| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/280) ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/279) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Azerbaycan'dan ülkemize dönüş yolunda kargo uçağımızın düşmesi sonucu şehit olan kahramanlarımız yüreğimize ateş düşürmüş, milletimizi acıya boğmuştur. Aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Türk Milletine sabır ve başsağlığı diliyorum. Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun.
Şehitlerimiz ve gazilerimiz milletimizin asırlarca dimdik ayakta durmasının yegâne dayanakları ve ikamesi olmayan güçleridir. Türk vatanı şehit ve gazilerimizin kutlu bir mirasıdır; Türk milleti, hem şehitlik anıtı hem de gaziliğin adıdır. Şehitlerimizi unutmamak, şehitlerimizin emaneti ailelerine ve gazilerimize sahip çıkmak, korumak ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlamak devlet ve millet olarak vazifemizdir.
Sayın Bakanım, sunumunuzda belirttiğiniz üzere TOKİ'nin Yüzyılın Konut Projesi'nde gençlerin ve engellilerin yanı sıra şehit aileleri ve gazilerimize kontenjan ayrılması ve başvuru bedeli alınmaması, şehit ailelerine ve gazilerimizin konutları için doğal gaz kullanımında yüzde 50 indirim sağlanması, şehit ve gazi çocukları için özel okullarda yemek, pansiyon, kitap, kırtasiye ve ilave ücret alınmaması konularında sağlanan desteklerden dolayı millet olarak teşekkür ediyoruz. Bununla birlikte şehitlerimizin anne ve babalarının aylıklarının artırılması, şehit çocuklarının hepsine iş imkânı verilmesi, gazilerimize ek istihdam hakkı verilmesi ve terörle mücadelede yaralanmalarına rağmen mevzuata göre malul sayılmamaları nedeniyle aylık bağlanamamış kahramanlarımıza onurla taşıyacakları gazilik ünvanı ve hakları verilmesi görüşündeyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi parti programında, ülkemizde güçlü bir üretim ekonomisinin tesisi ve istikrarlı ekonomik büyümenin sağlanması suretiyle üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden her kesimin adil pay almasını sağlayan bir sosyal refah düzeni oluşturmak temel amaç olarak belirlenmiştir. Muhtaçların sosyal koruma programlarıyla desteklenmelerini ve yoksulluktan kurtarılmalarını öngörüyoruz.
Küreselleşme, büyüme ve enflasyon oranlarındaki gelişmeler, vergi yükündeki değişim ve faiz politikaları, gelir dağılımının şekillenmesinde etkili olan unsurlar arasındadır. Gelir dağılımı göstergesi olan Gini katsayısı TÜİK verilerine göre 2006 yılından bu yana dalgalı bir seyir izlemektedir. 2006-2014 döneminde Gini katsayısı 0,428 seviyesinden 0,391'e gerilemekle birlikte 2023 yılında tekrar 0,420 seviyesine kadar çıkmış, 2024 yılında 0,415'e gerilemiş, 2025 yılında 0,410 ve 2026 yılında da 0,400'e inmesi beklenmektedir. Esasen 0,32 seviyesine getirilmesi gerekmektedir. En zengin yüzde 20'lik grubun yıllık kullanılabilir gelirden aldığı payın en yoksul yüzde 20'lik grubun aldığı paya oranı 2024 yılında bir önceki yıla göre 0,2 puan azalarak 7,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranın 2025 yılında 7,6; 2026 yılında 7,5 olması beklenmektedir. En düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0,2 puan artarak 6,3 olarak gerçekleşmiş, en yüksek yüzde 20'lik gelir grubunun toplam gelirden aldığı payı ise 0,6 puan azalarak yüzde 48,1 seviyesine gerilemiştir. Bu gelişmeler kısmi bir iyileştirmeyi gösterse de ülkemiz OECD ülkeleri arasında gelir ve servet eşitsizliği en yüksek olan ülkeler arasındadır. Kuşkusuz ekonomide en önemli sorunumuz insanımızın refahını ve geçim standartlarının olumsuz etkileyen gelir dağılımını bozan enflasyondur, hayat pahalılığıdır. Vatandaşlarımızın alım gücünü ve gelir dağılımını kalıcı olarak iyileştirmek amacıyla enflasyonla mücadele programı uygulanmaktadır.
Toplumun genel düzeyine göre belirli bir sınırın altında gelire sahip olan bireyler göreli anlamda yoksul sayılmaktadır. Göreli yoksulluk oranı medyan gelirin yüzde 50'si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre 2024 yılında 0,1 puan artarak yüzde 13,6 olmuştur. Nüfusumuzun yüzde 4,3'ü dört yıl boyunca yoksulluktan çıkamazken yüzde 74,8'i hiç yoksulluk sınırının altında kalmamıştır. Medyan gelirin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan göreli yoksulluk oranı ise 2024 yılında 0,1 puan azalarak yüzde 21,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranın 2025 yılında yüzde 21,1'e, 2026 yılında yüzde 20,5'e inmesi beklenmektedir.
