KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle, gündeme göre gitmek istiyorum.

Birincisi Komisyon çalışma takviminin görüşülmesiydi. Biz Aile Bütünlüğünü Koruma Komisyonunda -kısaltırsak- haftada iki gün çalıştık, üç ayda yetiştiremedik, ekstra bir süre istedik. O nedenle, haftada iki günden aşağı çalışılmaması taraftarıyım, bunu öneriyorum.

BAŞKAN - Haftada iki gün.

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Evet.

Özellikle çarşamba ve perşembe günleri sabahtan çalışabiliriz diye düşünüyorum.

BAŞKAN - Haftada iki gün; çarşamba ve perşembe.

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Eğer diğer komisyonlara denk gelecek olursa saatlerini değiştirebiliriz.

BAŞKAN - Şimdi, hepimizin ayrı ayrı komisyonları var. Ona göre ayarlamamız çok zor olur. Biz hem oralara gideceğiz hem buraya geleceğiz. Mesela, bilirkişilik kanunu görüşülürken -ben Alt Komisyon Başkanıyım orada- oraya gitmem lazım. Ama bir iki saat oraya gidip tekrar buraya dönmem gerekiyor, sizin de aynı şekilde. Yani, onlarla birlikte yürümesi lazım. Biraz daha, tabii, ağırlığımızı da buraya vermemiz lazım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 306 milletvekili var. Her tarafa sizi vermişler.

BAŞKAN - Hayır, hayır, önceden benim orada bilirkişilikle ilgili şeyim vardı.

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Komisyonlarda görevlendirilecek uzmanlarla ilgili olarak ben mutlaka çocuk mahkemelerinden bir hâkim arkadaşımızın olmasını talep ediyorum.

BAŞKAN - Uzman değil mi, çocuk mahkemelerinde?

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Evet, uzman olarak. Aile mahkemelerinden bir hâkim arkadaşımız vardı, çok faydası oldu.

Yine, Millî Eğitim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığından da birer uzman olması taraftarıyım.

BAŞKAN - Millî Eğitim Bakanlığı, Adalet...

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından da uzman olması gerektiği taraftarıyım.

Yine, Komisyonumuzda dinlemek üzere Millî Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Sema Ramazanoğlu, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Vakıflardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan'ın da dinlenmesi taraftarıyım. Çünkü, bu konularla ilgili çözülmesi gereken çok sorunlar var. Hem bilgi alırız hem de kaygılarımızı ve dileklerimizi kendilerine iletebiliriz burada, Komisyonda.

Komisyona davet edilecekler listesini ben biraz hazırladım ama bunun devamını yine daha sonra sizlere iletmek istiyorum. Görüşmekte olduklarım var. Her şeyden önce, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği, Türk PDR Derneğinin davet edilmesini talep ediyorum. Özellikle çocukların en çok bulunduğu yerler okullar ve okullarda bu sorunlar çok ortaya çıktığı için Türk PDR Derneğine bağlı rehber öğretmen arkadaşların önemi çok büyük. Türk PDR Derneği Başkanı Profesör Doktor Filiz Bilge, Hacettepe Üniversitesinden. İsmi yazılı, vereceğim size. Filiz Hanım ve uzman psikolojik danışman Nilüfer Koçtürk var. Bunların dinlenmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Yine, Profesör Doktor Rezan Çeçen Eroğul'un dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Profesör Doktor Mehmet Sungur, kendisi çocuk psikiyatristi değildir ama bize istismarcılarla ilgili bilgi verecek. Bu da çok önemli bir konu. İstismarcıları tanıyıp belki de nasıl ayırt edebileceğimizle ilgili... Doktor Meltem Kora çocuk istismarı üzerine çalışıyor, Mehmet Hocamızdan aldım ismini. Yine, Meltem Hoca'yla birlikte çalışan, Psikolog Olcay Güner var. Bu arkadaşların da çok faydası olacağını düşünüyorum. Türk EĞİTİM-SEN, yine sendikalar içerisinde dinlenmesini talep ettiğim STK içerisinde. Yine, ek listeleri de ben sunacağım.

Tutanakların gizlilik durumuyla ilgili olarak, her şeyden önce, ben Komisyonumuza çocukların davet edilmemesi taraftarıyım. Çocuğun anlatabileceği ne olur? Öyle bir anıyı zaten burada dinlemek bize hiçbir şey kazandırmayacak, çocuklarımızı da daha çok travmaya uğratacaktır. Ancak, çocuklukta istismar yaşamış bir yetişkin duygularını, düşüncelerini bizimle paylaşmak isterse belki ona "Buyurun." denilebilir. Ama onda da zaten isim gizli tutulur. Gelmek isteyeceklerini de çok sanmıyorum ama çocuklar kesinlikle gelmesin.

BAŞKAN - Yani, siz tutanaklar açık mı olsun diyorsunuz?

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Tutanaklar açık olmalıdır. Çünkü, bu konu çok hassasiyet yaratmış bir sorundur, herkes izlemek isteyecektir. Bizim diğer araştırma komisyonumuz, bitmek üzere olan Aile Bütünlüğü Komisyonumuzun tutanaklarını sürekli dışarıda okuyanlar var. Konudan muzdarip olmuş olan babalar, anneler, bu konuyu takip eden aile hâkimleri, ilgili avukat arkadaşlar, çok kişi takip ediyor ve bize yazıyor sürekli. Bu konu daha çok dikkat çekiyor. Bizim ne yaptığımızı, ne konuştuğumuzu bilmek istiyorlar. Nihayetinde, Komisyonumuzun da zan altında kalmaması lazım. Bir şeyleri gizli tutarsanız hiçbir şeyin çözülmeyeceğine inanırlar. "Gizlediğiniz şey mutlaka yararımıza değildir." diye düşünürler. Bu, sizler açısından da, Divan açısından da iyi olmaz diye düşünüyorum. Tutanaklar tamamen açık olsun, ancak şahıs buraya gelirse o şahısın ismi gizli tutulur, uyarılır, içeride ismini de kullanmaz, gerekirse çıkartılır diye düşünüyorum.

Uzmanlarla ilgili, bahsettiğim gibi, daha sonra ben ek isimler de verebilirim. Eğer kabul ederseniz bunların da faydalı olacağını, bu şekilde bir çalışmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum. Söyleyeceklerim bu kadar.