KOMİSYON KONUŞMASI

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, çok kıymetli milletvekilleri ve sayın bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Sayın Bakanım, geçen gün ekonomi gazetelerinde bir yazarın "Bu dönemde emekli, çiftçi, sanayici ve asgari ücretli çok zor durumda." sözleri oldukça ilgimi çekti. Siz de bu bileşenlerden sanayicinin, sanayinin başındaki sorumlu insan olarak ne hissediyorsunuz, çok merak ediyorum. Nasıl oldu da bu 4 bileşen, bu temel 4 bileşen bir potaya girdi ve bir potada özellikle sanayici eridi gitti? Ekonominin en güçlü kası olması gereken sanayi üretimi her yıl daha kötüye gidiyor. İstihdam sanayiden hizmete kayıyor, ihracat düşüyor ve siz bize sunumunuzda teknoloji üzerinden tozpembe bir tablo çiziyorsunuz. Teknoloji tabii ki önemli ama Bakanlığınızın adı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Teknolojiden bu kadar bahsederken ne yazık ki imalat sanayisinden çok az bir kısımda bahsetmişsiniz. Bu ekonomik tabloda sanayiciyi gerçekten koruyan ve haklarını savunan başarılı bir bakan olduğunuzu düşünüyor musunuz, ben çok merak ediyorum.

Üç senedir ısrarla söylüyoruz, Covid dönemi sonrası bir fırsat kaçmıştır. Dengeler altüst olmuş, kamu kaynakları doğru zamanda doğru yere verimli harcanmamış ve bunun sonucunda bugün sanayici yüksek maliyet ve kur baskısı yüzünden pazarını kaybetmiş; finansa ve ara mala erişemeyen; öz sermayesini, cirosunu, istihdamını, üretimini kaybeden noktasına gelmiştir. Sanayici kandırılmıştır; "Üretim, istihdam, yatırım ve ihracatı artıracağız. Çin modeli üretime, yeni Türkiye ekonomisine geçiyoruz." diyenler tarafından kandırılmıştır.

Bugün gelinen noktayı burun kıvırdığınız, verimsiz bulduğunuz, katma değer yaratamadığını düşündüğünüz, "Marka olamamış." dediğiniz, dövize bağımlı sandığınız yanlış yatırım yapan, plansız büyüyen tekstil sektöründen örneklerle göstereyim. Bakalım, hâlâ övünebilecek misiniz Sayın Bakanım. 2022 Aralıkta tekstil, hazır giyim ve deri sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı yaklaşık 71.959; bugün 62 bin civarında. Kapanan firma sayısı 10 bin, kayıp yüzde 13,5. Aralık 2022 -tam da nas politikalarının başladığı, ihracata doyamadığımız, en büyük sıkıntımızın kapasite sorunu olduğu o aylar Ağustos-Aralık 2022- istihdam 1 milyon 304 bin 927; bugün 944 bin. İşten çıkarılan kişi sayısı 360.757, kayıp yüzde 27,5 sadece üç senede.

Şimdi, verilen teşvikle, 2.500 liralık verdiğiniz teşvikle sunumunuzda 22 bin istihdam artışıyla övündünüz -yazmışsınız- fakat üç senede sanayideki toplam kayıp, istihdam kaybı 560 bin. O gün dünyanın 6'ncı büyük ihracatçısı, toplam pazarın 3,7'si Türkiye, bugün Avrupa Birliğine ihracatımızda son iki yılda değer kaybı yüzde 6,5; miktar kaybı 3,3. Bakın, Avrupa Birliği pazarındaki Uzak Doğulu rakiplerimiz ihracatını değer değişiminde yüzde 4,3 oranında, miktar değişiminde ise yüzde 13,2'lik artırmış yani Uzak Doğulu rakiplerimiz Avrupa Birliğinde yüzde 10,1 -yüzde 10 diyelim- artış yakalamışlar. Yani "Dünyada talep daraldı, resesyon var, bu düşüşün sebebi dış mihraklar..." falan değil Sayın Bakanım. Avrupa bizden almadığı malı gitti, başka yerden buldu, aldı. Biz pazarımızı kaybettik, onlar daha büyük pazarlara ulaştı; biz kaybettik, onlar kazandı.

Sadece hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe 2022 Ocak-Ekim ihracatımız 17 milyar 873 milyon, 2025 Ocak-Eylül ihracatı 12 milyar 712 milyon TL'ye geriledi; üç senede yüzde 30 ihracat kaybı. Sakın "İhracat, Ticaret Bakanlığının işi." demeyin. O gümrüklerden sorumlu, ihracatı sanayici yapıyor, sorumluluk sizde; bu kayıptan siz sorumlusunuz.

