| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 18 .11.2014 |
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli bürokratlarımız ve sevgili basın mensupları; hepinizi selamlayarak başlamak istiyorum.
Tabii, eski Komisyon Başkanımız, yeni Bakanımız, iki sıfatınızı bir arada değerlendirerek biz de mümkün olduğunca bardağın dolu tarafından bakarak değerlendirmeler yapıyoruz yani şimdiye kadarki konuşmalardan da bunu sezinlemişsinizdir.
BAŞKAN - Yani torpil mi geçiyoruz demek istiyorsunuz Sayın Zozani?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yani...
BAŞKAN - Ortada gerçekler de var tabii.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Gerçekleri de ifade edeceğiz elbette ki ama işte kıyamıyoruz biraz da, öyle ifade edeyim, kıyamıyoruz biraz.
Ama, Sayın Bakan, tabii ki siz işte böyle kalınlıkta bir sunum kitabı getirdiniz, biz de böyle kalınlıkta bir not hazırladık.
BAŞKAN -Yok, yok, sunum bu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, hayır, şeyi var yani buradaki bilgilere tekabül eden hazırlıklar var. Elbette ki hepsine tek tek girme şansımız yok -ifade etmek- ama ben, başından beri yani şu kadar yol yapıldı, duble yol yapıldı... Bunların hepsi iyi şeylerdir yani marifet de iltifata tabidir. Elbette ki yola çıktığınız zaman yolun temiz olması, duble yol olmuş olması vesaire herkesin hoşuna giden bir faktördür ama özellikle bizim kara yolları ulaşımı politikamız, aşırı tüketime endeksli bir politikadır, şehir içi özellikle aşırı tüketime endeksli bir politikadır. Bu katlı kavşak olayı... Bizde alabildiğine özel araca teşvik var Türkiye'de. Bu konuda dengeli bir politika söz konusu değil. Özellikle tren yani raylı ulaşım ağının yaygınlaştırılması sadece vizyon proje endeksli değerlendirildi. Bu nedenle mesela hâlâ bizim raylı ulaşım mekanizması çok istikrarlı bir gelişim seyretmiyor, sadece işte zaman zaman ilgililerin seçim reklam panolarında kullanılacak şekilde bir vizyon programı olarak değerlendiriliyor. Çok iyi hatırlıyorum, geçen sene de burada ifade ettik. Dedik ki: Burada mesela cari açığın en önemli tetikleyici faktörlerinden bir tanesi enerji ithalatı olarak ifade edilir. Türkiye'de tüketilen petrolün de, akaryakıtın da yüzde 40'ı trafikte kullanılıyor. Bu bir tezattır. Ben, elbette ki vatandaşın hâli vakti yerinde olursa aracını da alsın... Araç kimse açısından lüks değildir ama aracın lüks kullanımı söz konusudur. Yani şu anda Türkiye'de özellikle kara yolları ağı içerisinde aracın lüks kullanımı söz konusudur. Sebebi toplu taşımanın cezbedici olmamasından kaynaklıdır. Toplu taşıma hava yolları hariç Türkiye'de belli bir cazibeye sahip değil. O nedenle de insanlar Ankara'dan İstanbul'a hızlı trenle ya da otobüsle gitmek yerine kendi aracıyla gitmeyi tercih ediyorlar. Bunu da ben lüks bir kullanım şekli olarak değerlendiriyorum. İstanbul kilitlendi Sayın Bakan. Özellikle Ulaştırma Bakanlığının politikaları sayesinde İstanbul şu anda kilitlenen bir şehirdir. İstanbul'a ne giriş ne de çıkış artık mümkündür. Türkiye'nin bütün ulaşım ağları İstanbul'da düğümlendi. Bu politika İstanbul'u büyütmüyor. Bu politika İstanbul'u zorlaştırıyor. İstanbul'da yaşamı da zorlaştırıyor. Dolayısıyla alternatif bir politikaya yönelmek artık bir zorunluluktur İstanbul açısından, metropol kentleri açısından.
Demir yolu ulaşımını, şimdi, yolcu taşımacılığı açısından öncelik olarak verirseniz çok sonuç alamayabilirsiniz çünkü diğer alternatiflerle hızlı bir şekilde rekabet gücünü geliştirecek bir potansiyeli söz konusu değildir. O zaman demir yolu ağını öncelikle Türkiye'deki ham madde kaynaklarının ulaştırılması konusunda bir planlama yapmanız önceliklidir. Bana göre doğrusu Ankara-Konya hızlı tren ağının hemen yapılması değil, ihtiyaçtır yapılmalı, her yere yapılsın o ayrı bir şey yani yapılıyor olmasına karşı değilim ancak öncelik olarak bu sektörün gelişmesi böyle vizyoner bir yaklaşıma bağlandığı zaman sonuç alıcı olamıyor. Bu ülkenin taşra bölgelerindeki değerli varlıklarının, yer altı varlıklarının özellikle liman bölgelerine taşınması konusunda eğer bir vizyon oluşturulmuş olsaydı, bir planlama oluşturulmuş olsaydı çok daha sonuç alıcı olurdu diye düşünüyorum. Geneli itibarıyla böyle bakıyorum.
