| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
FEVZİ ZIRHLIOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, Azerbaycan'dan ülkemize dönüş yolunda düşen Türk Silahlı Kuvvetlerine ait kargo uçağında şehit olan kahraman personelimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Bugün burada sadece bir Bakanlığın bütçesi değil, toplumumuzun kalbini oluşturan aile kurumunu, bu kurumun etrafında şekillenen değerleri, inancı ve geleceğimizi konuşuyoruz çünkü aile yalnızca bireylerin bir araya geldiği bir yapı değil, millet olma bilincimizin en canlı ifadesidir. Aile sevginin, dayanışmanın, merhametin ve vatan sevgisinin ilk filizlendiği yerdir. Bu yönüyle aile yalnızca özel bir alan değil, devletimizin ve milletimizin temel direğidir.
Değerli milletvekilleri, her çağın kendi zorlukları vardır. Dijitalleşmenin getirdiği hızlı değişimlerin arasında hem geleneklerimizi korumak hem de çağın gereklerine ayak uydurmak zorundayız. Bu nedenle, aileyi korumak artık yalnızca sosyal bir politika değil, geleceğimizi inşa etmenin zorunlu bir adımıdır. Aile kurumunu tehdit eden her türlü sosyal ve kültürel olumsuzluğa karşı ortak bir bilinçle ve sağduyuyla hareket etmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu noktada özellikle belirtmek isterim ki kadınlarımız toplumun taşıyıcı gücüdür. Türk kadını tarih boyunca sadece bir anne değil, aynı zamanda bir mücadele insanı, bir ilim ve inanç abidesi olmuştur. Bugün de kadınlarımızın eğitimde, istihdamda, siyasette ve sosyal hayatta daha fazla yer almasını desteklemek toplumsal gelişmemizin en temel şartıdır. Kadına fırsat eşitliği sağlamak sadece adaletin değil kalkınmanın da gereğidir. Eğitimli, üretken, öz güvenli kadınlarımız sayesinde hem ailelerimiz güçlenecek hem de Türkiye daha müreffeh bir geleceğe yürüyecektir. Unutmamalıyız ki mutlu kadın, huzurlu toplum demektir.
Değerli milletvekilleri, aileyi güçlü kılan unsurlardan biri de çocuklarımızdır. Çocuk sadece bir ailenin değil, bir milletin geleceğe uzanan umududur. Bu nedenle, çocuklarımızı her türlü şiddet, istismar, zararlı alışkanlık ve dijital tehlikelerden korumak yalnızca devletin değil, hepimizin ortak gayesidir. Madde bağımlılığı ve sigara kullanımını özendiren yazılı, görsel ve dijital ortamlardaki her türlü zararlı yayınlardan korumak mecburiyetindeyiz. Bu doğrultuda, ailemizin bilinçli medya kullanımı, dijital farkındalık, millî değer bilinci konularında desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kavramlar üzerinde hem Aile Bakanlığımıza hem de Millî Eğitim Bakanlığımıza büyük görevler düşmektedir.
Bir diğer önemli husus, korunmaya muhtaç çocukların öncelikle kendi aileleri yanında desteklenerek yetişmeleri sağlanmalı, bu mümkün olmadığında ise koruyucu aile sistemi özendirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca, korunmaya muhtaç çocuklar için çağın ihtiyaçlarına uygun alternatif bakım modelleri geliştirilmelidir. Anadolu'nun köklü kültürünü, geleneksel dayanışma anlayışını, manevi değerlerimizi yeni nesillere aktarmak, kültürel varlığımızın teminatı olan çocuklarımıza ve gençlerimize iyi bakmakla mümkün olacaktır. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin ifadeleriyle Türk gençleri henüz yazılmamış destanların pahalılık müellifleridir. Türk gençleri, hayalleri gerçeğe dönüştürecek potansiyel güçtür. Türk gençliği bekamızın ve millî beraberliğimizin can damarıdır. Biz Türk gençliğine inanıyoruz. Gençliğimiz Türk asrını kuracak olan ana dinamiktir. Her bir Türk evladı vatanı için çalışacak, milletine hizmet edecek, bayrağını gururla taşıyacak bir ülkü neferi olacaktır. Radikal grupların ve bölücü unsurların gençlerimizi tuzaklarına çekmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrına Türk yüzyılı mührünü vuracak olan işte bu imanlı, vatansever, ahlaklı Türk gençliğidir.
