KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR POYRAZ (Antalya) - Hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçerken paralel yapıdan kurtulmak amaçlarınız arasındaydı, o günlerin olağanüstü şartlarında kimileri için de ikna ediciydi. Gelin görün ki ortaya yönetsel ve hukuki anlamda yeni bir paralel devlet yapısı çıktı. Bakanlıkların sorumluluk alanlarındaki yetki ve görevler bir de Cumhurbaşkanlığı yapısı içerisinde kendisine yeniden yer buldu. Eskiden FETÖ'nün imamlarıyla yarattığı paralelliği bugün danışmanların, kurulların ve dairelerin yarattıkları mükerrerlikle tecrübe ediyoruz. FETÖ döneminden farkı ise bu yeni paralelliğin parasını bizler Türk milleti olarak ödüyoruz. Özetle, paralel yapı gitti, mükerrer yapı geldi. Bu bahsettiğim yetki de paralellik değil, makamda mükerrerliktir. Siz devleti makamları çoğaltmak için "copy paste" ederken vatandaş vergileri, harçları, harcamaları çifter çifter ödüyor. Eğitim için vergi ödüyor ama mislini çocuklarını okutmak için cebinden harcıyor; sağlık için vergi ödüyor ama mislini bekleyemediği tıbbi görüntüleme için, bıçak parası için harcıyor; "Bir araba alayım." dediğinde ise işte bu bütçede yer alan makam araçlarınızı finanse ediyor.

Elbette bu sistemin ve bu bütçenin en büyük iki kaleminden biri de personel giderleri. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kamu yönetimine en büyük katkısı şüphesiz Cumhurbaşkanlığı danışmanları ve başdanışmanlarıdır; sosyal medyada trollük, televizyonlarda siyasal komiserlik, yazılı ve görsel basında köşe yazarlığı yapmaları için üzerine bir de vergilerimizle maaş alan bu eşsiz sistemin mümtaz şahsiyetleridir. Kimisi ahlak direktörlüğü yapıyor, kimisi tutuklama müzekkeresi tebliğ ediyor, kimisi dış güçlere sosyal medyasından had bildiriyor, kimisi de hukuk alanında gerek makaleleri gerekse röportajlarıyla "Ne vereyim abime?" tadında tezler üretiyor. Onlarcasını ise görmeden, bilmeden milletçe fonluyoruz. Bir de üstünü kat kat örttüğünüz örtülü ödenek var ki aklıma neyseki bizi kurtardığınız 90'lar geliyor, gençliğimin gazete manşetlerini hatırlıyorum. Bir tanesinde "örtülü komedi" yazıyordu, Allah sizi inandırsın, hâlen de bunun bir komedi mi, trajedi mi olduğuna karar vermiş değilim. Ortada mükerrer bir düzen var Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, tekrar ettikçe Türkiye'nin batağını derinleştiren bir düzen var; yönetici atadıkça yönetilemeyen bir kamu idaresi var; "sistem" dedikçe karışan bir organizasyon var; "tasarruf" dedikçe sadece millete ödetilen bedeller var; "itibar" dedikçe vatandaşa doğru kabaran yeni vergiler var; "yasama" dedikçe yetkileri gasbedilen bir Meclis var; "yürütme" dedikçe devletine güvenmeyen vatandaş, vatandaşına güvenmeyen devlet var; "yargı" dedikçe iktidarın yanında, milletin karşısında bir düzenek var. Ancak hamdolsun ki "hukuk" dedikçe "Türkiye bir hukuk devletidir." diyen yegâne ortak değerimiz Yılmaz Tunç var. Güldürürken düşündüren, düşünürken güldüren bu hâlde bir de Varlık Fonu var; varlıkları rehin edildiği için varlık içinde yokluk çeken Türk milletinin varlıkları var.

Hazırladığınız ve dayattığınız bütçenin noktasına, virgülüne, harfine değişiklik katkısı sunamayacağımıza göre saraydan yönetildiği rivayetinin algının bile ötesine geçtiği borsa için cevaplar kısmına geçildiğinde hazıruna arkadaşlarımız birkaç tüyo verirlerse, gerçekten büyük sevaba girmiş olurlar.

Binlerce oda, yüzlerce makam, danışmanlar, sekreterler korumalar var, tenzilirütbe olmuş yetkisiz bakanlar, bir de içinde bulunduğumuz çatı Türkiye Büyük Millet Meclisi var. Haşmetinden baş döndüren bir itibardır bu, Allah sizlerin nazardan esirgesin tüm kalbimle söylüyorum, bu muhalefetin sözlerine de sakın kulak asmayın; bunların işleri güçleri hasetlik, açıkça sizleri, itibarınızı ve ihtişamınızı çekemiyorlar bunlar. Muhalefetten tenhada tek tek devşirip rozet taktıklarınız, bakın, himayeniz altına girdiğinde nasıl mutlu mesut bakıyorlar etrafa ve dünyaya, tek tek tükürdüklerini nasıl yalattınız, hepsinin bir bedeli olduğunu nasıl ortaya koydunuz, henüz alamadıklarınız da şimdiden ederlerini hesaplıyor hâle geldiler. Kabaran koltuklarla yürüyün, âlem itibar görsün, dış güçler çatlasın, tüm düşmanlarınız ayağınıza gelsin, aman dilesin Sayın Yılmaz. Siz de devlet, millet düşmanlarının ayağına gidip olmayan savaşın barışını yapın, ömür boyu başkanlık için her masada olun, her tavizi verin.

Nezaketiniz ve sabrınız için sizlere teşekkür etmeden evvel merak ettiğim birkaç hususu sormak istiyorum: İmralı'daki müebbetlik katilden yasama ve yürütmeye dair danışmanlık almak kimin fikriydi? Örtülü ödenekten bu danışmanlık hizmeti için maaş ödeniyor mu? Kırk bir yıllık terörle mücadelede deneyimi olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu katili muhatap almasını, bu katilin reçeteleriyle süreç yönetmesini sözcüleriniz ve medya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UĞUR POYRAZ (Antalya) - ...aparatları devlet aklı olarak pazarladılar. Devlet aklı böyle bir şey mi?