Şimdi biraz da yerele ilişkin temel ihtiyaçları müsaadenizle ifade etmek istiyorum. Sayın Bakan, Hakkâri-Şırnak arası kara yollarıyla, herhâlde komisyonumuzdaki pek çok milletvekili arkadaşımın seyahat etme fırsatı olmamıştır ama gerçekten işkencedir. Yirmi küsur yıldır da planlaması var ama hâlâ büyük çoğunlukla sadece planlama aşamasında kalıyor. Burada yapılacak olan hızlı bir iyileştirme bizim açımızdan hem oradaki sınır ticaret kapılarının da verimlileşmesi açısından son derece önemlidir. Talep olarak da ifade edeyim bu Hakkâri-Şırnak arası Serbestan bölgesinde keskin bir geçit var, orada tünel geçişi bir ihtiyaçtır, programa dâhil edilmesini arzu ederim. Ayrıca, Hakkâri-Van bağlantısında Yeniköprü Hakkâri Merkez'e olan bölge istikamette devletin artık bir karar vermesi gerekiyor yani kara yolları geçiş güzergâhıdır. Ayrıca buraya bir baraj planlaması var, baraj planlaması eğer uygulanacaksa hızlı bir şekilde buna karar verilmesi gerekir. O zaman da siz Karayolları olarak da Ulaştırma Bakanlığı 16-17 kilometrelik çift... Çünkü 13 kilometre herhâlde geçtikten sonra gidiş geliş yapmak durumunda, çift tünel yapmak zorunluluğu var, o zaman da tünel yapmanız gerekiyor, Sümbül Dağı'nı delmeniz gerekiyor. Buna karar vermeniz gerekir her şeyden önce. Ayrıca şu anda Hakkâri'de Üzümcü ve Derecik sınır kapılarının açıldığı ifade ediliyor, resmiyette açıklar, passolig geçişleri var ancak kara yolları ağına alınıp bu bağlantıları henüz yapılamamış olmasından kaynaklı olarak sadece kâğıt üstünde bu kapılar açık gibi görünüyor. Hızlı bir şekilde bu bağlantı yollarının planlamaya alınıp yapılması ihtiyaçtır. Ticari anlamda bize çok ciddi anlamda getirisi olan bir yerdir. Biraz önce ifade ettiğim bu aynı şekilde Hakkâri-Şırnak güzergâhında Üzümcü sınır kapısı dışında iki kapı daha planlamada. Bu güzergâh ulaşım açısından kolaylaştırma yapıldığı zaman bu, Habur'dan Esendere'ye kadarki bir bölgeden söz ediyorum, tam altı sınır kapısına hizmet edecek. Böyle 300 kilometrelik bir mesafeden söz ediyoruz, ancak bu 300 kilometrede tam altı tane sınır kapısına hizmet eden bir kara yolları ağından söz ediyor. Bunun için de bir planlamanın olması ihtiyaçtır. Sayın Bakanım bu konuda bunları sizinle paylaşmış olayım.
Şimdi hava yollarıyla ilgili benim notlarım vardı ama...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Hava iyi giderse mayıs ayında...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bu sonbaharda bitmesi bekleniyordu bizim de bu konuda Sayın Bakanla da zaman zaman görüşmelerimiz vardı, bu kasım ayında bitecekti ama erken kar yağdı diye biz mayısı bekleyeceğiz, ona itiraz etmeyeceğim bu konuda ama mayıs hedefi de sanki çok tutturulamayacak bir hedef gibi görünüyor, Yüksekova'daki hava koşulları, mevsim koşulları göz önünde bulundurulduğunda yani o bölge sanki mayıs ayına yetişmeyecek. Mart ve nisan ayında etkin çalışmanız gerekiyor ki mayısa yetiştirebilesiniz.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN (Karaman) - Şimdi yaparız.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Biliyorum Sayın Bakan, ama mayıs sanki biraz seçim takvimi gibi geldi bana da, galiba yetişemeyecek. Arzu ediyorum yani ben de Yüksekova'ya hava yoluyla gitmek istiyorum çünkü bir saatlik bir program için Hakkâri'ye gittiğimde benim iki günlük zamanım kayboluyor. Ben başından beri destekledim ve arzu ediyorum, olması gerekiyor, bu konuda hiçbir şeyim yok, itirazım yok.
Sayın Başkan, müsaade ederseniz, ben soru sormayacağım ama iki, üç dakika sabrınızı...
BAŞKAN - Buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Zaten benden sonra da konuşmacı yok, herhâlde yemeğe gidilecek.
