| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Siyasi Etik Kanunu Teklifi (2/1000) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 21 .04.2016 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Yani ben de kanun üzerinde konuşmak isterdim ama geçen oturumda da hatta genel olarak, hatta çok da teknik şeylerden bahsetmiştim ama şimdi arkadaşları dinleyince şaşırdım yani biz kanun görüşmeden önce başka şeyler konuşmak zorundayız diye düşünüyorum.
Hakikaten, neredeyse vatana ihanetle suçlanacağız burada yani bir ilkeyi savunuyoruz diye. Ben bunu kabul edemiyorum, etmiyorum.
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Emanete ihanet etmektir.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Bir de şunu söyleyeyim: Yani şu Meclise geldiğimden beri her Allah'ın günü 3 kere, 5 kere şu "Millet bizi seçti, istediğimizi yaparız..." Yani bu kibir, bu şey nedir Allah aşkına yani tamam, seçti de yüzde 49,5 mu büyük, yüzde 50,5 mu büyük? Yani seçim sistemi vesaire bunu böyle yansıttı diye bu kadar da insan şey yapmaz. Hakikaten yani çoğulculuğu, demokrasiyi göz ardı etmez. Evet, demokrasi bir kültür meselesidir. Biz dünya örneklerine, Avrupa örneklerine baktığımızda, belki yüzyıllar sonra geçmişiz, yüzyıllar sonra matbaaya geçmişiz, yüzyıllar sonra Meclisimizi kurmuşuz, Anayasa yapmışız. Yani evet, belki bir yüzyıllara ihtiyacımız var. Keşke böyle davranmasanız da daha kısa sürede atlatsak bu süreci.
Bir örnek vereceğim size. Yunanistan'a gitmiştik baroyla beraber, Selanik Barosuyla bir uluslararası toplantı vardı. Adalet Bakanının Yardımcısı çıktı bir konuşma yapıyor 2008-2010 yılları arasındaydı. Genç avukatlar çıktı, KDV oranı artmış protesto ediyorlar ve bize de çeviri yapılıyor protestonun nedeni. Biz Türkiye'den gitmiş avukatlar şunu bekliyoruz yani nasıl olur da Adalet Bakanı Yardımcısı protesto edilir böyle salonda? Herhâlde şimdi polis gidecek, işte bunların saçını başını çekecek, götürecek falan, neyse, gaz sıkacak ama saatler sürdü, hiçbir müdahale yapılmadı. Sonra onlar oturdu, arada slogan attı, sonra çıktılar, yemek yediler falan. Ben de gidip yanlarına tebrik ettim yani ne güzel hak mücadelesi veriyorsunuz falan. Şaşırdılar çünkü onlar için o kadar olağan bir şey ki yani bin yıllardır demokrasiyi tartışmışlar, çok normal bir şey hak arama mücadelesi vermek, bir şeyleri savunmak, protesto etmek ama bizde en ufak bir protesto, en ufak bir söylem, hemen ya teröristsiniz ya vatan hainisiniz ya milletin iradesine karşı çıkıyorsunuz. Ya, kurtulun artık bu psikolojiden Allah aşkına. Yani biz de milleti temsil ediyoruz. Hani bu tarafa baktığınızda da bir 50,5 var yani bunu da yok saymayın. Asıl siz milletin iradesini yok saymayın.
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Siz 50,5 musunuz? Siz 50,5 değilsiniz ki.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yani bu mantıkla nasıl kanun yapacağız?
Bizim, geçen sefer de söylemiştim, bu komisyonla ilgili bakış açısı şu olmalı: Bu bir yargılama, adı mahkeme olmayabilir, adı burada yargılama diye geçmeyebilir. Burası eşit ve tarafsız olmak zorundadır. Neden? Şimdi, diyelim ki bir milletvekiliyle ilgili bir iddia geldi. Evet, suç olmayan bir iddia olacak disiplin hükümleri dışında ama yine benzer bir şey, yine bir iddia, yine bir soruşturma, yine bir karar, yine bir yaptırım. E dolayısıyla şimdi sizin bu anlayışla, bu bakış açısıyla çoğunlukta olduğunuz bir komisyona ben nasıl güveneceğim? Nasıl tarafsız bir şekilde karar vereceğinizi, benim hakkımda, düşünebileceğim? Mümkün mü böyle bir şey? Hayatta düşünemem yani hiç kimse de düşünemeyecek.
YUSUF BAŞER (Yozgat) - Ben sizinkinde nasıl düşüneceğim? Öyle olur mu?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Öyle bir şey olur mu? Biz buradan bakıyoruz, siz oradan bakıyorsunuz. Önce şuna bir çekidüzen verelim, ondan sonra bu kanunları konuşalım diyorum.
1'inci maddeyle ilgili olarak da, konuşuldu, katılıyorum, daha önce de söylemiştim. Diğer maddelere geçildiğinde de tekrar fikirlerimi söyleyeceğim.
Teşekkür ediyorum