KOMİSYON KONUŞMASI

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Bakanımız her ne kadar -ülke ekonomisinin gelmiş olduğu bu kötü tabloya rağmen- sürekli olarak tozpembe tablolar çizmeye çalışıyor olsa da bunun hiç de böyle olmadığını aziz milletimiz bizzat iliklerine kadar işleyen ekonomik krizi yaşayarak çilesini çekmekte. Çarşıda pazarda başlayan yangın mutfağı sarmış, dalga dalga ülkenin dört bir yanına yayılmıştır. Toplumun hemen hemen bütün kesimlerinden feryatlar yükselmektedir. Daha dün Ankara'da sanayinin patronları ses yükselterek iktidarın uygulamakta olduğu yüksek faiz politikası yüzünden maliyetlerin arttığını, yatırımların ertelendiğini, krediye erişimin imkânsız hâle geldiğini ve halkın alım gücünün yok olduğunu, bu yüzden piyasa hareketlerinin durduğunu, izlenen yanlış politikalarla bir yere varılamayacağını açıklamıştır yani bırakın evini geçindiremeyen, kirasını ödeyemeyen gariban vatandaşlarımızı, artık sanayicilerimiz bile bu bozuk düzene ses yükseltmeye başlamıştır. Sanayicilerimizin bu talepleri bizler için, en önemlisi de ülkemiz için çok kıymetlidir. Tıpkı çiftçilerimiz gibi sanayicilerimiz de yüksek girdi maliyetlerine rağmen inatla üretim yapmaya ve istihdam sağlamaya çalışmaktadır.

Sayın Bakan, Türkiye'nin lokomotif sektörleri arasında yer alan tekstil sektörü büyük oranda Türkiye'yi terk ederek Mısır'a gidiyor, arkasında da binlerce işsiz insan bırakıyor. Tekstil sektörü, ülkemizi terk etmeden önce en üst perdeden sorunlarına çözüm bulunmasını her defasında dile getirmiş fakat iktidar bu sorunları hep görmezden gelmiş ve kulağının üstüne yatmıştır.

2025 yılının ilk yedi aylık döneminde tam 3.474 firma konkordato ilan etmiş, bu sayının yıl sonuna kadar daha da artacağı tahmin edilmektedir. 2025 yılının ilk yedi aylık döneminde konkordato başvurusunda bulunan toplam 3.474 firmanın 479'u inşaat, 313'ü de tekstil sektörüne ait firmalardan oluşmakta.

Sayın Bakan, her seferinde yapmış olduğunuz "En kötüsü geride kaldı." şeklindeki açıklamalarınızın artık hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Sanayicinin, esnafın, çiftçilerin ve vatandaşlarımızın yaşadıkları acıklı durum ortadadır. Türkiye'nin bugün birçok Avrupa ülkesiyle üretimde ve istihdamda yarışması gerekirken izlediğiniz politikalarla Türkiye'yi bu yarıştan sizler çektiniz. Artık, Türkiye'nin adı, yüksek enflasyon konusunda yıllardır Zimbabve, Sudan, Venezuela ve Arjantin gibi ülkelerle anılmaya başladı. En yüksek enflasyona sahip Arjantin bile kamuda tasarrufa giderek enflasyon oranını bizim birkaç puan altımıza düşürdü. Sizler neden bahsediyorsunuz? Neyin en kötüsünün geride kaldığını söylüyorsunuz bu millete? Milletimiz bıktı usandı artık, umudu bile kalmadı. Artık sizin döneminizde bırakın iyi günler görmeyi, "Allah beterinden korusun." şeklinde dua etmeye başladı. Kendiniz yapmanız gereken tasarrufu fakir fukaraya yaptırarak "İtibardan tasarruf olmaz." mantığıyla ekonomiyi düzelteceğinizi zannediyorsunuz. Açlık sınırı 28.412 liraya, yoksulluk sınırı 92.547 liraya dayanmış; 16.881 TL olan emekli maaşı yüksek enflasyon karşısında 1.730 lira eriyerek 15.151 liraya düşerken yine ara zam göremeyen 22.104 liralık asgari ücret 6.328 lira eriyerek 15.776 liraya düşmüştür. İşçi, memur, emekli, çiftçi, esnaf ve dar gelirli halk perişan durumdadır. Vatandaşların artan giderler karşısında gelirleri sürekli azalıyor. Yüzde 29'la devralmış olduğunuz enflasyonu, aradan geçen yirmi dört yılda, vatandaşlar nezdinde hiçbir inandırıcılığı ve güvenilirliği kalmayan TÜİK rakamlarına göre bile ancak şimdi yüzde 32,87'ye düşürmekle övünüyorsunuz. Bağımsız kuruluş ENAG aynı dönem enflasyonu için "Yüzde 60." diyor. Devlette itibar, lüks makam araçlarıyla, uçaklarla ve sınırsız harcamaların yapıldığı şatafatlı makam odalarıyla kazanılmaz; itibar, vatandaşlar zor durumda kaldığında ve sıkıntıya düştüğünde, doğal afetlerde karşılık beklemeden onlara maddi destek sağlayarak kazanılır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - İtibar sahibi bir iktidar coronavirüste "Biz bize yeteriz Türkiye'm", selde "Türkiye tek yürek", depremde "millî seferberlik" adı altında yardım kampanyaları düzenleyerek milletine IBAN göndermez.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyorum.

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Sizler bu milletten hilen ve cebren 2 kez motorlu taşıtlar vergisi aldınız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Sizin iktidar olarak hiç mi milletin zor günleri için ayırdığınız bir bütçeniz yok?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Hatip, teşekkür ediyoruz, sağ olun.

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Milletten alırken kepçeyle alıyorsunuz, milletimiz sıkıştığında ya da başlarına bir felaket geldiğinde onlara çay kaşığını bile çok görüyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Mehmet Güzelmansur...

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Her şeye rağmen, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, değerli hazırunu saygıyla selamlıyorum.