Kıymetli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, geçtiğimiz yıl Aile ve Gençlik Fonu kuruldu. Bu fon gibi uygulamalar gençlerimizin geleceğe umutla bakmasına katkı sağlayan önemli adımlardır. Yeni evlilikler için destek verilmesi sadece ekonomik bir katkı değil aynı zamanda aile kurumunun korunması adına toplumsal bir yatırımdır. Bu bilinçle Aile ve Gençlik Fonu gibi projeler de destekliyor, gençlerimizin evlilik hayallerini gerçeğe dönüştürecek adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Bu noktada Sayın Bakanımıza da teşekkür ediyorum. Bu fonun daha da güçlendirileceğine, gençlerimize ve aile kurumuna faydalı olacağına inancımız tamdır. Tabii, aile konusunda sosyal, ekonomik, psikolojik, hukuki, politik yönleriyle çok boyutlu araştırmaları destekleyecek, kapsayıcı ve bütüncül bir yaklaşımla çalışmak gerekir. Burada hepimizin malumu, eş tayinlerini tekrar hatırlatmak istiyorum. Aile toplumun temel taşı diyoruz, sağlıklı bir toplum için güçlü aile diyoruz ancak devletimizin çeşitli kademelerinde görev yapan kamu görevlileri eşleriyle uzun süre ayrı şehirde kalmakta ve aile birliğini sağlayamamaktadır. Bu durum hem aile düzenini hem de bireysel psikolojik sağlığı olumsuz etkilemektedir, dolayısıyla çocukların gelişimi üzerinde de olumsuz etkileri görülmektedir. Kamu hizmetlerinin sürekliliği elbette çok önemli ancak bu sürekliliğin en sağlıklı biçimde yürütülmesi çalışanların aile huzuru içinde görevlerini yapabilmeleriyle mümkündür. Dolayısıyla, aile birliğini korumak güçlü toplum kadar verimli bir kamu hizmetinin de teminatıdır. Bu çerçevede, kurumlarımızın eş durumu tayinlerine ilişkin uygulamalarda aile birliğinin korunmasının öncelikli ilke olarak ele alınması önem taşımaktadır. Aile Bakanlığımızın ilgili mevzuatın oluşturulması, uygulamaların hayata geçirilmesi ve sürecin değerlendirilmesine öncelik tanıyacağına güvenimiz tamdır.
Kıymetli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her insanın onurlu bir yaşam sürmesi gerektiğine inanıyoruz. Toplumun onuru gazisine, şehidine, yaşlısına ve engellisine verdiği değerden anlaşılır. Yaşlılarımızın, engellilerimizin, gazilerimizin, şehit yakınlarımızın toplumda saygı ve sevgiyle anılması bizim medeniyetimizin asli bir parçasıdır. Eğer engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak istiyorsak şehirlerimizi ve kamu hizmetlerini herkes için erişilebilir hâle getirmeliyiz. Özellikle engelli aylıklarının iyileştirilmesi, aile gelirine, bireyin durumuna göre belirlenmesi sosyal adaletin gereğidir.
Sayın milletvekilleri, şehitlerimizin aileleri ve gazilerimiz bu ülkenin en kıymetli emanetidir. Onlara vefa göstermek sadece bir sosyal politika değil millî bir borçtur. Şehit ailelerinin ve gazilerin yaşam standartlarının yükseltilmesi her koşulda devletin önceliği olmalıdır. Gazilere ikinci istihdam imkânı sağlanmalı, şehit anne ve babalarının maaşları artırılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika ek süre veriyorum.
FEVZİ ZIRHLIOĞLU (Bursa) - Teşekkür ederim.
Malul sayılmayan gazilerimize gazilik ünvanı verilmelidir. Biz biliyoruz ki insanı yaşatmadan devleti yaşatmak mümkün değildir. Bu nedenle, sosyal politikalarda temel hedefimiz kimseyi arkada bırakmamak, her bir vatandaşımızın onurlu bir yaşam sürmesini temin etmektir. Birlikte üretmek, birlikte paylaşmak ve birlikte güçlü olmak; işte, Türkiye'nin gerçek gücü bu dayanışma ruhundadır.
Değerli milletvekilleri, bugün karşımıza çıkan küresel krizlere, toplumsal sorunlara ve değişen dünyaya rağmen biz umudumuzu kaybetmiyoruz çünkü bizim umudumuz bu milletin sağlam karakterinde, güçlü aile yapısında, fedakâr insanında saklıdır. Türkiye...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Selamlayın, bitirin efendim.
FEVZİ ZIRHLIOĞLU (Bursa) - Bu duygu ve düşüncelerle 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız başta olmak üzere tüm çalışanlarımıza başarılar diliyorum.