BAŞKAN - Var. Bir buçukta ara vereceğim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi, haberleşme konusu. Aynı şekilde bizim telekomünikasyon politikamız da tüketime endekslidir. Belki, yani benden İnternet sansürü vesaire bu konulara girmemi beklersiniz. Pek çok milletvekili bugün bu konuya girecek ama ben oraya girmeyeceğim. Bu alandaki tüketim tuzağından söz etmek istiyorum Sayın Bakanım. Ben iletişim ağlarının etkin kullanılmasından tarafım. Ancak, özellikle Türkiye'de iletişim ağları aşırı tüketimi teşvik edici bir noktaya geldi ve bir tuzaktır. Bu tuzağa herkes düşüyor, her birimiz kendi evimizden başlayarak bu tuzağa düşüyoruz. Tek tek isimlerini saymayacağım ama bu iletişim mekanizmaları ilkokul seviyesine kadar artık indi. Yani ilkokul 4'te okuyan çocuklar dahi artık heves yaptılar, bu alana girmek istiyorlar, bu teknolojiden bir şekilde yararlanmak istiyorlar ve bunlardan yararlanma koşulu asgari bin liradır. Yani bu tüketim alışkanlığı israfa kadar vardı bana göre ve maalesef, başta siyasetçiler buna çanak tutuyor. Benim adıma da belki "fancılar" şeklinde açılmış, Twitter'dir Facebook vesaire sayfalar vardır. Bu vesileyle ifade edeyim, bunların hiçbiri bana ait değildir, ben kullanıcı değilim, kullanmıyorum da. Özellikle Twitter kullanmıyorum. Siyasetçiler açısından da bir tuzak olduğunu düşünüyorum Twitter, Facebook kullanımlarının. Çünkü sadece iletişim maksatlı bir kullanımın çok çok ötesine geçti ve interaktif ilişkiyi siyasetin gündeminden çıkardı. Herkes İnternet ağı üzerinden, bu asosyal medya ağları üzerinden toplumla ilişkilerini kurduğunu düşünüyor ve giderek siyaset dünyamız toplumdan kopuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlarsanız sevineceğim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Toparlayacağım Sayın Başkan.
Böyle bir kopuş yaşanıyor. Cumhurbaşkanlarından tutun başbakanlara kadar, bakanlar, herkes bu konuda hizmet ediyor. Bu tüketim israfının yaygınlaşmasına herkes hizmet ediyor ve özellikle yapıyorlar.
BAŞKAN - Taksitli satışları durdurduk biliyorsunuz, dolayısıyla biraz engelledik.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Herkes öyle.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanının da ben ilk Twitter'ini gördüğüm zaman karşı çıkmıştım, "Bu doğru bir şey değildir." dedim, Başbakanınkileri de görünce... Kendi milletvekili arkadaşlarıma da aynı eleştiriyi yapıyorum, ifade ediyorum. Tekrar ediyorum, yani, ben, iletişim ağlarının verimli ve etkili kullanımından yanayım ama iletişim için kullanılmalıdır.
Şimdi, ilkokul öğrencisi dahi Twitter'e, Facebook'a heves ediyor ise ve onun o ihtiyacını ebeveynler karşılamak için asgari bin lira ödemek durumunda ise burada oturup düşünmemiz lazım. Bu tüketim alışkanlığına bir yerde bizim "Dur." dememiz lazım. Teknolojiyi kullanan bir toplum olmaktan çıktık, teknolojiye köle bir toplum pozisyonuna geldik, "teknoloji kölesi" pozisyonuna geldik. Bu bağımlılıktan kendimizi kurtarmamız gerekir. İşte, bu konuda, Bakanlığınız, bize nasıl bir vizyon belirliyor, nasıl bir vizyon önümüze koyuyor? Toplumu bu teknolojik körlükten kurtarmak için ne yapıyor, ne düşünüyor, doğrusu onları merak ediyorum, onları öğrenmek istiyorum.
Son bir cümleyle bir şeyi daha ifade edeyim Sayın Bakan: Emin olun bugün sizin bütçenizi görüştüğümüzü duyan, bilen bütün Karayolları taşeron işçileri merak ediyor. Bugün siz onlara ne söyleyeceksiniz? Yargının kararı gereği onlara kadro verecek misiniz, vermeyecek misiniz? Daha açık soruyorum: Maliye Bakanıyla bu konuda anlaştınız mı, anlaşmadınız mı? Maliye Bakanı, bu konuda, artık, engelleyici olmaktan çıktı mı çıkmadı mı? Bakın, çok açık, net ifade ediyorum. Çünkü siz, bu konuda, yargının kararına rağmen bir diretme peşindesiniz ve yargının kararının gereğini yerine getirmeme pozisyonundasınız. Tıkaç noktaları neyse bizimle açık açık paylaşmanızı ve bu konuda mağdur olmuş işçilerimize, emekçilerimize bugün buradan iyi bir haber vereceğinizi umut ediyorum.
Bütçenizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Son cümlem olarak da: Ermenek halkına tekrar geçmiş olsun, halkımızın başı sağ olsun, sizlere de geçmiş olsun. Oradaki çalışmalarınızdan dolayı da size teşekkür ediyorum.