KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKALIN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, çok değerli hazırun; 2026 yılı Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi 8 trilyon 840 milyar lirayı aşarak cumhuriyet tarihimizin en yüksek Bakanlık bütçesi olmuştur. Ancak bu devasa bütçe refahı artırmak, üretimi ve istihdamı desteklemek yerine faiz ve cari transferlere gitmektedir. Bütçenin yüzde 63'ü cari transferlere, yüzde 31'i ise faiz giderlerine ayrılmıştır. Yani her 100 liralık kaynağın 94 lirası faiz ödemeleri ve cari nitelikli harcamalara, yalnızca 6 lirası ise yatırım, üretim veya sermaye birikimine yönlendirilmektedir. 2026 bütçesi yalnızca bir borç servisi bütçesidir, maalesef, bir kalkınma bütçesi değildir. Bu tablo, üretimi değil, borcu; istihdamı değil, faizi finanse etmektedir. 2025 yılında faiz gideri 2 trilyon 53 milyar lira olarak gerçekleşmiş, 2026 teklifiyle bu rakam 2 trilyon 742 milyar liraya yükselmiştir. Bu, yalnızca bir yılda yüzde 40'lık bir artış demektir. Artık 100 yüz liralık verginin 20 lirası maalesef faize gitmektedir. Sayın Bakan, 2016'da bu oran yüzde 10'du, şimdi 2 katına çıkmıştır. Bu kadar yüksek faiz yükü altında bütçenin sürdürülebilirliği nasıl sağlanacaktır? Vergi gelirlerinin içinde gelir vergisinin payı yüzde 25'e yükselirken kurumlar vergisinin payı yüzde 11'e düşmüştür. Yani vatandaşın yükü artarken sermayenin yükü hafiflemektedir. 2025 yılında hedeflenen kurumlar vergisi tahsilatının yüzde 27'si toplanamamıştır. Buna rağmen, 2026 yılı için yeniden düşük bir kurumlar vergisi hedefi konulmuştur. Sayın Bakan, bu tablo, vergi sisteminde adaleti değil, ayrıcalığı büyütmüyor mu?

Diğer bir konu, Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi millî gelirin yüzde 1'inin tarımsal desteklere ayrılması ayrılmasını zorunlu kılar ancak 2026 bütçesinde bu oran 0,22'ye kadar düşmüştür yani kanun açıkça ihlal edilmektedir. Sayın Bakan, tarımsal destekleri bu kadar kısmak hem üreticiyi hem de gıda güvenliğini tehlikeye atmıyor mu? Maalesef, bugün çiftçi tarımdan uzaklaşıyor, köyler boşalıyor. 2026'da Enerji Arz Güvenliği ve Verimliliği Programı yüzde 18 oranında azaltılırken, Hazine Varlıklarının ve Yükümlülüklerinin Yönetimi Programı'na yüzde 49'luk artış yapılmıştır yani üretimden alınan pay faize ve borca aktarılmaktadır. Bu tablo, kalkınma değil, kriz yönetimidir. Bu bütçe, yatırım, üretim ve istihdam değil, borç ve faiz bütçesidir. Ticaret Bakanlığının sunumlarında ihracatta 390 milyar dolar rekoru vurgulanmıştır. Ancak Doktor Erhan Usta'nın Plan ve Bütçe Komisyonu sunumunda net biçimde görüldüğü üzere, ihracatın gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 19,1'den yüzde 17,5'e gerilemiştir. Cari açık yeniden artış eğilimindedir. Yüksek teknoloji ürünü ihracatının toplam içindeki payı yüzde 7,8'den yüzde 3,7'ye düşmüştür.

Sayın Bakan, şimdi, bu bahsettiğim konularla ilgili bazı sorular sormak istiyorum: Faiz giderleri 2026'da 2 trilyon 742 milyar Türk lirasına çıkmıştır, bu artışa rağmen 2025 bütçesinde öngörülen faiz tahminleri neden tutmamıştır? Borçlanma stratejinizde hangi değişiklikleri yapmayı planlıyorsunuz? Kurumlar vergisi tahsilatında yüzde 27'lik sapma olmuştur, bu sapmanın nedeni nedir? Büyük sermaye gruplarının vergi borçları için af veya yapılandırma planınız var mıdır? Tarımsal desteklerin millî gelirin içindeki payı yüzde 0,22'ye gerilemiştir. Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesine aykırı bu durumun gerekçesi nedir? 2026 yılında tarım sektörüne gerçek anlamda ne kadar kaynak aktarılacaktır? Gelir vergisi yükü...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)