KOMİSYON KONUŞMASI

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları ve değerli bürokratlar; hoş geldiniz.

Sayın Bakan, sunumunuz için teşekkür ederiz.

Hani her sene ben bu geleneksel cümleyi kurarak başlıyorum konuşmama, bu sene de öyle olsun: Hep ihracatı konuştunuz, bu ithalatı yapanlar başkaları herhâlde, buradaki sorunlara gine değinmediniz. Baktım, sunumunuzda ithalata 2 sayfa ayrılmış, geri kalan yerlerinde bir şey yok. Tamam, bu bir tercih; ben de onun için bugün ağırlıklı olarak ihracat ve gelecek projeksiyonu üzerine konuşmak istiyorum, belki bu konuda ufak tefek katkılarımız olur.

Şimdi, Sayın Bakan, Türkiye'nin mal ihracatının neredeyse yüzde 95'i civarı sanayi ürünlerinden oluşuyor yani demek ki ihracatçının sorunu ile sanayicinin sorununda büyük bir örtüşme var. Dün buraya Sanayi Bakanı geldi, onunla da bu meseleyi konuştuk ama yani bu Türkiye'nin meselesi olduğu için tabii ki sizinle de konuşacağız. Şimdi, ihracat kalemlerine baktığımızda yüksek teknolojili ürünler grubunda istediğimiz noktanın çok çok uzağında olduğumuzu biliyoruz. Yani, dün Sanayi Bakanı, oranlarla konuşmayı çok seven biri değil, onu fark ettik, daha çok rakamlar vererek pembe bir tablo çizmeye çalışıyor fakat verdiği rakamları oranlayınca o pembe tablo biraz değişiyor. Mesela Sanayi Bakanı yüksek teknoloji ürünü ihracatında dün dedi ki: "9,6 milyar dolar olacak bu sene itibarıyla." E, çok güzel, ihracatla oranladığımızda yüzde 3,5 ediyor yani biz de zaten, geçen sene de bunu hatırlarsanız konuştuk, şimdi de söylüyoruz, yüzde 3,2 ile 3,5 arasında salınan bir durumu var ihracat içinde yüksek teknolojili ürünlerin yani bugünkü durumda da farklı bir şey yok; 3,5. Şimdi, bu önemli bir mesele ve bunun üzerinde biraz durmak istiyorum.

Tabii, yani sizin talihsizliğiniz, belki Bakanlığınızın talihsizliği bu konuda sizin yapabilecek çok şeyiniz yok, esas Sanayi Bakanlığının yapması lazım yani orada da biraz vizyon sorunu var gibi dün biz hissettik, arkasından konuşmuş olmayayım Sanayi Bakanının ama Genel Kurulda da söyleriz kendisine.

Şimdi, bir talihsizliğiniz de son döneme bakacak olursak Türkiye ekonomisinin geneli açısından, uygulanan ekonomi politikası ihracatı zor duruma düşürdü yani yoksa baktığımızda, bu yüksek teknoloji ürünleri dışında baktığımızda rekabetçi ve ürün çeşitliliği yüksek ve dünyada birçok pazara ulaşabilen bir ihracat politikasına sahibiz; bu konuda bunu da söylemek lazım ama son yıllarda ciddi bir baskı yaşıyor ihracatçı çünkü yanlış ekonomi politikaları sizin alanınızı da kaçınılmaz olarak etkiledi. Yani, işte, faiz indirimiyle başlayan, yüksek enflasyon döneminin getirdiği maliyet baskısı ve enflasyonu indirmek için kur politikası devreye sokuldu ve reel olarak Türk lirası değerlendi, kaçınılmaz olarak TL bazında da döviz bazında da pahalılaşma yaşandı ve bu tabii ki ihracatçıyı çok etkiledi ve bu bir sorun olarak önümüzde duruyor.

Şimdi, ihracatta yüksek teknoloji ürünleri ihracatı kadar önemli olan bir başka konu, siz de biliyorsunuz, fiyat rekabeti meselesi dünya piyasalarına baktığımızda ve biz bugün döviz kurları ve bu yaşanan yanlış ekonomi politikalarının yarattığı kriz nedeniyle fiyat rekabetinde çok ciddi sorun yaşıyoruz yani yüksek teknoloji ürünleri bir sorun, fiyat rekabetinde adım atacak hâlimizin olmaması ikinci sorun. Hâlbuki baktığımızda, mesela Çin, karşılaştıracak olursak, çok ciddi yüksek teknoloji ürünleri ihraç eden bir ülke ve o yönde de planları var ama Çin buna rağmen fiyat rekabetine girebilmek için yuanı düşük tutma gayretini sürdürüyor yani sadece yüksek teknoloji ürünü ihracı yetmiyor, bir de fiyat rekabetini de sürdürebilmek gerekir. Biz bu iki açıdan da dediğim gibi olumsuz bir noktadayız. Şimdi, bu bir durum, durum tespiti yapıyorum, dediğim gibi, sizin Bakanlığınızın yarattığı bir sorun değil ikisi de aslında ama siz bu durumun bir tür mahkûmu olmuş vaziyettesiniz, mecburen sizin Bakanlığınızda konuşuyoruz.

Şimdi, bu yüksek teknoloji ürünleri açısından baktığımızda, mesela, işte, çeşitli ülkelerin ne yapacağına, nasıl bir projeksiyonu olduğuna baktığımızda ABD'nin teknolojik dönüşüme ayırdığı rakam çok yüksek yani yüzlerce milyar dolar, 400 milyar doların üstünde, Güney Kore hakeza Uzak Asya açısından baktığımızda çok yüksek bir oran, Çin'i zaten söyledim, böyle bir durumda, Avrupa Birliği teknoloji stratejisiyle aslında bu durumu takip etmek için uğraşıyor, bir gayreti var ama yani genel olarak baktığımızda dünyada bu konuda herkes yüksek teknoloji ürünü yaratma konusunda çok ciddi bir çaba içinde.