Dünya Bankasının 2024 yılı Yoksulluk Refah ve Gezegen Raporu'nda dünyanın yüzde 8,5'inin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı ve kişi başına günlük gelirinin 2,15 dolardan az olduğu belirtilmektedir. Dünya nüfusunun yüzde 44'ünün ise günde 6,85 dolardan daha düşük bir gelirle yaşadığı ve bunun üst orta gelirli ülkeler için yoksulluk sınırı olduğu kaydedilmiştir. Türkiye'de bu oran yüzde 6,3 olarak gösterilmiştir.
Dünya Bankası aşırı yoksulluk, bir başka ifadeyle mutlak yoksulluk sınırını günlük 2,15 dolardan 3 dolara, alt orta gelir yoksulluk sınırını günlük 3,65 dolardan 4,20 dolara, üst orta gelir yoksulluk sınırını da günlük 6,85 dolardan 8,30 dolara yükseltmiştir. Buna göre, ülkemizde günlük 3 dolar gelir altında kimse bulunmamakta, günlük 4,20 dolar arasında geliri olanlar binde 3, günlük 8,30 doların altında geliri olanların oranı da yüzde 7,8 düzeyindedir. Dünya Bankasına göre üst orta gelirli ülkeler arasında yer alan Türkiye, yüksek gelirli ülkeler ligine geçişin eşiğindedir.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 2023-2024 Raporu'na göre Türkiye, İnsani Gelişmişlik Endeksi'nde 193 ülke arasında bir önceki yıla göre 5 basamak düşerek 51'inci sırada bulunmakla birlikte, Türkiye üst üste 5'inci kez en yüksek kategori olan çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer almıştır.
Ülkemizde açlık sınırı, yoksulluk sınırı konusunda çeşitli rakamlar havada uçuşmakta, asgari ücret ve emekli aylıklarıyla mukayeseler yapılmaktadır; asgari ücret ve aylıklar çeyrek altın üzerinden kıyaslanmaktadır ancak altın fiyatlarıyla kıyaslamak sağlıklı ve isabetli değildir. Altın fiyatının dünyada yüksek oranda arttığını herkes biliyor, bebeler bile biliyor. Esasen, ülkemizde açlık sınırı diye belirlenen resmî bir veri yoktur. Bu konuda çeşitli sendikaların açlık sınırı olarak belirledikleri birbirlerinden farklı tutarları içeren çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. TÜRK-İŞ'in her ay açıkladığı açlık sınırı tutarı dikkate alındığında 2002 Kasımda net asgari ücret 184,25 lira, aynı ay için açlık sınırı 369 liradır; net asgari ücret açlık sınırının yarısı bile değildir. Bugün ise net asgari ücret açlık sınırının yüzde 78'idir. Daha önceki yıllarda açlık sınırının çok altında kalan net asgari ücretin ilk defa 2019 yılı Ocak ayında açlık sınırının üzerine çıktığı ve müteakip beş yılın 4'ünde de de ocak ayları itibarıyla bu durumun sürdürüldüğü görülmektedir. Tabii ki bununla birlikte yüksek enflasyon ve geçim şartları dikkate alındığında asgari ücretin ve emekli aylıklarının artırılması gerektiği de bir gerçektir.
Sosyal yardımlar alt gelir gruplarında yer alan hane halkları için önemli bir gelir kalemidir ve gelir dağılımında adaletin sağlanması ve yoksulluğun azaltılması açısından kullanılan bir politika aracıdır. Türkiye, en kuşatıcı sosyal yardım ve destek sistemine sahip ülkelerden biridir. 2026 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'na göre sosyal yardımların gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2024 yılında yüzde 1,01 olmuştur. Sosyal yardımlardan faydalanan aile sayısı 4 milyon 574 bin 684'tür. Sosyal yardımlarda etkinliğin artırılması için kamu kurumları, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki bilgi paylaşımının ve Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi, Aile Bilgi Sistemi ve E-Belediye sistemi arasında entegrasyonun artırılması ihtiyacı devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI NİLGÜN ÖK - Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sosyal yardım, istihdam bağlantısı daha da güçlendirilerek yoksul kesimin istihdam edilebilirliğinin artırılması ve üretken duruma getirilmesine yönelik programlara işlerlik kazandırılmalı, çalışabilir durumdaki kişilere yönelik yardımlar ancak belli şartlarla verilmeye devam edilmelidir.
Son olarak, parti olarak bir proje hâline getirdiğimiz asgari refah seviyesinin endeks üzerinden hesaplanması ve belirlenen gelir seviyesine erişene kadar ailelere asgari gelir desteği verilmesi uygulamasının hayata geçirilmesi görüşündeyiz. Uygulama "vatandaşlık temel geliri" "garanti edilmiş gelir" gibi farklı isimlerle birçok ülkede uygulanmaktadır. Mevcut sistemin asgari gelir desteği uygulamasına dönüştürülmesi hâlinde asgari gelir seviyesiyle hane halkı geliri arasındaki fark kadar tutar vatandaşlarımızın banka hesaplarına her ay düzenli yatırılacak, böylelikle hakkaniyete uygun, hak temelli bir sistem yerine getirilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bakanlık ve kurumlarımızın 2026 yılı bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.