| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2025 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Değerli Bakanım, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Devletin kamu giderlerini karşılamada en temel gelir kaynağı vergilerdir. 2026 yılı merkezî yönetim bütçesinde öngörülen gelirlerin yüzde 85'ini vergi gelirleri oluşturmaktadır. OECD verilerine göre ülkemizde toplam vergi ve sigorta primi gelirlerinin millî gelir içindeki payı 2023 yılında yüzde 23,5 iken OECD ortalaması yüzde 33,9'dur, aynı oran Avrupa Birliğinde yüzde 40 düzeyindedir. Ülkemizde vergi yükünün düşük olmasının vergilendirilmeyen kazançların varlığından, kayıt dışılığın yaygınlığından kaynaklandığını değerlendiriyoruz. Nitekim gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin millî gelir içindeki payı ülkemizde yüzde 5,6 olup OECD ortalaması yüzde 12,3'tür. Türkiye OECD ülkeleri arasında en düşük paya sahip ikinci ülkedir. Yine, ülkemizde sosyal güvenlik prim gelirlerinin millî gelire oranı yüzde 6,2 iken OECD ortalaması yüzde 9 düzeyindedir. Türkiye'de gelir vergisinin millî gelire oranı yüzde 2,6; Avrupa Birliğinde yüzde 9,3; OECD'de 8,2'dir. Bu aynı zamanda vergilerin emekçilere yüklendiği iddiasının da doğru olmadığını ortaya koymaktadır. Yine, OECD verilerine göre, mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin millî gelire oranı ülkemizde OECD ortalamasıyla yaklaşık aynı düzeyde olup yüzde 10,7; Avrupa Birliğinde ise yüzde 13'tür.
Ülkemizde vergi sistemi karmaşık ve sürekli değişen bir yapıya sahiptir. Beyana dayanan Türk vergi sisteminde vergi bilinci düşüktür. Vergi politikasının temel amacı devlete gelir sağlarken vergi yükünün toplumun çeşitli kesimleri arasında mümkün olduğu kadar adaletli dağıtılmasıdır. Vergi adaleti modern vergiciliğin sosyal boyutudur. Vergi mevzuatında sürekli yapılan değişiklikler öngörülebilirliği engellemekte, mükelleflerin vergi mevzuatına uyum sağlamasını zorlaştırmakta, maliye idaresine olan güveni sarsmak suretiyle kayıt dışı ekonomiye yönlendirmektedir. Kayıt dışı ekonomi düşük beyan bildirimi, vergilendirmede istisna, muafiyet ve indirimler vergi adaletini bozmakta ve vergiye uyumu zorlaştırmaktadır. Kayıt dışı ekonomi, vergi tabanının aşılmasına ve kaynakların kontrol dışına çıkmasına yol açmakta, bu da vergide adalet ve eşitlik ilkesine aykırı olarak kayıt altındaki kesime yönelik önemli bir dezavantaj oluşturmaktadır. Esasen basit, sade, anlaşılır ve hakkaniyetli bir vergi reformu ihtiyacı bulunmaktadır.
Sayın Bakanım, sunumunuzda kamu ihale reformu, KİT yönetişim reformu, mahallî idarelere yönelik mali reformun hazır olduğunu söylediniz. Artık ne olur vergi reformunu da hazırlayalım da uygulamaya koyalım. Milliyetçi Hareket Partisi vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sisteminin oluşturulması görüşündedir. Ayrıca, vergisel teşviklerden etkin olmayanların kaldırılması vergi gelirlerini artıracaktır.