Şimdi, Çin modeli Türkiye ekonomisini size anlattım. Bu üç sektörde de üretim ve ihracat yapan sanayici kan ağlamaktadır Sayın Bakan. Siz bu tabloda kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Sektör bu duruma gelirken siz ne yaptınız? KOBİ'lere 2.500 TL istihdam desteği sağladınız, sağladınız da şartlarını çok ağır koydunuz; bunu size geçen sene ifade etmiştim. Birçok firma da zaten bu teşvikten yararlanamadı, bir ay yararlansa üç ay yararlanamadı çünkü zaten çalışma saatlerini burada baz aldınız, çalışma saatlerinin düşmemesini baz aldınız. İyi de kapasite her gün düşüyor, PMI düşüyor, üretim azalıyor. Zaten üretimini devam ettirebilen işletmede sorun yok ki devam ettiremeyen işletmelere vermeniz gerekiyordu. Dolayısıyla, birçok firma da kullanamadı. Bir de ölçek belirlediniz, sadece KOBİ'lere verdiniz. O gün de söylemiştim, ölçek belirtmeksizin sektördeki büyük firmaları da dâhil ederek verin çünkü tekstil sektöründe büyük siparişleri büyük firmalar alır ve fasonlarına, KOBİ'lere dağıtır. Dolayısıyla, büyük şirketlerin sipariş alması önemlidir. Alamadıkları için de pazarlarını kaptırmamak için bugün o teşvik vermediğiniz büyük şirketler Mısır'a gidiyorlar üretimlerini sürdürebilmek için. Küçük şirketler ne yazık ki kapanıp gidiyorlar Sayın Bakanım.

Bakın, çok kritik bir noktadayız. Biz 2026'yı kaybettik; 2026 ilkbahar, yaz, sonbahar, kış koleksiyonlarının siparişleri gitti. Bugün bir şey yaparsanız, bugün bir teşvik çıkarırsanız, bugün döviz dönüşüm desteğini artırırsanız, bugün tekstil üreticisine umut olursanız 2027 ilkbahar, yaz koleksiyonlarını yakalarız. Anlatabiliyor muyum? Bizim bir senemiz kayıp. Dolayısıyla, bugün bir umut olmazsanız üç beş ay içinde, inanın, istihdam kaybı 100 binleri daha bulur, kapanan iş yeri sayısı daha da artar Sayın Bakanım. Birçok işletmenin ocak, şubat aylarında siparişi yok; kasım, aralık aylarında ne yazık ki istihdamı azaltmak, makinaları kapatmak üzere şu an hazırlık yapıyorlar.

Şimdi, savunma sanayisi ve yüksek teknoloji tabii ki çok önemli fakat bu alanda gelişmek için tekstilden bir anda vazgeçmek de gerekmiyor. Tekstili gözden çıkardıysanız sektörden yavaş yavaş çıkıp bir dönüşümü planlamanız gerekiyordu. Ayrıca, şunu da belirteyim: Sunumunuzda 2025'in ilk dokuz ayında yüksek teknoloji ürünlerinde ihracatta yüzde 12,7; orta teknolojide de yüzde 9,9 artış olduğunu söylemiştiniz. Haklısınız fakat aynı dönemde 2024'teki düşüş yüzde 20'dir yani aslında bu düşüşü yerine bile koyamamışız, bir düzeltme hareketi olmuş, iyi de olmuş.

Şimdi, artık konu sadece tekstil değil Sayın Bakanım. Adnan Polat, biliyorsunuz -duydunuz mu- bir açıklama yaptı, dedi ki: "Sanayi bittikten sonra enflasyon düşse ne olur, faiz yüzde sıfır olsa ne olur ."

Yukarıda bahsettiklerimi üç senedir söylüyorum, eğer bir şeyler yapmazsanız bugün tekstilin başına gelenler imalat sektörü ve Türk sanayisini vuracaktır; Türkiye üretemez hâle gelecek, ithalata bağımlı hâle gelecektir. Bugün ihtiyaç duyduğumuz döviz ülkemize gelsin diye tefeci faizi veriyoruz. Dolar bazında yüzde 25, yüzde 30 faiz veriyoruz; dünyada başka yerde örneği yok. Dolayısıyla, bu sanayi kültürünü kaybedersek, iş işten geçerse inanın bir daha başa getiremezsiniz.

Son olarak Sayın Bakanım, Denizli'de Çivril ilçemizde seçimden önce verdiğiniz sözlere değinmek istiyorum. Belediyeyi kaybedince unuttuğunuz, çeşitli bahanelerle kulak arkası ettiğiniz Çivril Organize Sanayi Bölgemiz. Ne yazık ki seçimden sonra Çivrilli hemşehrilerimizi cezalandırıyorsunuz. Bakın, seçimden önce milletvekilleriniz gittiler, orada fotoğraf çekildiler, müjdelediler "Hayırlı olsun." dediler fakat belediye gitti, organize sanayi bölgesi birden tarım alanı oldu; şu anda Tarım Bakanından izin bekleniyor. Bakın, orada bir sermaye birikti, orada bir kamulaştırma yapıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Arpacı.

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Bir dakika, toparlıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika yok.

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Var, verdiniz herkese.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Onlar Komisyon üyesi.

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ben de Komisyon üyesi yerine konuşuyorum ya.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yok, Komisyon üyesi yerine konuşmuyorsunuz, değil, değil.

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Komisyon üyesi yerine konuşuyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, değil; size beş dakikasını verdi...

ŞEREF ARPACI (Denizli) - O zaman son sözümü söyleyeyim Sayın Başkanım.

Bu yanlıştan bir an önce dönün; Çivril’de organize sanayi bölgesinin önünü açın, Tarım Bakanına bir telefonunuza bakar. O alan zaten sizin izninizle bu şeye geldi ve heyet oluştu, başkanlık oluştu.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Tarım Bakanına soralım gelince, Tarım Bakanı da gelecek.

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Bu sözünüzü yerine getirmenizi bekliyorum.

Teşekkür ederim.