Şimdi, biraz ihracat verilerine baktığımızda şunu görüyoruz: Sayın Bakan, dört yılda -yanlış hatırlamıyorsam- yaklaşık 20 milyar dolarlık bir artış gerçekleşti, ihracat açısından söylüyorum. Şimdi, bütün dünya ticaretine baktığımızda, dünya ekonomisine baktığımızda, yaklaşık 108 trilyon dolarlık bir büyüklüğü var dünya ekonomisinin ve bunun içinde ihracat da yüzde 25 paya sahip, 25 trilyon dolar civarında bir pay. Şimdi, önümüzdeki yirmi beş yıl için bir projeksiyon yapıyor olsak şöyle bir durum karşımıza çıkıyor: Yani küresel ekonomi yaklaşık 232-240 trilyona doğru yükselir, bunun içinde yine yaklaşık dörtte 1 ihracat olacaksa 60 trilyon dolar civarında bir şey olur. Peki, bunun içinde biz yaklaşık yüzde 1 paya sahibiz Türkiye olarak, bu durumda yirmi beş yıl sonra bu payı koruyabilmek için Türkiye'nin 600 milyar dolarlık -o civarda- bir ihracat seviyesine yükselmesi gerekiyor. Bunun anlamı ne? Yine, bu projeksiyonla devam edecek olursak yılda en az 15 milyar dolarlık bir artışla ilerlemek gerekiyor bu açıdan baktığımızda ama biz dört yılda 20 milyar dolarlık bir artış sağlamışız yani ihracatın artış...

TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Üç yılda.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Üç yılda mı?

TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - 2023, 2024, 2025.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Tamam, düzelteyim o zaman: Son üç yılda.

Ama sonuç olarak baktığımızda, yirmi beş yıllık projeksiyon açısından olması gerekenin epey uzağında duruyoruz. Dediğim gibi, hani yüzde 1'i koruyabilmek için gerçekten buna ihtiyaç var. Yine, en başa dönecek olursam, yüksek teknolojili ürün ihracatı, başka bir yolu yok bu meselenin; çok net olarak konuşalım bu durumu korumak ve geliştirmek istiyorsak. Dolayısıyla, yani niye sizin Bakanlığınıza bunu söylüyorum? Siz de Sanayi Bakanlığına bunu söyleyin, çalışmalarını bu alanda yoğunlaştırmaları gerçekten gerekiyor. Yani "Bugüne kadar niye bunu geliştiremedik?" sorusu ayrı, onu tartışabiliriz her zaman ama bunu yakalamak gerekiyor, bu önemli.

Dün TÜSİAD Genel Başkanı ve Ankara Temsilcisi bizim partimizi ziyaret etti, onlarla görüştük ve tabii ki TÜSİAD geldi, hem sanayiyi hem ihracatı konuştuk memleketin diğer meselelerinin yanı sıra ve onların 2025 ikinci çeyreğe dair son araştırmalarını, Maliyet Bazlı Rekabet Gücü Endeksi'ne dair araştırmalarını da bize verdiler. Orada görünen şu ki siz de biliyorsunuzdur, bu Rekabet Gücü Endeksi'nde yılın ikinci çeyreğinde sınırlı bir iyileşme gerçekleşmiş, yüzde 3 civarında bir artış olmuş ama bakıldığı zaman hâlâ 2015 değerinin altında bir durum var, tablosunda da bu çok net olarak görünüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - İlave süre veriyorum.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dolayısıyla, son verilere baktığımızda da bu konunun ne kadar yakıcı olduğu bir kez daha görülüyor, ben bunlara işaret etmek istedim. Gelecek projeksiyonu açısından yapılması gereken çok net ve bu yapılmazsa, hızlı bir şekilde adım atılmazsa bu konuda ekonomide çok büyük sorunlar yaşayacağız.

Bir de son bir noktaya işaret etmek istiyorum, zamanım da az kaldı. Yine, rakamlarla konuşmak istiyorum, o da bu savunma sanayisi ihracat efsanesi. Yani kusura bakmayın böyle dediğim için "ihracat efsanesi" diye, rakamlar bunu gösteriyor. Yani dün de Sanayi Bakanı çok anlattı, hep konuşuluyor. Şimdi, 8,5 milyar dolar savunma sanayisi ihracat meselesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Bitiriyorum efendim.

TİCARET BAKANI ÖMER BOLAT - Geçen yıl 7,2 milyar dolar, bu yıl 8'e doğru gidiyor.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Bu da baktığımızda yine yüzde 3; ihracatın tamamına baktığımızda yüzde 3 civarında bir şey oluyor. Öyle çok büyük bir efsane değil. Niye bunu söylüyorum? Yani yüksek teknolojili ürün üretebilmek için yapılacak her çaba savunma sanayisi üzerinden kurulmaya kalkışılırsa eğer burada da bir sıkıntıyla karşı karşıya kalınacak. Hani savunma sanayisinin, oraya yapılacak yatırımların, savaşlara dönük yatırımların doğru yanlış meselesini tartışmanın ötesinde bunu söylüyorum. Rakamlar da ekonomi açısından baktığımızda bunun aslında bir efsane olduğunu, daha çok ideolojik yanının ön plana geçmekte olduğunu gösteriyor. Bunu da son olarak vurgulamış olayım yani savunma sanayisi yerine yüksek teknolojili ürünlere yönelmek gerekiyor.

Dinlediğiniz için teşekkür ederim.