Kayıt dışılıkla kararlı bir şekilde mücadele edilmekte ve önemli sonuçlar alınmakta ise de kayıt dışılık Türkiye ekonomisinin en önemli yapısal sorunlarından biridir. Kayıt dışılık, gelir dağılımını bozan, ekonomideki kayıt içi faaliyet gösteren aktörlerin büyümesini engelleyen, vergi yükünün belli bir kesim üzerine yoğunlaşmasına neden olan ve nihayetinde ülkemizin kalkınmasını ve toplumsal refahı sekteye uğratan bir durumdur. Kayıt dışı ekonomiye yönelik verdiğiniz kararlı mücadeleyi destekliyoruz. Bu doğrultuda, vergilendirilmeyen gelirlerden vergi alınmasını, özellikle de beyana tabi gelirleri ile harcamaları arasında uyumsuzluk olan mükelleflere yönelik etkin, yaygın ve yoğun denetimlerin tavizsiz sürdürülmesini gerekli görüyoruz. Vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet vererek haksız kazanç sağlayan ve haksız rekabete neden olanlara, özellikle de en fazla kayıp kaçağın yaşandığı sektörlere yönelik yapılan denetimler kararlılıkla ve tavizsiz sürdürülmelidir. Yapay zekâ kullanılarak hazırlanan, bir anlamda dijital vergi müfettişi olan Kurgan Sistemi daha da geliştirilmelidir.
Sayın Bakanım, açıklamalarınız olmuştu geçen yıl, aylık harcaması 5 milyon liranın üzerinde olup hiç gelir beyan etmeyenler var, hatta 800 diye de bir sayı geçmişti fakat merak ediyorum bunlarla ilgili ne işlem yapıldı, bunu daha aşağıya indirdik mi? Yani 1 milyonun üzerinde harcaması olup da hiç gelir beyan etmeyenler. Bu konuda hangi gelişmeler var? Bilgi verirseniz memnun olacağım.
Yine, bu yıl temmuz ayında bir televizyon kanalında bazı mesleklerin aylık beyanlarını açıkladınız; doktorlar, artistler, falan filan hepsini saymayayım. Gerçi sunumunuzda hasılat tespiti bakımından 253 bin denetim yapıldığını söylediniz. Burada açıkladığınız beyan edilen gelirler 2024'e ait olup 2025'te beyan edilen. Seneye bunlarda inşallah artış görebilecek miyiz?
Bir de son olarak, yine net bir açıklamanız olmadı ama geçen ay özellikle ekonomiyle ilgili, gazetelerde bir haber yer aldı. "Lüks harcamalar yapmasına rağmen düşük gelir beyan eden vatandaşlardan özel gider bildirimi istenecek, gelirle açıklanamayan harcamalar ise vergiye tabi tutulacak." denmişti. Hatta çok ekstrem örnekler de verilmiş. "Yıllık 870 bin lira kira geliri beyan eden bir kişinin aynı dönemde 25 milyon liralık ev satın aldığı, 47 milyon liralık kredi kartı harcaması yaptığı belirlendi." diyor. Başka örnekler var, onları uzun anlatmayayım. Bu konuda bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? Onu da sormuş olayım.
Sayın Bakanım, vergilerin toplanmasında görev yapan, bu işin asıl yükünü çeken Maliye çalışanlarının sorunlarını da çözmemiz gerekmekte. Personel ihtiyacı giderilmeli, çalışanların iş yükü hafifletilmeli, personelin tazminat ve ek ödemeleri mutlaka artırılmalıdır. Kayıt dışılık, kaçakçılık, dolandırıcılık, fahiş fiyat ve stokçuluk, usulsüzlük ve yolsuzlukların önlenebilmesinde etkin bir denetim sisteminin varlığı büyük önem taşımaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - O da yok.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Var aslında da ama şöyle bir sıkıntı var ki bunu en çok yaşayan da sizsiniz, Bakanlığınız yani: Yetiştirdiğimiz o kıymetli vergi müfettişleri maalesef özel sektöre gitmek durumunda kalmakta. Bu itibarla, denetim sistemi görev, yetki, sorumluluk ve kurumsal yapı itibarıyla etkinleştirilmeli, denetim elemanlarının özlük haklarının mutlaka iyileştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, denetim elemanların gündelik ve konaklama ücretlerinin de günün koşullarına uygun hâle getirilmesi gerekiyor. Bütçede biraz artış var ama yine yetmeyecek Sayın Bakanım. Ben yıllarca denetim yaptım. Yani denetim elemanını yer arayışı içine sokmayalım; görevini yapsın, daha iyi yapsın. Bu konuda gerçekten... Yani yüksek bir şey de istenmiyor. O konaklama bedeli ne olur bir yerde, bu bellidir. Bu konuda bir iyileştirme yapmak gerekiyor.
