KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT KAYA (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sizi, kıymetli milletvekillerini, Sayın Bakan Yardımcısını, kıymetli bürokratları; saygıyla selamlıyorum.

Siz biraz önce bir şey dediniz, dikkatimi çekti, konuşmama öyle başlamak istiyorum. "Ulaşamadığınız yerde etkinliğiniz olmaz, turizm de canlı olmaz." demiştiniz. Biraz önce milletvekili arkadaşımız Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da bazı yerlerde uçuş aksaklıklarından bahsetti, yetersizliğinden bahsetti. Sizden mevcut Ulaştırma Bakanımızla görüşmeniz, Gazipaşa-Ankara uçuş hattı iptal edilmiş durumda, AJet bunu iptal etti bir ay önce yani vatandaşlarımız inanılmaz derecede mağdur oldu Sayın Bakanım, bana yüzlerce mesaj geliyor. Şu anda Gazipaşa'dan, Alanya'dan Ankara'ya gelmek sekiz saati buluyor kara yoluyla. Alanya yazın 1 milyonu aşan bir nüfusa sahip oluyor. Şimdi, sadece o Gazipaşa Havalimanı Alanya'ya da hitap etmiyor, Gazipaşa'ya da hitap etmiyor, Anamur, Bozyazı, Sarıveliler, Ermenek; komple o bölge bundan faydalanıyor. Kışın yüzde 65 doluluk oranına sahip, yazın yüzde 90 doluluk oranına sahip bir uçuş bunlar da veriyle sabit. Sizden bu konuya eğilmenizi, eğer AJet orada zarar ediyorsa da kamusal bir sorumluluk olarak bu uçuşlar devam etsin, vatandaşımız mağdur şu anda. Sadece Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu değil, Akdeniz'in cennet köşesinde bu durumdan mağdur oluyor. Lütfen, bu konuda sizden yardım istiyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önümüzde turizm sektörümüz için kritik öneme sahip olması gerekirken işleyişi ve bütçe yönetimiyle soru işaretleri barındıran Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının 2024 yılı raporu duruyor. Raporun kapağındaki tanıtım ve geliştirme vizyonu ile içerikte karşılaştığımız tablo maalesef örtüşmüyor. Karşımızda denetim mekanizmalarının uzağında kalmış devasa bir bütçe ve sektörün üzerine yüklenmiş ağır bir maliyet tablosu görüyoruz. Öncelikle, bütçe büyüklüğünü ve kaynağını net bir şekilde ortaya koyalım. Bu ajans, 2024 yılında toplam 8 milyar 510 milyon TL harcama yapmıştır. Peki, bu kaynağın aslan payı nereden geliyor? Rapora göre, gelirin yüzde 51'i yani 4,3 milyar lirası doğrudan turizmcinin kazancından kesilen turizm payıdır. Pandeminin yaralarını sarmaya çalışan, yüksek enflasyon ve artan enerji maliyetleriyle mücadele eden otelcimiz ve işletmecimiz için bu kesinti artık taşınması zor, ağır bir yükümlülüğe dönüşmüştür. Gelirin kalan yaklaşık 4 milyar lirası ise genel bütçeden yani vatandaşlarımızın vergilerinden aktarılmıştır. Sektör temsilcileri maliyet hesabı yaparken TGA bu kaynakları nasıl değerlendirmiş gelin dikkat çekici kalemlere birlikte bakalım. En somut örneklerden biri, araç kiralama giderleridir. 2023 yılında bu kalem için yaklaşık 220 bin TL harcanırken 2024 yılında bu rakam 3 milyon 214 bin TL seviyesine yükselmiştir. 2024 yıl sonu enflasyonu yüzde 44,4, ulaştırma grubu enflasyonu yüzde 25,9 iken bir kamu kurumunun araç kiralama masrafının 15 kat artması izaha muhtaçtır. Turizm emekçisi servis maliyetlerini düşünürken bu denli yüksek bir artış kurumun tasarruf ilkesinden ne kadar uzaklaştığının bir göstergesidir. Bu araçların sayısı ve niteliği konusunda şeffaf bir açıklama bekliyoruz.

Bir diğer önemli husus, reklam ve tanıtım harcamalardır. Raporda genel pazarlama giderleri düşmüş gibi görünse de detaylar farklı bir hikâye anlatıyor. Sadece TV giderleri için 3 milyar 153 milyon TL harcanmıştır. Bu bütçenin hangi kriterlere göre, hangi yayın organlarına dağıtıldığı konusunda kamuoyu yeterince aydınlatılmamaktadır. Benzer şekilde, dijital pazarlama giderlerinin 2 katına çıkarak 1,2 milyar TL seviyesine ulaştığını görüyoruz. Dijital dünyada algoritmalara ve şirketlere aktarılan bu devasa kaynağın geri dönüşü ve verimliliği konusunda da ciddi şüphelerimiz var.

Ayrıca, temsil ve ağırlama giderlerindeki artış da dikkat çekicidir. Bir önceki yıl 3 milyon TL olan bu gider, 2024'te 6,4 milyon TL'ye ulaşmıştır. Ekonomik koşulların herkesi zorladığı bir dönemde bir kamu kurumunun temsil giderlerini 2'ye katlaması kamu vicdanını rahatsız eden bir tablodur yani "Tasarruf tedbirleri uyguluyoruz." diyorsunuz, siz tasarruf tedbirlerine çok uymuyorsunuz. Bizim itirazımız, bu kurumun Sayıştay denetiminin sınırlarında dolaşan yapısınadır. Kamu kaynağı kullanan ve kamu gücüyle gelir elde eden bir kurumun harcama yaparken "Özel hukuk hükümlerine tabiyim." diyerek denetimden bağışık kalması kabul edilemez. 155 personeliyle milyarlarca lirayı yöneten bu yapı Bakanlığın yetki ve sorumluluk alanında denetim dışı bir imtiyaz alanı oluşturmaktadır.

Sözlerimi toparlarken şunu vurgulamak istiyorum: Bir Antalya Milletvekili olarak turizmin gelişmesini, ülkemizin tanıtılmasını en çok arzu edenlerden biriyim. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi olarak esnafın ve otelcinin alın terinin şeffaflıktan uzak bir havuzda verimsizce kullanılmasına da itirazımız var. TGA sektöre yük olan değil hesap verebilirliği ve şeffaflığıyla sektöre güç veren bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bu rapor, mevcut yönetim anlayışının sürdürülemez olduğunu göstermektedir. Turizmcinin kaynağını yine turizmcinin yarasına merhem olacak şekilde denetlenebilir ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla kullanmak zorundayız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.