| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 05 .11.2025 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, Komisyonun çok değerli üyeleri, Sayın Bakan, Bakanlığımızın üst düzey bürokratları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ticaret Bakanlığımızın 2026 bütçesinin hayırlara vesile olmasını öncelikle diliyorum.
İbni Haldun'a göre coğrafya kaderdir, ona mal edilmiş bir söz en azından. Tabii, bunu da daha çok coğrafyada yaşanılan zorlukların ya da olumsuzlukların tanımlanması, betimlemesi için kullanırlar. Biz bu coğrafyada olma kaderini yüce Yaradan'ın bir lütfu olarak görüyoruz. Evet, ecdadın vatan yaptığı bu coğrafya bize, birçok külfet ve zorluklarına rağmen, sadece yaşayan bizlerin değil tüm insanlığın huzuru, nizamıâlemin inşası için stratejik bir konumla bahşedilmiştir. Böyle bir coğrafi konum küresel ticaretin ve lojistiğin merkez üssü potansiyeline sahip bir avantajı bize kader olarak sunmaktadır. Dünya ekonomisini şekillendiren küresel ticaret yollarının üzerindeyiz, bu da bize hem küresel pazarlarda hem de bununla birlikte maliyetlerin düşürülmesinde önemli avantajlar sunmaktadır. Türkiye Yüzyılı vizyonunda belirlenen doğru politikalar ve stratejilerle "Coğrafya kaderdir." sözünün bizim için bir avantaj olduğunu elbette teyit etmeliyiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Bakanlığınızın bu yöndeki çalışmalarını destekliyoruz Sayın Bakanım.
Değerli katılımcılar, yaşanan ekonomik gerginlikler, jeopolitik gerginlikler, küreselleşmenin sorgulanması, ticaret ve yatırımlarda korumacılık, istikrarsız tedarik zincirleri, ekonomik krizler, ekonomik yaptırımlar son dönemlerde tüm ülkelerde en fazla konuşulan ve tartışılan konulardan. Daha önce örneği görülmemiş teknolojik gelişmeleri, yapay zekânın yaygınlaşmasını, kritik mineraller üzerinde artan rekabeti, iklim meselelerini, gıda güvenliği endişelerini de bunlara ilave edecek olursak İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan küresel ekonomik yönetişim sistemi ve onun kurumları günümüz sınamalarına maalesef yanıt verememektedir. Bu, tüm ülkelerin ekonomik güvenlikleri için daha fazla endişe duyulmasına sebep olurken bir taraftan, diğer taraftan da tek taraflı kararların önünü açmıştır. Bu bağlamda, çok taraflı ticaret sisteminin dışında ikili anlaşmaların ön plana çıktığı, bunun da küresel ekonomik entegrasyonu geriye çevirdiği "economic fragmentation" olarak ifade edilen ekonomik parçalanmaya sebebiyet verdiği son dönemlerde uluslararası kurum ve kuruluşlarda en fazla tartışılan önemli konulardan bir tanesidir.
Değerli katılımcılar, değerli milletvekilleri; esas itibarıyla uluslararası ticaretin düzenlenmesinde çok taraflılık ve ikili ticaret anlaşmaları iki farklı yaklaşım. Kapsam, kurallar, yükümlülükler, esneklik ve daha birçok açıdan bunlar birbirinden oldukça farklı yaklaşımlar. Mevcut şartlar altında, ben, Sayın Bakanlığınızın bu konuyla ilgili yaptığı çalışmaları hem çok taraflılık hem de iki taraflı anlaşmalarla -önemli bir optimizasyon- Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda yaptığınızdan dolayı bir kez daha tebrik ediyor, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, yine süre bitti, Ankara'ya sıra gelmedi. Ben hepinize güveniyorum, hepiniz Ankara milletvekilisiniz. Ankara'nın da ticaret altyapısı olarak ciddi eksiklikleri var. Sayın Bakanım, bu konuda bir master plana ihtiyaç olduğunu ifade ederek hepinize saygılarımı sunuyorum.