Sayın Bakanım, 2021 yılında kaldırdığımız 4'üncü Geçici Vergilendirme Dönemi'ni tekrar getiriyoruz. Bu da mali müşavirlere müthiş bir iş yükü getiriyor. Aslında yoğun iş yükü altında çalışan, birçok sorumluluğu olan mali müşavirlerin aynı verilere dayalı beyan ve bildirim yüklerini hafifletmeliyiz. Yine, mali müşavirlerden, biliyorsunuz, bu veri paylaşımlarından katılma payı alıyoruz, onun kalkması lazım. Zaten o verilerin kaynağı mali müşavirlerden geliyor.
Üçüncü konu da enflasyon muhasebesi uygulamasını mutlaka gözden geçirmeliyiz yani gerek vergileme boyutuyla gerek erteleme gerekse de kaldıralım yani bunu bir masaya yatırmamız gerekiyor. Şu anlamda görüşümü de ifade edeyim: Aslında enflasyon muhasebesini yapmak, şirketlerin aktifinin gerçek değerini göstermesi anlamında çok önemli. Ama bir sıkıntı var, bu sıkıntıyı çözmemiz lazım.
Yine, Sayın Bakanım, bilindiği gibi, 2021 yılında Gelir Vergisi Kanunu'nda 7338 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle kazançları basit usulde tespit olunan yaklaşık 850 bin esnaf gelir vergisinden istisna tutuldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bu defa, 8 Eylül 2025 tarih ve 10380 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'yla 1 Ocak 2026 tarihinden geçerli olmak üzere nüfusu 30 bini geçmeyen ilçeleri hariç büyükşehir belediyesi olan illerde, kararda sayılan faaliyetlerde bulunan esnafın gerçek usulde vergilendirilmesi kararlaştırıldı. Aslında geçmişine baktığımız zaman, 13 büyükşehirde 1995 Mayıs ayından bu tarafa bir uygulama söz konusu. Bunu 30 büyükşehre çıkarıyoruz. Yani kendi içinde adalet sağlama açısından, kayıt dışılıkla mücadele açısından önemli olduğunu da biliyoruz ama şöyle bir sıkıntı var: Yani Gelir Vergisi Kanunu'muzda basit usule tabi olmanın, gerçek usule tabi olmanın özel şartları ve tüm şartları belirlenmiş durumda. Yani eğer gerçek usule geçmesi gereken bir esnafın o şartları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bitiriyorum Başkanım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bitiriyorum.
Hem büyükşehir olan iller ile diğer iller arasında bir eşitsizlik, 30 binin üstünde olan ilçelerde büyükşehir ilçeleri ile diğer ilçeler arasında bir eşitsizlik, kendi içinde çelişkiler olacak. Bir önerim olacak bu konuda: Bunu illaki uygulayacaksak hiç olmazsa vergi istisnası getirelim belli bir gelire kadar yani düşünün, köydeki... Yeni adıyla "mahalle" diyoruz ama belde ve köyler var, yine, büyükşehrin içinde, ilçenin içinde, kenar mahallede, mahalle arasında küçük esnaf var yani onları gözetecek bir vergi istisnası getirilebilir. Bu konuda önerimiz olacak yani bir eşitsizlik getirdiği gerçek.
Ben, Bakanlık ve kurumlarımızın 2026 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.