yapay zekâ ve büyük veri teknolojilerinden daha etkin yararlanmak gibi hedeflerle hareket etme mecburiyeti vardır. Dijital egemenlik ve bağımsızlık dijital alanı kontrol etme hakkımızı ve bunu sağlayabilecek teknolojik kapasiteyle gücün oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, ülkemizin verilerini, dijital altyapılarını, dijital ekonomik faaliyetlerini ve siber güvenliğini kendi kurallarımız doğrultusunda yönetme yeteneğimiz geliştirilmeli, dijitalleşme ekonomi ve güvenliğin bir unsuru olarak "dijital vatan" ve "siber vatan" kavramlarıyla beraber değerlendirilmelidir. Dijital alanla birlikte Türkiye'nin siber güvenlik ekosistemini bir araya getirmek, kamu için yeni siber güvenlik stratejisi oluşturmak ve bu alandaki yerli yazılım ve donanımların kullanımını artırmak amacıyla kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı bu anlamda kuşkusuz önemli işlev görecektir.
Karşı karşıya kaldığımız jeopolitik güvenlik meseleleri ile iç ve dış kaynaklı terör tehditleri savunma ve güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarının süratle ve etkin şekilde karşılanmasını, savunma sanayimizin süreklilik içinde geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Savunma sanayisinde sağlanan yenilikçi teknolojik üstünlük hem yüksek kabiliyetli, güçlü bir ordunun muhafazasını hem de ihracat kapasitesi yüksek, bağımsız ve yerli bir harp sanayisinin gelişmesini temin etmektedir. Savunma sanayisi Türkiye'nin destan yazdığı bir sektördür, bu kapasitenin oluşmasına katkı veren herkese bu vesileyle teşekkür ediyoruz. Büyüyen ve gelişen bu ekosistemin sürdürülebilirliği için dinamik bir takip ve rasyonel değerlendirmeyle aksayan yönlerin, eksikliklerin ve muhtemel risklerin önüne geçirilmesi, sektörün geleceğinin teminat altına alınmasını da temin edecektir.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi ve daha güçlü bir ülke olması, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü esasında ekonomik ve sosyal olarak süratle yol alması için reformist adımların atılması gerektiğini, böylece Türkiye'nin gücüne güç katılacağını değerlendiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Hedefimiz emeğinin ve alın terinin karşılığını alamayan işçi, memur, esnaf, emekli, çiftçi ve sanayicinin kalmadığı, toplumsal refahın arttığı, devletimizin güçlü, kudretli ve itibarlı olduğu, millî birlik ve kardeşliğin güçlendiği bir Türkiye'dir; etnik köken, dil ve din farklılıklarına bakılmaksızın bütün vatandaşlarımızın Türk milletinin eşit ve onurlu bireyleri olarak huzur, güven, refah ve mutluluk içinde bir arada kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye'dir. Sizin de zaman zaman ifade ettiğiniz gibi 2026 yılının bu anlamda bir reform yılı olacağına inanıyoruz. Türkiye'nin dünya çapındaki atılım ve yatırımlarının büyüme, kalkınma ve demokratik gelişim hedeflerimizle uyumlu düzenlemelerle taçlandırılacağını umut ediyoruz.
Bu düşüncelerle, bütçenizin hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.